Yüzde 100 sürdürülebilir bez çantalar: Susbag

Geçtiğimiz sene yola çıkan ya da yeni takibe aldığımız; kimi bireysel kimi ise ekip hâlinde çalışan yerli tasarımcı ve üreticilerle konuştuk. Tüm ham maddesi yüzde 100 geri dönüştürülmüş, içinde seperatörler olan bez çantalar tasarlayan Susbag markasını, Burcu Süren ve Öner Oktar’dan dinledik.

Siz kimsiniz? Hikâyenizi kısaca anlatabilir misiniz?

Burcu Süren: Biz Öner ile birlikte sürdürülebilir ve lüks marka iletişimi yapan Collab İstanbul Lifestyle Marketing Ajansı’nın sahipleriyiz. Ben 17 yıllık reklamcıyım. Özellikle dijital tarafta büyük markalarla çalışma fırsatı buldum. Son 10 yıldır da, moda alanında birçok markayla çalıştık. Onlara sürdürülebilir üretim konusunda tavsiyelerde bulunup çok da ciddiye alınmazken, kendimizi bir anda sürdürülebilir ürünler yaparken bulduk. Susbag aslında, bizim sürdürülebilir üretim yaptığımız üç markadan biri. Ben aynı zamanda; Marmara Üniversitesi, İMA, İHKİB ve büyük markalar için; sürdürülebilir moda, döngüsel moda, değişen tüketici davranışları üzerine dersler, eğitimler ve seminerler veriyorum. Uzmanlığımız bu diyebilirim. 

Öner Oktar: Ben aslında müzik menajerliğinden ve sahne prodüksiyonundan geliyorum. Burcu ile tanışmadan önce yıllarca İstanbul Fashion Week’lerde teknik danışman olarak görev aldım. Modaya ve tasarımcılara bu anlamda yakınlığım vardı. Sanırım önce şunu anlatmak daha güzel olur: Bizim iletişim tarafında sürdürülebilirliğe başlamamız aslında, kendi hayatımızda da buna dair pratikler geliştirmemiz ve farkındalığımızın artmasıyla oldu. Plastik tüketmiyor, hızlı moda markalarından alışveriş yapmıyor, çöplerimizi ayırıyor, organik atıklarımızı kompost yapıp kendi bitkilerimizde gübre olarak kullanıyoruz. Bu uzun zamandır böyle.

Markalara bu anlamda yıllarca tavsiyeler verirken neden kendimiz yapmıyoruz dedik ve 2018 yılında ilk sürdürülebilir markamız KNOT_x’i, tekstil atölyelerinin elinde kalmış küçük miktardaki artık yünleri tekrar hayata kazandırabilmek için kurduk. Upcycle olması nedeniyle oldukça küçük bir stokla Vakkorama’larda satışa sunduk. Amacımız satıştan daha çok, farkındalık yaratmaktı.

Nasıl ve neden bu yola çıktınız? 

Burcu Süren: Aslında Susbag’in konsepti de tam olarak bu alışkanlıklar ile gelişti. Kendimiz ve çalışanlarımız için daha sürdürülebilir ve iyi besinler tedarik edebilmek adına her hafta pazara gidiyorduk. Plastik poşet almamak için 10 tane bez çantamız vardı. Pazarcılarla poşet almamak için saatler süren tartışmalarımız oluyordu. Bez çantalar çok dayanıklı olmadıkları için çabuk deforme oluyor, sapları yerlerinden çıkıyor, huzurlu bir alışveriş deneyimi yaratmıyorlardı. Yine aynı sıkıntıları yaşadığımız bir gün, bir “Evreka!” anı yaşadık ve neden içinde seperatörleri olan bir alışveriş çantası üretmiyoruz ki dedik. Bu nedenle Susbag’i farklı sayıda ayırıcıları olan ve günlük, haftalık, aylık alışverişlere fırsat veren üç boyda tasarladık.

Öner Oktar: Tabii bir alışveriş çantası sunmanın yanı sıra, şık ve dayanıklı bir ürün olmasına da özen gösterdik. Günlük olarak kullanılabilir bir çanta olmalıydı, bu nedenle insanların tüketim ve giyim alışkanlıklarına uygun olmasına özen gösterdik. Çünkü insanların aklında, sürdürülebilir olanın otantik bir stile sahip olması gerekiyormuş gibi bir algı var. Bunu yıkmak istedik. Susbag’in tüm ham maddesi yüzde 100 recycled. Etiketinden sapına hepsinin recycled olabilmesi için fazlaca uğraştık. Etiketlerimiz bile içinde tohum bulunan kağıtlardan üretildi; ekildiğinde fesleğen çıkarıyor.

Tasarımlarınızı / ürünlerinizi kimler alıyor?

Burcu Süren: Aslında ürünümüzün ulaşılabilir olmasını çok istedik. Kâr etmekten ziyade sürdürülebilir tüketimi yaygınlaştırmak istiyoruz fakat maliyetler, Türkiye’deki üreticilerin ufak adetlerle üretim yapmıyor oluşu gibi sebeplerle ürünlerimizi ancak yüksek gelir ve eğitim grubuna hitap eden platformalarda satışa sunabiliyoruz. Bu kitlenin de bu konudaki farkındalığı yüksek olduğu için iyi bir tanışma noktası oluyor.

Öner Oktar: Kesinlikle eğitimli bir kitle. Susbag’in iyi niyetlerle üretildiğinin farkında olan bir grup. Müşterilerimizle iletişimde olmayı seviyoruz ve gördüğümüz kadarıyla gerçekten bilinçli bir kitleye hitap ediyoruz.

Ürünlerinizi alanlar, neden alıyorlar?

Öner Oktar: Şık bir alışveriş çantası olduğu için alıyor olmalarını tercih ediyorum. Bölmeleri ile plastiksiz alışverişe fırsat vermesi, başkası yapsaydı da etkileneceğim bir fikir olurdu. 

Burcu Süren: Bence hikâyeyi satın alıyorlar. Henüz sürdürülebilirlik adına büyük adımlar atamayan bir ülkede, hatta dünyada yaşadığımızı düşünüyorum. Farkındalığı olan insanlar, işin bir ucundan tutmak istiyorlar. Devletlerden göremedikleri değişimleri markalardan gördüklerinde onları tercih ediyorlar. Sanırım asıl sebep bu.

Yakın dönemde radarımıza girmiş 16 yerli tasarımcı ve üretici dosyasının tamamını Bant Mag. No:77’de okuyabilirsiniz.