2024: Yerli sahneden 70 kayıt
2024’ün yerli sahnede müzik dökümü, EP ve albüm formatında yayımlanmış kayıtlardan oluşuyor. Türler arası geçişkenliğin iyiden iyiye hissedildiği örneklerin fazlalığı dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıllara kıyasla konser kayıtlarındaki artış da dikkat çekici. Sıralama alfabetik, eşlikçi çalma listemiz de hemen aşağıda.
Adamlar – Kahırlı Merdiven
(Sony Music Türkiye)
Geçtiğimiz yıl Harekete kimse mâni olamaz ile yeni sulara doğru kulaç atan Adamlar, 10. yıl albümlerinde rotalarını klasik rock seslerine eklemledikleri gitar soloların yükseldiği yöne kırmış. Tolga Akdoğan’ın ironik ve derinlikli söz yazımı, bu sefer daha kirli bir vokal üslubu eşliğiyle koleksiyonun havasını derinleştiriyor. Albümün ismini aldığı “Kahırlı Merdiven”den bir kuple bırakalım buraya: “Gölge bende gizlenir, karanlıkta süslenir. Bu da geçer yaz telefona, aratıp görselleri. Sen kimin kopyasısın kartondan kanatlarınla. Baktın sevgi satmıyo’, dramlarla üz beni.” Şevval Öztemur
Aga B – INTERLUDE 87
(GTR Müzik)
Günlük hayatın, rutinin içinde kendi temponuzu yitirdiğinizi hissedip döngünün dışına çıkıp nefes alma ihtiyacı pek çoğumuz için tanıdık. Bunun altından kalkmanın yolu herkes için çeşitlilik gösterecektir; Aga B ise çareyi bu arzunun bir albümünü yapmakta bulmuş anlaşılan. İçsel yolculuklarını ve bugününü, şimdisini şarkılaştırmaya koyulmuş INTERLUDE 87 ile. KXRGX imzalı yeri gelince puslu, yeri gelince parlak, yeri gelince mesafeli duyulan prodüksiyonun yarattığı zeminde Aga B’ye Kamufle, Su Sonia, Abkountry, Fuat gibi konukları da eşlik ediyor. Melis Tire
Ağaçkakan – Geceye
(Universal Music Türkiye)
“Sana selamlar getirdim alacakaranlığa küsen gündönümünden.” Dört yıllık aranın ardından yeni bir Ağaçkakan albümüne kavuştuk 2024’te. Prodüktör koltuğunda Da Poet’in yer aldığı yarım saatlik akışında yine frenleri patlamış bir kıvamda savuruyor kafiyelerini Ağaçkakan. Kelime oyunlarıyla derdine ortak etmekte ustalıklı bir iş çıkarıyor yine; bu dokuz şarkı eşliğinde öfkelenmek, yumrukları sıkmak kaçınılmaz. Kapak görseli Aylin Kutku imzalı. Güven Yalın
Ahmet Ali Arslan – Yangı
(Bağımsız)
Sekiz şarkıda Ahmet Ali Arslan’ın sakin sesi, yumuşacık gitar yürüyüşleri, efsunlu flüt esintileri ve Gülinler ile Şenceylik katkılarının peşinde, coşkusundan sızısına aşkın bambaşka hâllerini tadıyoruz. Yerli sahneden pek çok müzisyenin fikriyle yoğrulmuş albümde Can Güngör’e bir atıf da var. Sözler direkt kalbin içini hedef alıyor; her zamanki gibi kaçış bırakmıyor. “Çiçekler sulanmadan, sevdalar sınanmadan, insanlar tutuşmadan büyümüyor sevdiğim.” İlayda Güler
Ayyuka – Zaman Ziyan
(Tantana Records)
