Vans sunar: Türkiye elektronik müzik sahnesinin son 10 yılından dikkat çeken 15 albüm

Geride kalan 10 yılda Türkiye’de yayımlanmış albümlere çeşitli janr filtreleriyle baktığımız listelerimizin ikincisinde, konumuz elektronik müzik. Yıllar sonra dönüp bakınca “klasik” dememiz olası 15 albümle, elektronik müzik âleminde neler olup bitmiş bir hatırlayalım.

Janr tanımları konusunda kendimize pek kalın çizgiler çizmeden, elektronik müziğin türlü alt dallarını göz önüne alarak oluşturduğumuz listemiz, 2011-2021 aralığını kapsıyor.

Ah! Kosmos – Bastards (2015)

Ah! Kosmos’un karanlık müziklere gönül vermiş Denovali etiketiyle yayımladığı ilk uzunçaları. Nefes kesici düzenlemeler ve tüyleri diken diken eden anlarla bezeli albümün en akılda kalıcı şarkılarından biri Seha Can düeti “Stay”.

Levni & Sloth Pallas – İleri Fantezi (2015)

Levni & Sloth Pallas’ın uzun süreli güç birliğinin ilk meyvesi olan İleri Fantezi, barındırdığı şarkıların tanımını albümün ismiyle yapıyor aslında. Lara Di Lara ve Stormtrap Asifeh’in iki parçada konuk olarak yer aldığı albümde fütüristik bir tını ve yerellik hissiyatları kesiştiriyor.

Islandman – Rest In Space (2017)

Rest In Space’i Danimarkalı plak şirketi Music for Dreams’den yayınlayan Islandman, aynı zamanda 2017’de yerli sahnenin en hızlı ivme kazanan isimlerinden de oldu. Tolga Böyük, Eralp Güven ve Erdem Başer’in aralarındaki aurayı dinleyicilere nefis bir şekilde aktardığı parçaların bir araya geldiği albüm, kozmik bir dans partisine çağırıyor.

Ekin Fil – Ghosts Inside (2017)

Minimalist, ambient drone-pop denemelerini meyus sularda işleyen Ekin Fil, artan melodik dokunuşlarıyla şekil alan bu albümünde uzaklardan sesleniyor. Bir tarafında sessizliğin hüküm sürdüğü, ilerledikçeyse yoğunlaşan içe dönük parçalarla reverb’ü biraz da kısan kayıt, sendeleyen yankılarla ilerliyor.

Portecho – Motherboy (2012)

Portecho kataloğunun üçüncü ve son albümü dans ettirmeye devam ederken, bir yandan da geçmişe dönüş yapıyor. Analog synthleri ve kentsel havasıyla müziğin içinde yeni bir grilik dolanıyor ama sıkı ritimler, mutlu melodiler bulutların üzerinde seyrediyor. “Chelsea”nin açılış sahnesinde çalacağı bir gençlik filmi hayalimiz hâlâ baki…

Tunç Çakır – Voltage Controlled Music (2016)

Eski Gevende üyesi Tunç Çakır’ın analog ve modüler ekipmanlarla dolu odasından kulaklarımıza dolan Voltage Controlled Music, nefis tonlar ve tekrar odaklı şarkı yapılarıyla baştan sona hipnotik bir deneyim vaat ediyor. Synthesizer nerdleri kaçırmamalı.

Grup Ses – Alliance (2016)

Dinlerken kendinizi sallanmaktan alıkoyamayacağınız bir Grup Ses güzelliği. Alliance, birçok farklı konuğun kendine has dokunuşlarıyla devleşiyor. Groove hiç bitmiyor, beyni bir hamur gibi yoğuruyor. 

Age Reform – Losing Height As If Affected by Gravity (2015)

Berk Çakmakçı’nın New York’taki evinde kaydettiği çalışmaların yer aldığı Losing Height As If Affected by Gravity albümünün neredeyse tamamına hâkim olan karanlık, kimi zaman tekno yaklaşımları kimi zaman da daha deneysel biçimde işitiliyor. Her albümünde kabuk değiştiren Age Reform’un en derinlikli işlerinden biri.

