2024: En iyi 10 suç dizisi

Yazı: Burcu Teker, Elif Yılmaz, Utkan Çınar

Tüyler ürperten keşifler, derin etik sorular, adalet arayışındaki dedektifler, sırra kadem basan katiller, kedi fare oyunları ve yavaş yavaş pişen gerilim… Suç dizileri seçkimizde yalnızca ekran macerasına 2024’te başlamış yapımlara yer verildiğini belirtelim; sıralama ise alfabetik.


Black Doves (Netflix)

Buz gibi bir Londra, Londra’dan daha soğuk bir lider önderliğindeki karanlık teşkilat, yüzüne koruyucu kremden çok kan değen intikam peşinde bir casus… Politikacı partneri vasıtasıyla edindiği devlet sırlarını çalıştığı örgüte sızdıran Helen Webb, mesleği gereğince sahip olduğu çoklu yaşamına bir de gizli sevgili sayfası açmaktan çekinmediği gibi dengede kalma işini de epey iyi götürüyor. Ta ki âşığı Jason, esrarengiz bir suikasta kurban gidene dek! İşvereni Reed ise çözümü, intikam ateşiyle gözü kararan Helen’in arkasını kollamak, onu düştüğü çukurdan çıkarmak için öngörülmez eski dost, suikastçı Sam’i çağırmakta buluyor. Casus anlatılarına gönül vermişleri pişman ettirmeyecek Black Doves’un altı bölümlük ilk sezonu, izleyicinin dikkatini anbean tetikte tutarken su gibi akıp gidebilen cinsten.


Criminal Record (Apple TV+)

Yeniden Londra’nın tam göbeğindeyiz. İsimsiz bir telefon görüşmesi; biri kariyerinin başlarında olan genç bir kadın, diğeri iyi bağlantıları bulunan ve yıllanmış mirasını korumaya kararlı bir erkek dedektifi, eski bir yanlışı düzeltmek üzere mücadelenin içine çeker. Yakın zamanda The Devil’s Hour’da da harikalar yaratmış Peter Capaldi ile The Good Fight’tan tanıdığımız Cush Jumbo’yu buluştan Criminal Record’un yönetmenleri arasında Ken Loach’un oğlu Jim Loach da bulunmakta. Sistem içindeki çelişkilere, adalet mekanizması eksikliklerine ve kutuplaşmış Britanya’da ortak bir zemin bulma arayışına temas eden Criminal Record, alışılmış bir suç dramasından fazlası olduğunu hissettiriyor.


Get Millie Black (Channel 4 / Max / BluTV)

Booker Ödülü sahibi yazar Marlon James’in yaratıcı rolünü ve yürütücü yapımcılığını üstlendiği Get Millie Black, eski Scotland Yard dedektifi Millie-Jean’in kayıp vakaları araştırmak üzere Jamaika Kingston’ın kalbine döndüğünde kendi dünyasını darmadağın edecek bir dosyayı çözme arayışına girişmesini izleyen karakter odaklı bir gerilim. Temelde kayıp bir karakterin izini sürerken aynı zamanda toplumsal bellek ve bireysel travma arasındaki karmaşık ilişkiyi de irdeleyen mini seri, türe getirdiği yaklaşımdan ziyade hikâye bağlamındaki kimi tercihleriyle radara alınmayı hak ediyor.


Mr. And Mrs. Smith (Prime Video)

2005’te çekilen, başrollerini Brad Pitt ve Angelina Jolie’nin paylaştığı aynı isimli filmin dizi uyarlamasında; biri kadın, biri erkek ajanlarımıza gizemli bir işveren tarafından güzel bir konut tutuluyor ve kendilerine evli süsü veriliyor. Yerine getirmeleri gereken çeşitli görevlerde sadece üç adet başarısızlık hakları mevcut. Başroller Donald Glover ve Maya Erskine’in uyuşan kimyasının yanı sıra Atlanta, Legion, Barry gibi keyifle izlediğimiz yapımların künyesinde yer alan yönetmen Hiro Murai’nin yavaş ve sakin stili; Mr. And Mrs. Smith’i izleme tecrübesini benzer örneklere göre farklı kılıyor. “Bir yapımda Murai mevcutsa, koy sepete.” gibi bir durumdan bahsedebiliriz.

Utkan Çınar’ın Mr. And Mrs. Smith’in ilk üç bölümü üzerine yazısı burada.


The Penguin (HBO / BluTV)

Batman’in azılı düşmanlarından Oswald Cobblepot’un, namıdiğer The Penguin’in, Gotham’ın yeraltı dünyasından iktidara yükselişini Scarface usulü bir anlatıyla masaya yatıran spin-off. The Batman’in (2022) yönetmeni Matt Reeves ve yapımcılarından Dylan Clark’ın söz sahibi olduğu dizi, filmin bıraktığı yerden başlıyor ve karaktere yine lateks makyajın ardında arz-ı endam eden Colin Farell can veriyor. Şüphesiz ki suç janrının bu yılki en eli yüzü düzgün örneklerinden olan The Penguin, özellikle genel geçer antogonistlerde görmediğimiz bir çekiciliğe sahip performanslarıyla Colin Farrell ve Cristin Milioti’ye çok şey borçlu.