Prodüksiyonunu gruptan Alican Tezer ve Kaiku Studios’dan Jeremy Black’in üstlendiği dört parçalık Ayyuka EP’si, kıvrak bir zaman yolculuğu. İstikamet 70’ler Türkiyesi ama trenin vagonlarını Anadolu tınılarının yanı sıra kıvamı ustalıkla tutturulmuş funk, bossa nova ve Afrobeat ilhamı dolduruyor. Yasemin Özler’in klavyede, Güney Güvel’in de perküsyonlarda dörtlüye eklendiği kurulumuyla alabildiğine canlı ve özgür tınlıyor Ayyuka. Eklemleri açmak ya da ayakları yerden kesmek için birebir. Melis Tire
BaBa ZuLa – İstanbul Sokakları
(Glitterbeat Records)
BaBa ZuLa’yı İstanbul’dan bağımsız düşünemeyeceğimiz gibi; bu dev şehri düşünürken kulaklarda birtakım BaBa ZuLa ezgilerinin çalması da olası. Ekibin son numarası İstanbul Sokakları, kaosla özdeşleşen bu şehre ve geleneklere günümüzden bakıyor. Dub groove’u ile sırtımız yine yere değmiyor, araya şehir hayatından sesler de karışıp manzarayı canlandırıyor. En doğrudan ve muhtemelen en politik BaBa ZuLa koleksiyonu bu. Güven Yalın
Barış Demirel – DANS PİSTİ CENAZESİ
(Avrupa Müzik Yapım)
Yaklaşık 15 yıldır üretimlerini farklı estetiklerle yoğurma alışkanlığını sürdüren Barış Demirel, kendi ismiyle yayımladığı üçüncü stüdyo albümünde pop unsurlarını deep house numaralarıyla harmanlamış. Özdemir Erdoğan yorumu “Aç Kapıyı Gir İçeri”ye de akışında yer veren DANS PİSTİ CENAZESİ, tematik bütünlüğünü adıyla da açık ediyor. Melankoli yerli yerinde ama biraz da kalçaları sallamaya niye hayır diyelim ki? Melis Tire
Başak Günak – Rewilding
(Subtext / MultiverseLTD)
Bugüne dek elektronik prodüksiyonlarını Ah! Kosmos mahlasıyla yayımlayan Başak Günak’ın Rewilding adlı albümü ambient kompozisyonlarından oluşuyor. Son dönemdeki kimi enstalasyonlarından materyaller, fısıltılar, Buchla 100 synthesizer, kilise orgu gibi çeşitlenen ses kaynaklarıyla çok katmanlı bir bestecilik üslubu benimsemiş bu kez. Bir anlamda yaratıcı reflekslerini yeniden tanımlamış. Isak Hedtjärn’ın bas klarnet icrası da albümün gri atmosferine karakterini veren unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Cem Kayıran
Berke Can Özcan & Jonah Parzen Johnson – It Was Always Time
(We Jazz)
Yolları 2022’de New York’ta bir konser vermek üzere kesişen davulcu ve çok yönlü müzik insanı Berke Can Özcan ile Brooklyn’de yerleşik bariton saksafoncu Jonah Parzen-Johnson, o konserden bu yana daimi bir ortak üretim hâlinde. Özcan’ın Twin Rocks albümünün B yüzündeki parçalara birlikte hayat veren ikili, bu sefer bir ortak albümle çıkageldi. İkilinin arasında şekillenen diyaloglara ortak olmak; onlarla birlikte yükselmek, şaşırmak, düşüp kalkmak zaman içinde avucunuzu kaşındıran, tekrar başa döndüren bir deneyim hâlini alıyor. Güven Yalın
Can Bonomo – Kara Konular
(Bağımsız)
“Sorulmaz bir deliye düşü.” Diskografisinin altıncı uzunçaları Kara Konular’ın üzerine en çok çaba sarf ettiği albümü olduğunu söylüyor Can Bonomo. Üç yılda ve dört farklı stüdyoda tamamlanan 12 parçalık koleksiyonda hikâyeciliğini yeni işitsel ifade biçimleriyle buluşturmaya devam ediyor. İki parçada Mabel Matiz, birer parçada da Gökhan Özoğuz ve Melike Şahin’le mikrofon başına geçmiş müzisyen. Melis Tire
