Willem Dafoe ve Abel Ferrara ortaklığında altıncı durak: “Siberia”
Willem Dafoe ve Abel Ferrara’nın bol meyveli güç birliklerinin altıncı uzun metrajını işaretleyen Siberia, düşlerin diline yapılan bir keşfi konu ediniyor. Filmde düşler aleminde gezinen Dafoe’nun canlandırdığı Clint karakterinin korkularıyla yüzleşmesine tanıklık ediyoruz. Sürreel bir dile sahip yapımda karanlığın dozu süre ilerledikçe artıyor ve gerilim Dafoe’nun keskin yüz hatlarında daha da derinlere işliyor, detaylanıyor.
Siberia geçtiğimiz yıl Berlinale’de pandemiden hemen önce seyirciyle buluşmuştu ancak salgının yarattığı olağanüstü durum sebebiyle vizyona girememişti. 18 Haziran’da ABD ve kimi Avrupa ülkelerinde sinema salonlarında izleyiciyle buluşacak olması vesilesiyle filmden yeni bir fragman da paylaşıldı.
Ferrara – Dafoe ikilisinin son iş birliği olan Tommaso, 2019 Cannes Film Festivali seçkisinde yer almıştı. Amerikalı bir yönetmenin Roma’da yeni bir film çekme sürecini anlatan yapımda Dafoe’nun partneri ve kızı rolünde, Ferrara’nın partneri ve kızı olan Cristina Chiriac – Anna Ferrara’yı izlemiştik.
The Film Stage’in kısa bir süre önce Ferrara ile yaptığı röportajdan öğrendiğimize göre yönetmen bir de Siberia’nın Berlinale’ye gitme sürecini kayıt altına almış. “Bir tür son parti, son toplanmaydı. Siberia salonda 2 bin kişi tarafından izlendi ve biz de şimdi bir belgeseli kurguya hazırlıyoruz. Müziklerini de ben ve grubum çaldık. Adı Sportin’ Life olacak.” diyor. Ferrara’nın ses getiren yapımlarından olan 2014 yapımı Pasolini‘nin vizyona girmesine sayılı günler kala bir televizyon programında İtalyan grup Statale 66 ile verdiği performans ile yönetmenin müzisyen kimliğini de hatırlatmış olalım.
Tomasso ve Siberia’nın güçlü bağları
İkili Interview Magazine’de yer alan röportajlarında ise bu son iki çalışmaları, Siberia ve Tommaso’nun birbirinden doğan, farklı zaman ve mekânlarda geçse de birbirlerine bağlı iki yapım olduğunun altını çiziyor.
Konuşmanın bir noktasında Dafoe, Tommaso filmini Siberia’nın çocuğu olarak tanımlıyor. Ferrara da “Tommaso, Siberia’daki her şeyle ilgili.” sözleriyle Dafoe’nun sözlerini doğruluyor. Nitekim Dafoe, Ferrera’nın bu işlerinde sadece yönetmenin hikâyesini performe etmiyor, hikâyenin oluşma sürecinde de bir hayli aktif rol oynuyor. Tommaso’da yapmak, anlatmak istedikleri dışındaki bölümlerin tamamen doğaçlamalarla ilerleyen organik bir süreç olduğunu belirten ikili; kâbuslar ve rüyalardan yola çıkan Siberia’nın ayı, kurt köpekleri, karlı mekânlar gibi zorlu şartlar içeren çekim süreci nedeniyle doğaçlamaya alan tanımadığından söz ediyorlar.
Yazı: Biçem Kaya
