Seretan: “RBMA, sınırların ortadan kalktığı bir ortamdı”

Red Bull Music Academy’yi daha önce deneyimle şansını yakalamış yerli isimlerle konuşmaya devam ediyoruz. Sırada Seretan projesiyle tanıdığımız Özcan Ertek var.

Müzik dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan RBMA’nın 4 Eylül’e kadar devam edecek olan başvuru sürecinde, RBMA’ya katılmış olan yerli müzisyenlerle RBMA başvuru süreçlerini, deneyimlerini ve dahasını konuşuyoruz. Müzikle ilgilenen herkesin başvurabileceği RBMA’ya geçtiğimiz yıllarda katılma şansı yakalamış Özcan Ertek’le konuştuk.

RMBA’ya başvurmaya nasıl karar verdin? Başvuru sürecindeki hazırlığın nasıl oldu?

RBMA’ya başvurmaya elime akademiyle alakalı bir broşür geçtiğinde karar vermiştim. Prodüksiyon yaparken kullandığımız delay, reverb gibi efektlerin illüstrasyonlarının olduğu bir broşürdü. Çok hoşuma gitmişti.

RBMA’daki deneyimlerinden biraz bahseder misin? Nasıl bir süreç vardı, ne gibi workshop’lara katıldın, hangi müzisyenler yer alıyordu?

Benim gittiğim dönemde stüdyo ekibi Four Tet, Steven Ellison (Flying Lotus), Thundercat, Patrick Pulsinger, Morgan Geist (Metro Area) ve Todd Osborn’dan oluşuyordu. Stüdyoları dolaşıp diğer ülkelerden gelen arkadaşlarla bir yandan birbirimize ısınırken yaptığımız çalışmalara yorumlarda bulundular ve kendi tekniklerinden bahsettiler. Ders verenler arasında ise Brian Eno, Julia Holter, Sunn O)) projesiyle tanıdığımız Stephen O’Malley, El-P, Bok Bok, Malcolm Cecil, Beatles’ın prodüktörü Ken Scott, Radiohead’in prodüktörü Nigel Goldrich ve Sonic Youth’dan Kim Gordon gibi isimleri sayabilirim. Hepsiyle tanışma fırsatımız ve tecrübelerini dinleme şansımız oldu. Brian Eno ile tanışma fırsatı ya da Four Tet ile yan yana oturup müzik yapmanın yanı sıra Flying Lotus’u yemek aralarında ya da stüdyoda bir köşede 13 inch mac ve kulaklık ile müzik yaparken görmek ilham vericiydi.

Gün kahvaltı sonrası yukarıda saydığım isimlerden ikisinin verdiği ders ile başlayıp, birlikte müzik yaptığımız Studio Time (Stüdyo Zamanı) ile devam ediyordu. Yer yer Four Tet’in live setini anlattığı ya da Malcolm Cecil’in modüler synthsizer’ın başına geçip farklı numaralar gösterdiği özel session’lar da oldu. Akşam ise RBMA’in bizim için New York’un çeşitli mekanlarında ayarladığı konserlerle son buluyordu. Bu konserlerde de çok iyi isimlerle çalma ve tanışma fırsatımız oldu. Diğer bir iki katılımcı arkadaşımla birlikte Nanobot Picket Line etkinliği kapsamında Brooklyn Cameo Gallery’de çok sevdiğim Blondes ile aynı sahneyi paylaşma fırsatı buldum.

Bu etkinlikler vasıtasıyla New York’taki müzik sahnesini tanıma şansı da edindik. Buradan takip ettiğimiz Captured Tracks, Triangle Records gibi büyük plak şirketlerinin orda aynı sokakta birbirlerine komşu ofislerde varlığını sürdürüyor olması çok hoşuma gitmişti. O sokaktan çıkan müzik Avrupa’yı ve hatta bütün dünyayı etkiliyor çünkü. New York’un Queens bölgesinde Warehouse’daki Drone Activity in Progress gecesinde Kim Gordon’ın Body/Head’inden Sunn O)))’ya, Pete Swanson’dan Allen Licht’e kadar bir sürü ismi dinleme fırsatı buldum. Vatican Shadow sahneye çıktığı anda tüm ambarın bir noise dalgası ve four on the floor ritimler ile dolduğu anı hatırlıyorum. Akademiden tanıdığım tüm Almanlar diğer sahnelerden Red Room’a gelerek tekno müziğe olan sevgi ve bağlılıklarını göstermişlerdi. Müziğin büyülü etkisinin canlı ve güzel bir örneğiydi.

Event participant performing at the Red Bull Music Academy in New York, April 28 to May 30, 2013

Senin için RBMA ne anlama geliyor ve hayatını nasıl değiştirdi?

RBMA benim için sınırların ortadan kalktığı, kültürel farklılıkların olumlu bir şekilde üretime katkıda bulunduğu, sadece kendimiz olarak ortak paydada buluşabileceğimiz ortam. Orda iyi işler çıkardığım ve çıkarmaya devam edeceğim meslektaşlarımla tanışmanın yanında, hayat boyu devam edecek dostluklar kurmuş olmaktan dolayı çok memnunum. Müziğin hiç eksik olmadığı dostluklar bunlar. Örneğin bu sene Ale Hop ile Bant Mag. Havuz’da çok kısa süre aralığında planladığımız bir konser gerçekleştirdik. Geldiği o kısa hafta sonunda birlikte bir iki parçaya da baktık ve şimdi, Eylül ayında çıkaracağım yeni EP albümüm Persona‘da ilk parça onun vokal ve gitarlarını barındırıyor olacak. Bu şekilde featuring ve remiks projelerinin hayat boyu devam edeceğini düşünüyorum.

RBMA’ya katılacaklara ne gibi önerilerde bulunursun?

Başvuracak müzisyenlere önerim katılım formunu samimiyetle doldurmaları. Formu okuyan RBMA ekibi sizi tanımak istiyor. O yüzden kendinizi ne kadar iyi tanıyorsanız o kadar iyi bir şekilde başvurunuza yansıtmalısınız. Müzikle ilgili düşüncelerinizin önemli olmasının yanında bence asıl önemli olan nasıl bir kişi olduğunuz. Benim başvurduğum dönemde “En son ne zaman ağladınız?” ya da “Kendinizle ilgili en garip 5 şeyi sıralayınız” gibi sorular vardı, tereddüt etmeden samimice cevaplanması gereken çok güzel sorulardı.

RBMA sayesinde tanıştığın en ilham verici isim kimdi?  

Kieran Hebden (Four Tet) gibi iyi, çalışkan ve mütevazi bir müzisyenle tanışmak benim için çok önemliydi. Onunla bire bir iletişim kurduğum için çok şanslı hissediyorum çünkü kendisi uzun yıllardır ara vermeden üreten bir prodüktör ve hala aynı ilgiyi barındırıp yansıtıyor olması ilham veriyor. Bence müzik dünyasını bu şekilde etkilemiş insanlarla çalışmanın en iyi tarafı, müziğe olan bakış açılarının, kullandıkları materyallerin ve tekniklerin bizim gibi daha genç ve önünde kat edeceği yolu olan müzisyenlerden çok farklı olmadığını görmek. Kieran’ın stüdyoda kolumdan tutup bir kick vuruşunun nerede rezone ettiğini bulmamı istediği bir etüdümüz olmuştu ki, akademiyle alakalı hiç unutamayacağım anılar arasında ilk sıradadır.

RBMA’ye başvurmak ve detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.