Can Güngör – Canlı Akustik
(Bağımsız)
Can Güngör’ün ilk albümü Silik Düşler’in 10. yaşını külliyattan seçmelerle kutlarken, sessizliğin iki yüzünü anlatan iki yeni şarkıyla tanışacaksınız. “Sevda Buymuş”, Can Güngör yumuşaklığında inşa edilmiş flüt tınılarının kıpırtısıyla o’ndan ne gelecekse almaya ve elinde avucunda ne varsa vermeye, birlikte sessizliği paylaşmaya hazır birinin dilinden dökülüyor. “Saydım Yerimde” ise aynı nazik dokuyu gitar yürüyüşünde canlandırır ve anlatıcısının yaşadığı iç buğusunu saksafon notalarında duyururken; “Sevdim, sevildim korkular içinde.” diyerek kırılganlıktaki, kaçınganlıktaki sessizliğin ortasına bırakıyor dinleyeni. Yine bildiğimiz o sulardayız; bir akışına kapılmış, bir boğulmuşuz. Nihayetinde hep hatırlamamız gereken bir söze varıyoruz: “Hayat yeniden çağırıyor.” İlayda Güler
Can Kazaz – ve Gök
(Universal Music Türkiye)
Yollar ve Su, ve Toprak, ve Gök… Can Kazaz, şarkılarını elementlerin hissiyle eşleştirdiği koleksiyonlarda toplamaya devam ediyor. Kök salmak ya da salamamak, kaçmak ya da kalmak, bazen bir solucan gibi yaşamak, bahar gelince yüzeye çıkmak ve dahasıyla ilgilendiği toprak, yerini havaya bırakıyor bu defa. Rüzgâra karşı uçmak ya da uçamamak, göklere dokunmak, kafadaki bulutlar etrafında dönüyor yeni albüm. “Kalbim yanıyor, ismini her kimden işitsem.” diye ateşi de harlıyor yer yer hava. Mehveş Hanım klasiği “Kaçsam Bırakıp” dışındaki tüm parçalar Can Kazaz’dan. Duygusu ağır; yankısı hafif, yumuşak, rahatlatıcı. İlayda Güler
Congulus – Göçebe
(Bağımsız)
Cihan Önder, Tayfun Gür ve Fatih Can Oklay’dan oluşan Congulus, ilk albümü Bozkır’ı 2019’da yayımlamıştı. Anadolu’ya özgü temalar, drone katmanları ve psikedeli havuzuna batırılmış gitar tonlarıyla oluşturdukları hipnotik ses âlemindeki keşifleri Göçebe ile tam gaz devam ediyor. 9 şarkıdan oluşan koleksiyon açılışını yapan “İskeletin Düğün Halayı”nın, dansçı Ufuk Cengiz’in alevlerle eşlik ettiği canlı performansını da kaçırmayın. Güven Yalın
Çağrı Sertel – Usulca
(Bağımsız)
Gelin Çağrı Sertel’in akustik piyanosundan yayılan nefis ezgilerle hülyalara dalalım, nefes alışverişlerine ortak olalım. Kuytu ve Places albümlerinin devamı niteliğini taşıyan Usulca’nın adı gibi nazik, narin, incecik müziği ve ferah melankolisiyle kaslar gevşesin, odak dışarıdan içeriye yönelsin. İlayda Güler
Da Poet & Kayra – NORMAL
(Nuhado)
Old school rap’i yerli sahnede temsil eden iki kadim dost Da Poet ve Kayra’yı buluşturan NORMAL, “bütün dünyanın kafayı yediği” günümüzden tanıdık hikâyeleri peşi sıra diziyor. Kelime tercihleri, kafiyeleri, sample’ları ve nokta atışı referanslarıyla Da Poet’in de Kayra’nın da formunun zirvesinde olduğuna şüphe yok. İkiliye çeşitli parçalarda Ceza, No:1, İdil Meşe ve Defkhan eşlik ediyor; parti büyüdükçe büyüyor. Güven Yalın
