RASTGELE: Irmak Kazuk’un yeniden ışınlanmak istediği 10 konser

Irmak Kazuk, 2000’lerden bu yana farklı mecralarda yaptığı yayınlarla spor basının en şahsına münhasır figürlerinden biri oldu. NTV ve NTVSpor yıllarının ardından YouTube’da çeşitli serilerle spor ve kültür sanat alanında içerikler üretmeye tam gaz devam ediyor. “Tiki Taka”, “Cevaplı-Yorum”, “Sahte 9” gibi formatlarda farklı alanlardan konukları ağırladığı YouTube kanalına buradan ulaşabilirsiniz. Irmak, RASTGELE köşemiz için yeniden ışınlanmak istediği 10 konser deneyimini anlattı. 

Metallica – 25 Haziran 1993 / İstanbul, İnönü Stadyumu

“Evde abimden aşina olduğum Metallica ilk defa Türkiye’ye gelmiş ve ben de ergen gazımla sabah 06:00’da kuyruğa girip ilk canlı konser deneyimimi yaşamıştım. İzlediğim ilk canlı konserde, zirvelerinde olan Metallica’yı izleyince de olay 10 konserlik listede 3 Metallica canlı performansı yazmaya kadar gitti. Yerleri pek tabii ayrı.”

1993 Metallica konserine dair gazetelere yansıyan fotoğraflardan. Bandanalı olan Irmak.

Manu Chao – 10 Haziran 2002 / İstanbul, Maslak Venue

“Üniversite döneminde, o yıllarda MTV’nin de insanların müzik kültürünü fazlasıyla beslediği yıllarda, Manu Chao ile tanışmıştım ve yaptığı müzik, sergilediği duruş çok hoşuma gitmişti. İstanbul’da o dönem birçok konsere ev sahipliği yapan Maslak Venue’de çalacağını duyduğumda da tüm tanıdıklarımı arayarak bir şekilde bilet için yalvarmıştım. Kolay kolay bir şey isteyebilen biri olmasam da iyi ki yapmışım! Hayatımda izlediğim en iyi canlı performanslardan biriydi. Çok daha tempolu, çok daha rock ezgileriyle dolu dolu geçen yaklaşık 3 saat… Evet, 3 saat. Bir de sahneye Galatasaray formasıyla çıktı, olay kilit.”  

The Prodigy – 17 Nisan 1998 / İstanbul, Abdi İpekçi Spor Salonu

“Şu günlerde eskisi kadar elektronik müzik dinlemesem de benim için konu bu olduğunda başa yazacak bir grup var. O da The Prodigy. Geçtiğimiz yıl yıkılan Abdi İpekçi’de sayısız tarihî basketbol maçına tanıklık ettim, içinde bulundum. Ama sahne önünde yerlerde sürünüp, seyirci sörfü yaptığım o konser, hepsinden farklı bir deneyimdi.” 

Linkin Park – 19 Temmuz 2009 / İstanbul, Rock’n Coke

“İtiraf edeyim, hiçbir zaman Linkin Park hayranı olmadım. Hâlâ da değilim. Hatta o festivalde gitme motivasyonlarımdan biri de kesinlikle değillerdi. Ama bazı performanslar izliyorsunuz, ‘Bunlar neden dünya starı?’ sorusunun cevabını tokat gibi yapıştırıyorlar suratına. O gece de öyle bir tokat yedim. Rahmetli Chester Bennington’ı ağzım açık izlediğim hatırlıyorum. Nur içinde yatsın.”

Carl Cox – 18 Temmuz 2003 / İstanbul, Park Orman 

“Üniversite yıllarımın sonları, yine Park Orman, yine bir müzik festivali. Her ne kadar bir DJ’in tek başına çıkıp yaptığı müzik beni tam olarak yakalamıyor olsa da Carl Cox olayı öyle bir seviyeye çıkardı ki, beni koparıp kendine çekti resmen. Maraş dondurmacılarının külah şakalarını izler gibi izledik Carl Cox’un şovunu. Tek kelimeyle inanılmazdı.”

Nick Cave and the Bad Seeds – 19 Eylül 2014 / Harbiye Açıkhava 

“Harbiye Açıkhava’nın zaten büyülü bir atmosferi var, bilirsiniz. Oradan, etkilenerek çıktığım çok fazla konser oldu; Bulutsuzluk Özlemi, Iron Maiden, Morrissey… Ama Nick Cave’in sahnedeki enerjisi ve performansı, ne soğuk ne sıcak, hafif esintili bir eylül akşamıyla birleşince, kopardı başka yerlere götürdü. Kesinlikle unutamadığım konserler listesinde olmayı hak ediyor.” 

David Arthur Brown – 2012 / İstanbul, kapalı bir stüdyoda akustik session

“Bilenler bilir, David Arthur Brown aslında ülkemize de bir dönem sıklıkla gelen, hatta İstanbul’da klip de çekmiş Brazzaville’in vokalisti. David gittiği her ülkede edindiği arkadaşlarının evlerinde, bahçelerinde ofislerinde, sadece o arkadaşının arkadaşlarının katıldığı akşamlar yaparmış. Bir akşam da yine Babylon’da (Asmalı’da bulunan, hatırladıkça gözlerimizi dolduran Babylon) verecekleri bir konser öncesinde, memleketlimiz olan bir arkadaşının fotoğraf stüdyosunda kapalı bir buluşma düzenledi. Bize de bir yerden haberi gelince şarabımızı biramızı alıp, Karaköy’de bulunan fotoğraf stüdyosuna gittik. Adam bütün akşam, gelen 10-15 kişinin istediği parçaları seslendirdi, hikâyelerini anlattı, üzerine sohbet etti.” 

Kasabian – 25 Kasım 2017 / Amsterdam, Ziggo Dome

“Kasabian’ı severim. Fanı olmasam da. Ama onlar için hep söylenen ‘Muazzam bir festival grubu, sahnede enerjileri çok iyi’ söylemini de bildiğimden, bir ara onları kovalamaya başladım. Ve bir gün de Amsterdam’da yakaladım. Ses, ışık, performans gerçekten çok iyiydi. Tek eksi puan, şehirlerinden çıkan grubu Hollanda’ya gelip takip eden ve Marmaris barlar sokağındaki gibi alkolden yerlerde sürünen Leicester’lı kardeşlerimizdi.” 

Lars Ulrich & Irmak Kazuk

Metallica – 4 Haziran 2014 / Hamburg, Imtech Arena 

“İlk yurt dışı rock konseri deneyimim. Hem de sahne önü. Bir rock konserinin olması gerektiği gibi. Biraz harala gürele, coşkuyu, ânı sonuna kadar yaşayan insanlar, e biraz da ter kokusu. Ama her şeyden öte, o dönem çalıştığım NTV için davulcu Lars Ulrich ile özel röportaj yapma, kendisiyle fotoğraf çektirme, plakları imzalatma şansım olmuştu. Ön grup The Ghost sahnedeyken, onları tüm Metallica üyeleriyle yan yana izlememiz de bonus oldu!”

Metallica – 13 Temmuz 2014 / İstanbul, Maslak İ.T.Ü.

“Bu konseri diğerlerinden ayıran, tüm konseri sahneden izlemem ve James Hetfield, Robert Trujillo ve Kirk Hammett’ın ara ara gelip sırtlarını bize yaslayıp gitar çalması oldu. Tüm stadyumdaki en iyi yer miydi? Kesinlikle hayır. Ama en özel yerdi. Farkındayım 3 Metallica konseri oldu ama şimdi hangisini eleyeyim?”