The Andy Warhol Diaries ile bir ikonun gizlerine vakıf olma zamanı

Geçtiğimiz yıllarda Netflix’e geçiş yapıp seri üretimde vitesi bir tık daha yükselten Ryan Murphy; The Politician, Hollywood, Ratched, Halston, The Boys in the Band ve The Prom’un yanı sıra A Secret Love, Circus of Books ve Pray Away gibi kurgusal olmayan işleri platformun kataloğuna kazandırmıştı. Yaklaşan projelerinde sırada, Amerikan pop kültürünün ikonik ismi Andy Warhol’un kişisel yaşamını keşfe çıkacak bir belgesel serisi var: The Andy Warhol Diaries. Altı bölümden oluşacak ve 9 Mart’tan itibaren erişime açılacak yapımdan ilk fragman hemen aşağıda.

Valerie Solanas’ın 1968’de kendisine yaptığı suikast girişiminin ardından, Andy Warhol bir sır perdesiyle örtülü hayatını, en yakınlarına bile pek açık etmemesiyle bilinen iç dünyasını günlüklere kaydetmeye başlamıştı. Dizi, 1976-1989’u kapsayan bu günlüklerden hareketle bir anlatı yaratsa da Warhol’un Pittsburgh’daki çocukluğundan çığır açan çalışmalarını yaratım sürecine, Jean-Michel Basquiat’a olan hislerinden bahsi geçen suikast girişime kadar yaşamının farklı noktalarını aydınlatmayı vadediyor.

Projeye dair ilk emareleri aldığımız tanıtımda sanatçının geçtiğimiz yüzyıla vurduğu damganın, çağdaş kültüre olan katkılarının, bir dahi ve ikon olarak farklı disiplinlerle etkileşimlerinin bahsi geçiyor. Röportaj veren isimlerden John Waters “Tüm kuralları yıkıyor, her şeye yeni bir bakış açısı getiriyordu. Sanat bu değilse, ne peki?” diyor fragmanda. Warhol’un en önemli eserinin bizzat Andy Warhol olmasından, kendisine özenle bir maske yarattığı gerçeğinden, inanılmaz popülerliğine rağmen tam anlamıyla aydınlatılamayan kişisel yaşamından bahsediliyor. Seriye ilham veren günlüklerin, Warhol’u daha yakından tanımak isteyenler için bir rehber olması umulmakta.

Ryan Murphy’nin yapımcı kimliğiyle yer edindiği projenin yönetmeni ise Ivory Tower ve Page One: Inside the New York Times gibi festival favorisi belgesellerden anımsanabilecek Andrew Rossi. İkili, günlükleri bizzat Warhol okuyormuş intibası yaratabilmek adına son teknolojiye başvurmuş, bir metin okuma algoritması kullanmışlar. Oyuncu Bill Irwin’in sesinden, Pittsburgh aksanıyla kaydedilen kayıtlar, yapay zekâ aracılığıyla Warhol’un sesine benzetilmiş. Rossi bu kararın ardında yatan motivasyonu, “Andy’nin günlüklerinde paylaştığı radikal kırılganlığı tam olarak anlamak için, kelimeleri Andy’nin kendi sesinden duymamız gerektiğini hissettim.” sözleriyle açıklıyor.

Yeni Ryan Murphy projesini keşif için geri sayım sürerken, “Başardıkları ve başaramadıklarıyla Ryan Murphy’nin tek kişilik televizyon imparatorluğu” dosyamıza da göz atılabilir.