Dağtaş – Çok Bilinmeyenli Topraklar
(Bağımsız)
Deli Bakkal üyesi olmasının yanı sıra Su Sonia ve Çağan Tunalı gibi isimlerle yaptığı iş birlikleriyle de tanınan Dağtaş, 2021’de başladığı solo kariyerinin ilk uzunçalarıyla karşımızda. Adı çok isabetli koyulmuş albümün; nitekim şarkılar hem buraya hem başka yerlere hem de olmayan yerlere ait. Zengin enstrümantasyonu ve çoklukla derbeder havasıyla, yedi parçanın hepsi hissetmeye, sorgulamaya çağırıyor. Yakaladığı bütünlük, eşine az rastlanır cinsten. Melis Tire
Danae Palaka – Velox
(AFOM Int. [A friend of mine international])
“Bu albüm mekânlara, anılara, canlılara ve koşullara dair his ve düşünceler üzerine kurulu ve dinleyiciye belli duyguları aktarmayı amaçlıyor; küçüklüğümden beri sahip olmayı dilediğim bir süper güç bu. Her şarkı başlı başına küçük bir evren ama aynı zamanda bir bütünün parçası.” Atina doğumlu, İstanbul’da yerleşik Danae Palaka, ilk solo albümünün ardındakileri bu sözlerle özetliyor. Müzisyenin sonik kurgusunda, başlıca enstrümanı olan davul ve ritimler merkezde konumlanıyor. Danae Palaka için kendi köklerini keşfe çıktığı serüvenin bir kalıntısı olan Velox; girift ritimler ve düşsel dokuların katmanlanarak kana karıştığı sekiz parçadan oluşuyor. Cem Kayıran
Dead Groan – nicely cooked and harmed
(Opus Lazuli)
Moklich, Ozan, Kasil üçlüsünün ilk EP’si kesinlikle herkese göre değil ama hayatında en azından bir kere bir şeye kızmış olan herkesi de rahatlatabilecek bir etkiye sahip. Tam gaz, sanki yarın yokmuşçasına bir icra ve boğaz tahriş eden vokalleriyle sesi sonuna kadar açmaktan başka çare bırakmayan bir gürültü bulutuna kapılıyoruz nicely cooked and harmed’da. Zezeah imzalı kapak görseline de ayrıca dikkat. Cem Kayıran
Deniz Erden – Anicca
(Bağımsız)
Deniz Erden, neo-klasik müzik alanında ilgi çekici işler ortaya koyan bir piyanist, besteci ve ses sanatçısı. İlk albümü Anicca’yı “şimdinin ve süreksizliğin bir arayışı” olarak tanımlamış, ne kadar da yerinde bir ifade. Müzisyen’in İstanbul’dan Berlin’e taşınma sürecindeki içsel devinimleri belgeleyen sekiz parçalık albüm; yer yer dokunaklı, yer yer aksak, yer yer coşkulu anlara ev sahipliği yapıyor. Göç etme hâlinin derinlerde yaşattığı titreşimlerin izini sürerken ressam Traugott Fuchs’a ya da şair Rainer Marie Rilke’ye de rastlıyoruz. Melis Tire
Deniz Taşar – OVERFLOWING
(Solas Records)
Kendini keşfetme yolculuğu, dünya üzerinde en uzun süren yolculuk şüphesiz. Hiç bitmeyen, inişli çıkışlı, dalgalı, kimi zaman dingin; fakat hiçbir zaman tekdüze olmayan bir yolda yürümek. OVERFLOWING, Deniz Taşar’ın dünya üzerindeki yolculuğuna eşlik etmek üzere bir tekneye binmek gibi. Ona ilham veren sesleri, hikâyeleri, türleri keşfetmek için uzatılmış bir bilet. Asena Büyük
