Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği “Io”yu, oyuncularından Deniz Karaoğlu ile konuştuk

Şahika Tekand’ın yazdığı ve yönettiği Io; 23. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yaptı. Mitolojik dünyada kendine yer edinememiş Io’nun Zeus’a ve ataerkilliğe başkaldırısını konu eden ve seyirciden tam not alan oyunda Kratos’a muazzam bir performansla hayat veren Deniz Karaoğlu ile oyunu konuştuk.

Röportaj: Hande Sönmez – Fotoğraf: Onur Esen

Io; yüzyıllar önce mağdur edilmiş, 2019’da kendi sesine kavuşmuş bir kadın…

Kişisel olarak mitolojiyle aran nasıl? Io’nun hikâyesinin yazılmış olmasının önemi nedir sence?

Mitolojiyle ilgim tiyatro eğitimi almamla paralel başladı ve ilerledi. Studio Oyuncuları’nda kültürel eğitim birinci sınıftan itibaren öğrencilere nakşedildiği için orada tanıştım. Bir de bu oyunun prova sürecinde İlyada ve Odysseia’yı tekrar açtım; 19-20 yaşlarımdayken okumuştum. O zaman başka bir gözle değerlendirmiştim ama 37 yaşımda okuduğumda içlerinde bambaşka şeyler buldum.

Io’nun hikâyesinin yazılmasına gelirsek; mitolojik kahramanların dünyasında hiç sesi çıkmamış Io’ya 2019’da ses olunması çok büyüleyici ve değerli bir şey bence. Zaten düşündüğünde gerçek kadın karakterlerin yazılması da çok uzun zaman önceye dayanmıyor. Io, yüzyıllar önce mağdur olup sesini duymadığımız bir karakterken 2019’da kendi sesinden hikâyesini dinliyoruz.

Io’yu okuduğunda Kratos’u oynayacağın belli miydi? Onu nasıl tanımlarsın? 
Şahika [Tekand] beni arayıp “İblis’i oynar mısın” dediğinde çok heyecanlandım. Yani evet, Kratos’u oynayacağım belliydi. Oyundaki partnerim Gizem Bilgen’in de kardeşim ve gölgem olacağını söyledi. Zaten Şahika bana; “Deniz şurada durur musun” dese dururum. Onun tiyatrosunu çok çok önemsiyorum.

Kratos’u tanımlamak… Şahika’nın oyunlarına karakter odaklı değil de bütünsel yapı içinde bakmak gerektiğini düşünüyorum. Metni okuduğumda büyülendim; Şahika’nın tiyatrosunda çalışmış ve seyircisi olmuş biri olarak ben başka antik yazarlardan kolaj yaptığını zannederken; oyunu onun yazmış olması beni şaşırttı. Matematiksel bir tekstin aynı anda bu kadar şiirsel olması müthiş bence. Hem sahne hem kâğıt üzerinde çok iyi durduğunu düşünüyorum.

Prova sürecinde oyun nasıl şekillendi?
Provaya girilen tekst 100 sayfaysa biz şu an 70-75 sayfasını oynuyoruz. Bir oyunu ne kadar prova edersen et, oyunun genel akışını görmeden resmi de tam göremediğin için elbette içerikler çokça değişiyor/şekilleniyor. Bizim Gizem’le olan kompozisyonumuz da değişti mesela… Sürekli yaşayan, canlı bir şeyden bahsediyoruz. Tiyatro da bu yüzden çok daha keyifli. Deneyerek buluyorsun.

Fotoğraf: Ilgın Erarslan Yanmaz

Şahika Tekand’la çalışmaya alışık biri olarak Io’da seni şaşırtan bir şey oldu mu? Tekand’ın üretimi/yöntemi tiyatro camiasında nasıl bir yerde duruyor sence?

Şaşırtan şey demin de söylediğim gibi metni onun yazmış olması diyebilirim. Studio Oyuncuları, 32 yaşında bir kurum ve o zamandan beri çizgisinden hiç ödün vermemiş; kendi bakış açısını sahneye taşıyan bir tiyatro. Hayatı yaşayış şeklimiz, görsel alışkanlıklarımız bu denli değişmişken Şahika’nın kendi performatif tavrının, metninin, oyunculuk yöntemine ve rejiye yaklaşımının hiçbir şekilde bozulmaması İstanbul ve Türkiye adına çok kritik bir şey. Genel akımdan farklı bir şey yapıldığı/yaptığımız aşikâr; biz aşk sahneleri, ihanetler gibi gündelik olaylarla değil daha başka bir yerden tiyatronun biçimiyle, içerik üretmesiyle, biçimin içeriği etkilemesiyle de ilgileniyoruz. Bu şekilde eser üretip ayakta kalan başka birini tanımıyorum.

Studio Oyuncuları’nı ve Şahika Tekand rejisine/metinlerine aşina olan biri Io’da ne gibi yeni şeyler bulabilir sence?

Studio Oyuncuları’nda birinci sınıftayken Oedipus Nerede oynanıyordu; onu izlediğimde; oyunun dünyasıyla ilgili bir fikrim yokken ışıklar açılıp korodan “Kim” sorusunu durduğumda beni yerime çivilediğini hatırlıyorum. Bu sonraki oyunlarda da devam etti. O yüzden “Tüm oyunlarda ışık yanıp sönüyor ve hep aynı yapı var” gibi eleştirilere katılmıyorum; her seferinde başka kurgusu var Şahika’nın dünyasının…

Io’nun diğer Studio Oyuncuları oyunlarıyla bir “ampül” ortaklığı olabilir ama müziği, biçimi, senfonisi ve karakterleri çok farklı. Ayrıca Şahika Tekand’ı sahnede izlemek gibi bir güzelliği var.

*Io, 23 Aralık’ta Uniq Hall‘da sahnelenecek.

Fotoğraf: Ilgın Erarslan Yanmaz