Women Talking: Sarah Polley’nin roman uyarlamasından ilk fragman

Kanadalı yazar Miriam Toews’in, gerçek bir hikâyeden hareketle yazılan ve Kafka Kitap tarafından Türkçeye Konuşan Kadınlar adıyla çevrilen ünlü romanından uyarlanan Women Talking ilk fragmanıyla yüzünü gösterdi.

Dikkat: Bu yazıda tetikleyici unsurlar olabilir.

Hikâyeye göre sistematik, insanlık dışı, korkunç olaylar zincirine maruz bırakılan kadınlar, kendi aralarında diyaloğa girmeye ve faillere karşı ipleri ellerine almaya koyuluyor. Önlerindeki kallavi soru ise şu: Dış dünya hakkında hiçbir şey bilmezken, şimdiye kadar ait olduklarını düşündükleri yerde mi kalmalılar yoksa kaçmaya cesaret mi etmeliler?

En İyi Senaryo dalında Oscar adaylığı bulunan Away from Her, 2012’nin festival favorisi bağımsızlarından Take This Waltz ve 21. yüzyılın belki de en dokunaklı belgesellerinden olan Stories We Tell’i bize getirmiş olan Sarah Polley’nin senarist ve yönetmen kimliğiyle görev aldığı Women Talking, bir araya getirdiği oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor elbette. Jessie Buckley, Rooney Mara, Claire Foy, Ben Whishaw ve Frances McDormand, bu roman uyarlaması için kamera karşısına geçenler arasında.

IndieWire’a konuşan Polley, kimi sahnelerin çekimleri sırasında sette bir terapistle çalıştıklarını anlatmış. Cinsel istismar sonrası yaşanan travmalar konusunda uzman olan Dr. Laurie Haskell’le yaptıkları sohbetlerden bazı nüanslar, “Birçok insanın uzun zamandır yaşamak zorunda kaldığı kimi düşünceleri, hisleri ve duyguları gündeme getiriyoruz” dediği filminde kendilerine yer bulmuş.

Prömiyerini Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan Women Talking için Türkiye’de belirlenen vizyon tarihi ise 17 Mart 2023.

Kitabın arka kapak yazısı da şöyle:

“2005 ve 2009 seneleri arasında, Bolivya’da ücra bir Mennonit kolonisi olan Manitoba’da pek çok kız çocuğuyla kadın sabahları uyuşukluk hissi ve acıyla uyanıyordu. Bedenleri çürük ve yara içindeydi; geceleri saldırıya uğruyorlardı. Önceleri saldırılar hayaletlere ve iblislere dayandırıldı. Koloninin bazı üyeleri, kadınların günahları yüzünden Tanrı ya da Şeytan tarafından cezalandırıldığına inanıyordu; çoğu, kadınları dikkat çekmek ya da yaptıkları zinaların üstünü örtmek için yalan söylemekle suçladı, bazılarıysa her şeyin dişilerin vahşi hayal gücünün bir ürünü olduğunu düşündü.”

“Nihayetinde kolonideki sekiz erkeğin kurbanlarını, hayvanlarda kullanılan bir uyuşturucu ilaçla bayıltarak onlara tecavüz ettiği ortaya çıktı. 2011’de bu adamlar, Bolivya mahkemeleri tarafından uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı. 2013’te suçlular hâlâ hapisteyken benzer saldırıların ve cinsel istismarların devam ettiği bildirildi.”