DJ Strawberry – Beyond
(Outlines)
Lopenstraat basçısı, Algorave Istanbul oluşumunun kurucularından biri olan Emre Öztürk, DJ Strawberry mahlasıyla üretimlerine Berlin’de devam ediyor. Polonyalı plak şirketi Outlines’dan yayımladığı ikinci albümü, prodüktör için acı ve endişeyle dolu bir sürecin çıktısı; bir nevi kişisel tedavi pratiği. Gönül bağı kurduğu Chicago footwork geleneklerini elektronik müziğin çeşitli leftfield hatlarıyla ustalıkla kesiştiren Beyond’un her vuruşuyla duygu yoğunluğu renk değiştiriyor. Sizi avucuna alıp bir güzel yoğurduktan sonra gözlerinizi açıp biraz afallamanız muhtemel. Cem Kayıran
Ductape – Echo Drama
(Swiss Dark Nights)
Vokal ve synthesizer’da Çağla Güleray; gitar, davul ve basta Furkan Güleray’dan oluşan Ductape, 70’ler sonlarının darkwave estetiğini günümüze taşıdığı diskografisinin üçüncü uzunçalarıyla çıkageldi. Ankara’da yerleşik ikilinin “Bu dünyada duygularınızın üzerinde dans edebilirsiniz, iyileştirici bir etkisi var” diyerek içeri davet ettiği Echo Drama’nın yapıtaşları kaybolmuşluk hâli, hayal kırıklıkları ve iç hesaplaşmalar. “Closer”ın kucaklayıcı groove’unda buluşalım. Melis Tire
Duman – Kufi
(PARAVAN)
Duman, 11 yılın arından yeni bir albümle sahalara döndü. Ekibin solo işlere yöneldiği bu aradan dönüşü, tam 16 şarkılık bir koleksiyonla taçlandı üstelik. Kufi için geri sayım haziran ayında paylaşılan ilk parçalarla başlamıştı. Duman’la özdeşleşen marş-vari, isyankâr hava koleksiyonda yine eksiksiz şekilde hissediliyor. Sanki arada geçen zamanda toplumca yaşadıklarımızın ve hissettiklerimizin bir özetini geçiyor Kufi. Hem âşık hem öfkeli hem alaycı. Güven Yalın
Ekin Fil – Sleepwalkers
(The Helen Scarsdale Agency)
Uykuyla uyanıklık arasındaki o kısa zamandan, gri alandan yumuşak gürültüler yayan Ekin Fil bu kez, “uçuşan yapraklar gibi” ezgisiyle önce dinleyicinin üstünden ağırlıkları alıyor; başka türlü kederlere, korkulara doğru itiyor sonra. Ama o ışıklı sesi hep yakında. Sleepwalkers’ın yaptığı yoğun, dirençli bir duygu akışı yaratmaktansa, fazlalıkları boşaltmak üzere zihni biraz titretmek sanki. Eterik, ıssız, paslı drone müziği. İlayda Güler
Elektro Hafız – Style is Prison
(Bağımsız)
Köln’de yerleşik müzisyen Elektro Hafız, Style is Prison albümüyle “tarz” kavramını farklı bir perspektifle ele alıyor. Albümde her şarkı, birbirinden farklı dünyalara kapı aralarken, müzisyenin psikedelik Anadolu müziği köklerini modern elektronik / funk ritimleriyle buluşturduğu yenilikçi tınıyı korumuş. Almanca, Yunanca ve Türkçe sözlere sahip parçalar, albümün çok katmanlı kültürel yapısını yansıtıyor. Balkan esintilerinden punk’a, dub’dan deneysel kurgulara kadar geniş bir yelpazede gezen Style is Prison; KARDELEN, Grup Ses, Gökalp K ve Eleni Vratti gibi isimlerle yapılan iş birlikleriyle de kolektif bir ruh taşıyor. Öykü Naz Gümüş