The Penguin’in açılışı üzerine Utkan Çınar’ın yorumları buradan okunabilir.


Ripley (Netflix)

Patricia Highsmith’in pek çok kez beyazperdeye uyarlanan Ripley serisinin ilk yapıtı The Talented Mr. Ripley’ye taze bir yorum. Dizi, hayatını New York’ta kazanan kendi çapında bir dolandırıcının, varlıklı bir iş insanı tarafından, İtalya’da gününü gün eden oğlu Dickie’yi eve dönmeye ikna etmesi için işe alınması üzerine kurulu. Ripley’nin hayranlıkla başlayıp saplantı hâline getirdiği yaşam tarzı uğruna türlü dalavereyle bezeli, uğursuz bir hayata adım atışını ve soğukkanlı bir suç makinesine dönüşümünü adım adım takip ediyoruz. Film noir’a göz kırpan bir görsel tasarımda, insan doğasının karanlık sınırlarını keşfeden bu tekinsiz seyirlik; metne getirdiği yorum kadar özellikle Andrew Scott’ın Tom Ripley performansıyla büyük alkış topladı.


Presumed Innocent (Apple TV+)

Big Little Lies, The Undoing ve Sharp Objects gibi pek popüler işlerin arkasındaki isim David E. Kelley’den; Jake Gyllenhaal başrollü bir suç draması. Scott Turow’un aynı adlı romanının, Harrison Ford başrollü 1990 yapımı beyazperde versiyonunun ardından gelen ikinci uyarlamasında yönetmen koltuğunu Anne Sewitsky ve Greg Yaitanes paylaşmış. Chicago Savcılık Ofisi’ni ters yüz eden korkunç cinayette baş şüpheli konumuna düşen savcı Rusty Sabich’i takip eden yapım; politik ilişkiler, aşılan sınırlar, iktidar ve aşk saplantısı üzerine çarpıcı, sürükleyici bir hikâyeye sahip. 


True Detective: Night Country (HBO)

Nic Pizzolatto tarafından yaratılan, her sezonunda yeni bir öyküyü değişen oyuncu kadrosuyla işleyen hit antoloji serisinin son halkası. Jodie Foster ve eski şampiyon boksör Kali Reis’ın hayat verdiği iki dedektif, soğuk ve karanlığın içine çeken Alaska ambiyansında; bulunan cesetlerle birlikte suçun, gizemli sembollerin ve kontrol altına alınması gereken garip olayların patlak verdiği bir kasabada görev başındalar. Dümene geçen Issa López’in başarılı kalemi ve metne uyumlu rejisi, beklenmedik sürprizleri ve yavaş yavaş yayılan gerilimi ustalıkla dengeleyerek, True Detective efsanesinin üzerindeki ölü toprağı atmayı sağladı.

Meltem Demiraran’ın True Detective: Night Country finaline yönelik dosyası burada.


Under The Bridge (Hulu / Disney+)

1997 yılında katıldığı partiden bir daha evine dönmeyen 14 yaşındaki Reena Virk’ün gerçek hikâyesine dayanan suç serisi. Rebecca Godfrey’in aynı adlı romanından uyarlanan yapımda Lily Gladstone, erkek egemen meslek grubunda ayakta kalma mücadelesi veren yerel dedektif Cam Bentland’a hayat veriyor. Bentland; cinayetin sorumlusu olabilecek herkesi mercek altına aldığı ve derinlere indikçe tüyler ürpertici keşifler yaptığı soruşturmasını, gizemi kaleme almak isteyen yazar Godfrey (Riley Keough) ile iş birliğine giderek yürütüyor. Dizinin klişelere ve sürprizlere çok yanaşmayan, izleyende kapsamlı bir etki alanı yaratma çabasındaki üslubu ilgiye layık.


Until I Kill You (ITV)

Delia Balmer’ın otobiyografik kitabı Living with a Serial Killer’a dayanan Britanya yapımı, bir şirketin hemşiresi olarak görev alan Delia’nın, eski kız arkadaşını öldürdüğünü itiraf eden Sweeney’nin saldırısına uğramasıyla başlıyor. Bir gün onunla yüzleşmeyi umarak hayatını yeniden kurmuşken, beklediği an, yedi yıl sonra Sweeney başka bir cinayetten tutuklandığında geliyor. Derin etik sorular üzerinden izleyicisinde vicdan ve adalet üzerine bir muhasebe yaratmaya odaklanan Until I Kill You, hem öfkelendirmeyi hem yürek parçalamayı hem de ilham vermeyi başarıyor.


Değerlendirme: Aylin Güngör, Banu Üsküdarlı, Berk Çakmakçı, Beyza Yıldırım, Biçem Kaya, Burcu Teker, Cem Kayıran, Deniz Cuylan, Ekin Sanaç, Elif Yılmaz, Esin Çalışkan, Ezgi Oğraş, J. Hakan Dedeoğlu, Korcan Derinsu, Mehmet Ekinci, Melikşah Altuntaş, Melis Tire, Meltem Demiraran, Merdan Çaba Geçer, Olcay Özer, Öykü Naz Gümüş, Seray Soylu, Utkan Çınar, Zelal Buldan, Zeynep Naz Günsal