Anadol – Hatıralar (2017)

Nostaljik duygulara ve eski Türk filmlerine selam duran on dört nefis şarkıdan oluşan Hatıralar, Anadol’un karakteristik synth pop’unu yeni bir boyuta taşıyor. Kayıtları yaklaşık beş yıl önce tamamlanmış olan ama bizlerin huzuruna çıkmak için 2017’yi bekleyen Hatıralar, 70’ler ve 80’lerde üretilmiş kimi mini orglarla oluşturulmuş şarkılarıyla bir zaman makinesi işlevi görüyor.

Reverie Falls on All – Rebloom (2015)

Replikas ve Pitohui kadrolarında da birlikte çalan Burak Tamer ve Barkın Engin’in uzun soluklu ortaklığı Reverie Falls on All, elektronik müziğin zihin açıcı uçlarında geziniyor. Rebloom, ikilinin en rahat dinlenebilen albümlerinden biri. Zeynep Kaya’nın büyülü vokalleriyle eşlik ettiği “A Dark Star”a dikkat.

Savai & Gökalp K. – Tape One (2014)

Tektosag güzelliklerden biri olan Tape One, baştan sona sürprizlerin ardının kesilmediği, olduğunuz yerde dans etmeye engel olamayacağınız bir albüm. Elektronik müziğin farklı köşelerinden beslenen Savai ve Gökalp K’nın yarattığı bu ortak evrenden yeni sesler duymak harika olurdu.

Biblo – Ad Nauseam (2016)

2016’nın son günlerinde dünyaya inişini yapan Ad Nauseam, kusursuzca işlenmiş tekinsiz dokuları bir araya getiriyor. Baştan sona ilgi çekici anlarla dolu albümden, Biblo’nun kendine has dub – ambient harmanına leziz bir örnek olan “kindly terminal” favorimiz.

İskeletor – İskeletor (2015)

Red Bull Music Academy’nin 2015 katılımcılarından İskeletor’un, kulüp müziğine aklına yatan her şeyi entegre ettiği ve bol miktarda arızaya yer verdiği bol katmanlı albümünde kısa soluklu ama dans garantili şarkılar bir arada. Albüm ne yazık ki dijital platformlarda bulunamıyor, fiziksel kopyalarına sahip olan az sayıdaki kişi oldukça şanslı. Baş döndürücü “Act da Act” parçası buradan dinlenebilir.

Fluctuosa – Gastropods (2017)

Doğukan Acar’ın solo projesi olan Fluctuosa, ilk uzunçaları Gastropods’la sonik dehlizlere bir yolculuk vaat ediyor. Braindance türünün genel kalıplarını kendine has dokunuşlarla genişleten ve sürükleyici bir bütünlük yakalamayı başaran Fluctuosa’nın “Vulpina” ve “Exiguum” şarkıları özel bir ilgiyi hak ediyor.

İpek Görgün – Ecce Homo (2018)

Sonik deneyleriyle farklı anlam bütünlükleri yaratan İpek Görgün, köklü plak şirketi Touch tarafından yayımlanan Ecce Homo’yla en derinde hepimizin kafasını kurcalayan bir sorunun yanıtını arıyor: “Var olmanın temelinde ne yatıyor?” Çok geniş bir spektruma yayılan soyut katmanları merkezine alan ve dinleyiciye kendine has bir deneyim yaratma imkânı sunan boşluklarıyla albüm, arayışını sağlam temeller üzerine oturtmayı başarıyor.

Bu albümler de unutulmasın:

Arketip – Bu Her Şey Neler Neler (2020)
Oceanvs Orientalis – Untold / Unknown (2015)
Oldeaf – Smile (2016)
Mondual – Dubio (2014)
Ali Kuru – Egzotik (2017)
Ahmet Kenan Bilgiç – Sarmaşık OST (2016)
Barış Ergün – Modern Paralysis (2018)
Cava Grande – Worm Universe (2018)
Sami Baha – Free For All (2018)