emir taha – E.T. Phone Home
(Hoppa Records)
emir taha’nın ilk göz ağrısı E.T. Phone Home nihayet aramıza iniş yaptı. R&B ezgileri, funk, psikedelik Anadolu tınıları, elektronik unsurları, lo-fi sesleri, trap altyapısı, Yumuşak vokalleri, Türkçe ve İngilizce sözleriyle âdeta bir kaleydoskop. 12 parçalık albüm bu eklektik yapısı ile kuş misali oraya, buraya, şuraya doğru süzülen çok yönlü bir yolculuğa ortak ediyor. Şevval Öztemur
Eralp Çalık – Kalbimin Günahı Yok
(Bağımsız)
İlk teklisi “Gün”ü 2020’de paylaşan Eralp Çalık, bağımsız sahnenin heyecanlandıran besteci ve hikâyecilerinden biri. Bugüne dek tekliler hâlinde paylaştığı kayıtlarına eklemlenen yeni parçalarla ortaya çıkan ilk albümü Kalbimin Günahı Yok da yüzünü melankoliye de umut ışıltılarına da dönmekten çekinmeyen bir anlatıya sahip. Efe Demiral’ın prodüksiyonunu üstlendiği sekiz parçalık yolculukta Eralp Çalık’a eşlik eden müzisyenler arasında Mert Can Bilgin, Tibet Akarca, Feryin Kaya ve Berke Can Özcan var. Güven Yalın
Ezhel – Derdo
(Koal Arts)
2017 yılında Müptezhel hayatımıza öyle bir düşmüştü ki sokaklardaydı, sokaktı zaten isyanı ve arzusuyla. Bu sefer Ankara kedisi ve rakısı eşliğinde Berlin’e yukarıdan bakan Ezhel, Derdo ile yaklaşık 35 dakika sürecek şehir yürüyüşüne çıkarıyor bizi. Bugy ve Dj Artz’ın beatleri üzerinde hasret ve mesafe yüklü 12 yeni şarkının lirikleri ondan alıştığımız derinlikten biraz uzak kalmış olsa da yüzleşmeyi eksik etiyor. Albümün tonu ise “Gurbet yıldızlardan daha uzak, içimin yanışı güneşe denk” sözlerinde asılı. Şevval Öztemur
Frozen Clouds – Akustik
(W.A.N.A. Records)
2024, Kadıköy’deki birçok müzik takipçisi gibi, benim için de Frozen Clouds ve elemanlarının birlikte ve bağımsız üretkenliklerine tanıklık ederek geçen bir yıl oldu. Akustik EP’si, grubun hardcore punk ve metalcore köklerine keskin bir tezat oluşturan bir “challenge” olarak “şakaydı gerçek oldu” sanki. Bu akustik dönüşüm, Frozen Clouds müziğini samimi ve ham bir formatta yeniden keşfetmemize olanak tanırken, grubun yaratıcı evrimini ve farklı müzikal ifadeleri benimseme yeteneklerini gösteriyor. Deniz Bankal
Gazapizm – DÖNMEK İÇİN EVE
(Argo Yapım)
Gazapizm’in dört yıllık arayı kapatan albümü, bir nevi tutku projesi aynı zamanda. Baştan sona bütünlüklü ve tanıdık bir anlatı takip ediyor, hatta parçaların aralarına yerleşen “Zabıt” kesitleriyle hikâyenin giriş – gelişme – sonucunu da netleştiriyor. Müzisyen bu albümüyle 14 yaşında çıktığı eve 35 yaşında dönerken geçmişiyle yaşadığı hesaplaşmalara ses veriyor. Albümün Gazapizm tarafından yönetilen ve aile fertlerinin de rol aldığı eşlikçi bir filmi de var. Melis Tire
Goblin Daycare – AGITPROP HOTLINE!!
