Tarihin karanlık sayfaları ve insan doğası: Pachinko üzerine
Prömiyer yaptıktan sonra uzun süre yüzde 100 Rotten Tomatoes puanına sahip olan (şimdilerde yüzde 98) Apple TV+ dizisi Pachinko, geçtiğimiz hafta ilk sezon finalini yaptı. Farklı on yıllara yayılarak Kore’deki Japonya işgalinin çeşitli katman ve yansımalarını işleyen Pachinko, yüksek bütçeli bir dönem dizisi.
Zaman dilimi ve mekân
Dizi 1920’lerden 1989’a kadar uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Kore, Busan civarında başlıyor ve Tokyo, Osaka gibi Japon şehirlerine uğruyor.
Konu nedir?
1920’lerde Kore’de küçük, fakir bir kız olan Sun-Ja’yı merkezine alarak Sun-Ja ve ailesinin yıllar içerisinde yaşadığı zorlukları, dönemin satır başı olaylarına göz kırparak anlatıyor. Dizi Sun-Ja’nın yaşlılığı, gençliği ve küçüklüğü arasında hızlı gitgeller yaparak ilerlerken, aile içerisindeki gizemler de yavaş yavaş açılıyor. Pachinko’nun bir zaman dilimi 1920’lerden başlayarak ileri doğru ilerlerken, ikinci zaman dilimi 1989 yılında Sun-Ja’nın torunu Solomon etrafında şekilleniyor.
Altı çizilen ana konulardan biri ise zenofobi. Kore’nin Japon işgali altında yaşadığı zulüm ve o süreçte Japonya’ya göç etmek zorunda kalmış Korelilerin maruz kaldığı ayrımcılık, kötü muamele ve şiddet dizi boyunca işleniyor.
İzlemeden önce bilmemiz gerekenler
Dizi bir Apple+ dizisi. Bu arkadaşlar son dönemde ciddi bir dizi yağmuruna başlamış durumda. Bu yağmurdan kârlı çıkan ise elbette biz dizi severler. Pachinko da Apple+’ın ağır toplarından biri. Dizi 2017’de yayımlanan, Lee Min-Jin’in aynı adlı eserinden uyarlanmış. Kitap New York Times çoksatanlarından. Dizinin başrol oyuncularından Yuh-Jung Youn’u, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ını kazandığı Minari filminden tanıyor olmanız mümkün. Bu arada dizi ikinci sezon onayını da almış.
İlk intiba?
Dizi hiçbir şey için acele etmiyor. İzleyiciyi tatmin edeceğini bilmenin verdiği güvenle olup biteni tane tane anlatıyor. Sabırsız izleyiciyi elerken, sabredenleri mükâfatlandırıyor. Prodüksiyon bütçesi büyük. Farklı on yıllara yayılan, geniş bir dönem dizisi. Set, kostüm ve dekor fevkalade bütçe kokuyor.
En çok neyi sevdin?
Diziye haksızlık olacak ama sanırım jeneriği. Resmen bitmesin istiyorsunuz. Japon işgali altındaki Kore’den gerçek görüntülerle giriş yapan jenerik şarkının introsunun bitmesiyle bambaşka bir boyuta geçiyor. Dizideki tüm aile bireylerinin, geçmişten günümüze, rengârenk bir Pachinko’da dans edişlerini izliyoruz. Danslarına eşlik eden şarkı ise 1965 – 1975 yılları arasında aktif olan Amerikalı rock grubu The Grass Roots’un “Let’s Live For Today” isimli şarkısı. Garanti ederim, izledikten sonra şarkıyı favori listenize alıp zırt pırt dinleyeceksiniz.
Bunun dışında, uzun yıllara yayılan bir aile draması olarak klasik bir anlatım olsa da tarihin çok da bilmediğimiz bir dönemine ışık tutuyor olması güzel. Uzak Doğu’nun tarihiyle ilgilenmeyen batı dünyası için Japonya İkinci Dünya Savaşı’ndan yaralı çıkmış ama mangası, animesiyle rengârenk ve egzotik bir ülke olabilir. Ancak Japonya tarihinin karanlık sayfalarına tanıklık etmek insan doğasına dair ufkunuzu genişletebiliyor.
Dizinin Japonya’da “sessizlik”le karşılandığını da notlarımıza ekleyelim. Japon toplumunun büyük çoğunluğu ülkede ırkçılık diye bir şeyin var olmadığına inanıyormuş. Tanıdık geldi mi?
En az neyi sevdin?
Yahu, böyle güzel bir dizi hakkında olumsuz bir şey aramaya ne gerek var? Bunu başka bir soruyla değiştirebiliriz sevgili editörler?
Peki, Pachinko ne demek?
Hah, teşekkür ederim! Pachinko, Japonya’da şans oyunlarının oynandığı küçük ya da büyük salonlara ve cihaza verilen isim aslında. Pachinkolar için bir nevi slot makinesinin Japon versiyonu diyebiliriz. Ülkenin hemen hemen her yerinde mevcut bu mekânlar. Japonya’da parayla kumar yasak. Ve aslında patchinkolar için bir çeşit kumarhane diyebiliriz. Ancak patchinkolarda zaten para kazanamıyorsunuz. Cihazlardan kazandığınız bilyelerle mekândan kendinizi bir hediye, “token” alabiliyor sonra da bunu isterseniz dışarda satabiliyorsunuz. Böyle de bir gedik bulunmuş sistemde. Japonya’ya gidip bir pachinkoya girerseniz cihazların başında sigara tüttürüp saatlerce oyun oynayan orta yaş üstü sayısız insan görürsünüz. Rengârenk ışık ve ses saçan bu cihazlarla dolu olan bu mekânlar ilk bakışta zihninize kazınıyor zaten.
Formu dolduran: J. Hakan Dedeoğlu