“Uzun İnce Bir Yoldayım”: Âşık Veysel dinletisi 20 Ocak’ta İş Sanat’ta
İş Sanat “Uzun İnce Bir Yoldayım” isimli programıyla 20 Ocak akşamı, 1973’te hayata veda eden ünlü halk ozanı Âşık Veysel’i özel bir dinleti ile anmaya hazırlanıyor. Atilla Birkiye tarafından hazırlanan, Mehmet Birkiye tarafından sahneye uyarlanan ve müzik direktörlüğünü Serdar Yalçın’ın üstlendiği program, Âşık Veysel’in etkileyici şiirleri ve türkülerinin peş peşe dinleneceği bir akışa sahip. Şiirler Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek tarafından okunurken, türküler de Cengiz Özkan tarafından seslendirilecek.
“Yine bir acı ses duydu kulağım
Bülbül mü susacak gül mü solacak
Ne hastayım ne ölüyüm ne sağım
Bir gün dirilenler bir gün ölecek”
Âşık Veysel, “Yine bir acı ses duydu kulağım”
Âşık Veysel, 1894’te Sivas’a bağlı Sivrialan Köyü’nde dünyaya geldi ve 1933’e kadar köyünden dışarı adım atmadı. Şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın Âşık Veysel’in şiirlerini derlediği 1998 tarihli Dostlar Beni Hatırlasın kitabı için kaleme aldığı yazısında bahsettiği gibi, o güne kadar da kendi deyişlerini söylemekten utandı, çekindi ve hep başka ozanların şiirlerini çalıp söyledi. “O yıllarda şairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel’i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel’in şiirleri aydınlığa kavuşmuş”, diye devam ediyor Oğuzcan yazısında. Âşık Veysel, Ahmet Kutsi Tecer’in de desteğiyle köy enstitülerinde saz hocalığı yapmaya, tüm Anadolu’yu dolaşmaya başladı. Halk ozanlarından Karacaoğlan, Yunus, Emrah ve Dertli’yi çok seviyordu ve gelecek nesilleri etkisi altına alacak yoğun tesirli bir külliyat bıraktı ardında.
“Eğer gözlerim olsa idi ben toprağı göremeyecektim. Toprağın özelliklerini bilmeyecektim. Çiğneyip geçecektim toprağı.”
Âşık Veysel
Âşık Veysel, 70 yıl boyunca “karanlık” bir dünyada, duyu eksikliğinden muzdarip bir hayat yaşadı. Bir gözünü o dönem pek çok can alan çiçek hastalığı salgını, diğerini ise geçirdiği bir kaza nedeniyle kaybetti. Ama başkalarınca “eksiklik” olarak tanımlanan bu hal, ona duyuların ötesinde özel ve bambaşka bir seziş gücü kazandırdı. Âşık Veysel’in bir özelliği de önceleri tek bir meyve ağacı olmayan köyünde ilk meyve bahçesini kurmasıydı. Ümit Yaşar Oğuzcan yazısında önceleri onun bu çabasına anlam veremeyen köylülerin bahçede kirazdan kayısıya, cevizden elmaya türlü meyve canlanmaya başlayınca “O kör değilmiş, meğer kör olan bizmişiz” diyerek ozanı kutladıklarını aktarıyor ve ekliyor, “Karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydanlıktı, şiirleri de öyle…”
Anadolu tarihinin en önemli halk ozanları arasında yer alan Âşık Veysel’in ardında bıraktığı bu değerli mirası anacak “Uzun İnce Bir Yoldayım” dinletisi, 20 Ocak Pazartesi İş Sanat’ta.