(Dedstrange)
İstanbullu egg-punk grubu Goblin Daycare’in önceki işlerine aşinaysanız, bu albüm de kesinlikle şaşırtmıyor ama şarkıların sürekli dinleyeni gıdıklayan tarafları var. Çok iyi zamanlar yaşatacağını bildiğiniz bir partiye dalmak gibi. Parçalar arasındaki boşlukları dolduran nokta atışı sample’larla da belli belirsiz zamanlardan bir yayın kuşağına denk gelmişsiniz hissi uyandırıyor. Sözler yine sivri, yine nükteli. Grupla albüm vesilesiyle yaptığımız bir röportaj da hemen burada. Cem Kayıran
Görkem Karabudak – Kontra
(Bağımsız)
Görkem Karabudak’ın, 2021’de “Akılsız Başın Sürgünü” ile start verdiği solo serüveninin ilk kısaçaları. Kontra, her dinlemede başka bir dalına tutunup yeni tatlar çıkarabileceğiniz bir koleksiyon. Hemen daha fazlasını istemeniz yüksek ihtimal ama döndüre döndüre, evire çevire genişleyen 16 dakikalık bir kurgu çıkarmış ortaya Görkem Karabudak. Heyecanı bir an olsun sönmüyor. Cem Kayıran
Granül – Düz
(Midnight Cut)
“Bir prodüktör ve türler arası akışkan bir teknoloji yaratıcısı” olan Granül, müziğini yapay zekâ, sayılar, derin öğrenme ve programlama ile şekillendiriyor. Yeni koleksiyon Düz’ün ayakları derinlikli dokuların dijital dehlizlerde ve katmanlı bas maddeleriyle oluştuğu bir zeminde ilerliyor. İki parçalık EP, zamanın ötesinde ve tekinsiz bir ses dünyasına sahip. Şevval Öztemur
guguou – Great Place to be Locked
(Purplish Records)
guguou’nun, oyunla sanatın sınırlarında gezen mütevazı sirkine hoş geldiniz. Psikedelik doğaçlamalar, tekrara dayalı yapılar ve sanki bir meddahın, sihirbazın ağzından çağımızın sıkışık yaşantısını anlatan sözlerle örülmüş bir tını bu. Eldeki elektroakustik hamuru düşük teknolojiyle işleyerek, müzikal anlatının deneysel formlarını keşfediyor; tadı, dinledikçe daha çok çıkıyor. İlayda Güler
Güneş Özgeç – Kertenkele Kraliçenin Zamansız Masalları
(Bağımsız)
Jim Morrison’ın “I am the Lizard King, I can do anything.” (Ben Kertenkele Kralım, ne istersem yaparım.) sözündeki ilham veren duruş ve Göbeklitepe’de yaşanmış büyülü bir ânın hatırası adını veriyor Güneş Özgeç’in ilk albümüne. Taşları; Likya Uygarlığı’nda serpilmiş kadınların başkaldırısından 6-7 Eylül ihanetinin yaşandığı 1950’ler İstanbul’una, araba yolculuklarında dalınan gündüz düşlerinden aşkla taşmış iki kişi arasındaki samimiyetle ve bugünün yaşantısına dair türlü kayboluşlara uzanan hikâyelerle döşenmiş bir müzikal patika… Çatısı ise zamansızlık. İlayda Güler
Hav Hav! – Mezarımda Parti Var
(Bağımsız)
Mert Tugen, Ozan Uzunsoy, Emir Aktunç ve Caner Akcan’dan oluşan Hav Hav!, salaş garaj, rock’n’roll ve punk sularında gönlünce gezinmeye devam ediyor. Bugün, burada bir genç olarak yaşamanın beraberinde getirdiklerini kurcalayan şarkılardan oluşan ikinci albüm Mezarımda Parti Var, adından anlaşıldığı üzere ölüm olgusuna da sık sık temas ediyor. Her zamanki gibi dolaysız bir anlatım ön planda. Sürprizli yollara sapmadan, yapmayı sevdiği şeyin izini süren bir grup olmaya devam ediyor Hav Hav!. Prodüktörlüğünü Taner Yücel’in üstlendiği koleksiyonun mastering işlemleri de Görkem Karabudak tarafından yapıldı. Cem Kayıran
