The Franchise, Heartstopper ve bu hafta başka ne izlesek?

2024-10-07 10:00:00 2024-10-07 10:00:00

Yazı: Burcu Teker

Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde Jon Brown imzalı komedi The Franchise, grafik roman uyarlaması Heartstopper’ın üçüncü sezonu, aksiyon dolu yetişkinlere yönelik animasyon dizi The Legend of Vox Machina ve çok daha fazlası yer alıyor.

The Franchise (BluTV, 7 Ekim)

Nedir: Yılın son çeyreğinde film endüstrisinin yüksek hasılatlı projelerinin perde arkasındaki kaygı şöleni absürt gerçeklere sınır tanımaz bir bakış atan nefis bir komedimiz oldu. Sektör üzerine korkusuz bir taşlama niteliğindeki seri, süper kahraman filmleri üretme cehenneminde mahsur kalmış bir ekibin işleri ayakta tutma çabasını gözler önüne sererken bu süreçte karşılaştıkları mantığa sığmayan beklentileri de iğneleyici biçimde tiye alıyor.

Neye benzer: Mevzu kahramanlar ve efsaneler olsa da en zorlu savaşların ekranlarda değil ofislerde gerçekleşmesi fikrinden hareketle Mythic Quest.

Kimler var: Esaslı süper kahraman hicvi The Boys’dan transfer var! Ürpertici süper kötü Stormfront’a hayat veren Aya Cash, The Franchise’da Himesh Patel, Daniel Brühl ve Billy Magnussen ile başrolü paylaşıyor. Şovun ardındaki yaratıcı zihinler Succession yazarlarından Jon Brown önderliğinde Oscarlı yönetmen-yapımcı Sam Mendes ile Veep’in beyni BAFTA’lı yazar Armando Iannucci.

Heartstopper – 3. Sezon (Netflix, 3 Ekim)

Nedir: Alice Oseman’ın Türkçeye Yabancı Yayınları tarafından Kalp Çarpıntısı ismiyle çevrilen grafik romanlarının uyarlaması; bizzat kendisinin senarist ve yapımcılığında hayat bulan, en taş kalplinin bile içini sımsıcak edip gözlerini buğulama potansiyeline sahip ergenlik draması. Tüm sansürlere inat nefes aldıran seri, yeni sezonunda da öyküsüne sımsıkı tutunuyor; Charlie (Joe Locke), Nick (Kit Connor) ve Truham Grammar School’daki arkadaşlarının başından geçenlere tanıklık ettirmeye kaldığı yerden devam ediyor.

Neye benzer: Becky Albertalli’nin Simon vs. the Homo Sapiens Agenda by Becky Albertalli’sini okuyabilir, kitabın Disney+ kataloğundan erişebileceğiniz spin-off’u Love, Victor’a göz atabilirsiniz.

Kimler var: Bridgerton‘dan Jonathan Bailey, en son Back to Black’te izlediğimiz Eddie Marsan ve Marvel yapımlarının Peggy Carter’ı Hayley Atwell gibi yeni yüzler 3. sezonun seyir zevkini katlamak üzere kadroda yerini almış.

BUNLAR DA VAR!

Gözden kaçmasın

Hold Your Breath (Disney+, 3 Ekim)

49. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde prömiyer yapan, Karrie Crouse’un kaleme alıp yönetmenlik koltuğunu William Joines ile paylaştığı psikolojik korku – gerilim. Partnerinin iş bulma umuduyla evden ayrılmasının ardından yağmurun uğramadığı, toz fırtınalarının esiri 1930’lar Oklahoma’sında iki kız çocuğu ile kalakalan çaresiz anne Margaret’ı (Sarah Paulson) takip ediyor. Korku öğesi olarak üzerimize üzerimize salınmaya çalışılan gizemli figürün istenilen sonuç haricinde her şeyi verdiği yapım için “keder ve umutsuzluk içinde parçalanmakta olan bir annenin portresi” tanımı çok daha doğru olacaktır. Zira projeyi parlatan unsur, Paulson’ın dokunaklı performansından başkası değil.

The Legend of Vox Machina – 3. Sezon (Prime Video, 3 Ekim)

Evreni korkunç canavarlar ve karanlık büyülü güçlerden kurtarmaya çalışan bir grup uyumsuz, bir yandan ölümsüz devlerle yüzleşip uğursuz bir büyücüyü devirirken, bir yandan da kendi aralarında kök salmış güçlü bir lanetle yüzleşirse… Eleştirmenlerin “Dungeons & Dragons hayranlarına aşk mektubu” olarak tarif ettiği animasyon serisi, gücünü müstehcen mizahından ve iddialı aksiyon sahnelerinden alıyor. Öncekilerden daha karanlık bir tema vadeden yeni sezonda grup, azılı “Kül Kralı” Thordak’ı alt etme yolunda ihanetler, zoraki ittifaklar ve bunların getirdiği duygusal sonuçlarla cebelleşiyor.

It’s What’s Inside (Netflix, 4 Ekim)

Greg Jardin tarafından yazılıp yönetilen It’s What’s Inside; günümüzün beğenilme, talep görme ve başarı temalı ağır kaygısal mevzularını topa tutmayı hedefleyen kimlik olgusu üzerine bir kara komedi. Bir araya gelen bir grup üniversite arkadaşı, esrarengiz bir misafirin beraberinde getirdiği gizemli cihazı denemeleri ile metafiziksel, beden dışı bir deneyimin içine çekiliyor; eğlence düsturuyla start verdikleri gece muazzam bir varoluşsal kâbusa dönüşüyor.

Joker: Folie à Deux (Vizyon, 4 Ekim)

İnsan “Neden?” diye sormadan edemiyor ve “Göz kamaştıran performansıyla Oscar heykelciğini kucaklayan Joaquin Phoenix’in Joker temsili aklımızda o hâliyle mi kalsaydı?” diye… Todd Phillips’in 2019 tarihli filminin devamı niteliğindeki müzikal kategorisinde değerlendirilen yapım; Arthur Fleck’in cinayetten yargılanmayı beklediği Arkham Akıl Hastanesi müzik terapisi grubunda tanıştığı Lee Quinzel’de aşkı bulması ve fantezi ile gerçekliğin birbirine karıştığı bir ilişki inşa etmeleri etrafında şekilleniyor.

Melikşah Altuntaş’ın filme dair hisleri tam da burada.