human scum – Chants For The Fallen
(Hexe Music)
Chants For The Fallen’da önceki iki yayınına kıyasla daha uzun bir kurguyla karşımıza çıkan human scum, ilk kez prodüksiyonlarına kendi çaldığı davul partisyonlarını da katmış. Umutsuzluğa, aidiyet meselesine ve sıkışmışlığa sonik tasvirler getiren beş parçalık albüm, Kaan “Golem” Akay’ın geniş ilham havuzunun farklı köşelerine temas ediyor ve içinden çıkması pek de kolay olmayan ruh hâllerini başınızdan aşağı boca ediyor; kimi zaman çok narin, kimi zaman harharlı bir üslupla. Cem Kayıran
Jakuzi – Madalyon I
(Bağımsız)
Üçüncü Jakuzi albümü Madalyon’un ilk yarısı. Hem grubun bağımsız olarak yayımladığı ilk albüm hem de Kutay Soyocak’ın Soup Natsy (Bahri Onur Erol) ile geçirdiği ortak üretim sürecinin ilk çıktısı. Jakuzi’nin her daim yakın olduğu 80’lere doğru daha da belirgin adımlar atılıyor. Soyocak’ın söz yazımındaki ve ifadesindeki yönelimler, albümün genelindeki ışıltılı atmosferini daha bulanık, daha yorumlamaya açık bir renge boyuyor. Kutay Soyocak’la Madalyon’un ilk yüzünü, yeni yaratıcı arayışlarını, tercihlerini ve bu oyun alanını kendisi için canlı tutabilme yöntemlerini konuştuğumuz röportaj da buradan okunabilir. Cem Kayıran
Jtamul – Oha Yuhhh
(Amel)
130-140 BPM dolaylarında gezinen beş kulüp parçasıyla baş döndüren yeni EP’sinde ilhamını İstanbul’da duyduğu seslerden almış Jtamul. UK Bass, Jersey Club, Latin club gibi stilleri, şehrin sokaklarıyla buluşturuyor. İlk yayınını yapan bağımsız etiket Amel ve Jtamul ile kısa sohbetimize buradan ulaşabilirsiniz. Cem Kayıran
Kamufle – Tüm Suç Ritimlerin
(Dikkat Records & somilk)
19T (2020) sonrası ilk uzunçalarında Kamufle, isyan etmenin groove’la daha da lezzetli olacağını gözler önüne seriyor, bilfiil yaşatıyor. (bkz. “İnsafsız Vicdansız”) Yeri geliyor bir rakı sofrasına buyur ediyor (bkz. “Bu Kaldırımın Dili Olsa Konuşsa”), yeri geliyor 90’lar California sahillerinden R&B dalgalarına kapılıyor (bkz. “Bana Bakma Öyle”). Tamamlanması bir buçuk yılı bulan Tüm Suç Ritimlerin’de tüm beatler A-Bacchus imzalı. Çeşitli parçalarda Aga B, Lara Di Lara, Ceylan Ertem, Melisa Karakurt, Abkountry gibi müzisyen konuklarıyla ortaklaşmış Kamufle. Güven Yalın
Kaptan Kadavra – Steril ve Kimliksiz
(Bağımsız)
Ankaralı grup Kaptan Kadavra, 2021’den bu yana ayakları yerden kesen, saç döktüren rifflerini üzerimize savurmaya devam ediyor. Üçüncü albüm Steril ve Kimliksiz de sekiz şarkılık bir eklemleri esnetme merasimi âdeta. Can Temiz düeti “Katarakt” ile kapanışı yapan albümün en akılda kalıcı parçalarından biri, belki de Kaptan Kadavra diskografisinin en ayrıksı parçalarından biri olan “Dip” kesinlikle. Miks ve prodüksiyon gitarist Anıl Özbek’ten, kapak görseli de basçı Gürkan Gürler’den. Güven Yalın
KARDELEN – HABİBİ
(Universal Music Türkiye)
KARDELEN ilk uzunçalarında; R&B ve pop elementlerini oryantal ritimler, mistik dokular ve kadife yumuşaklığındaki vokalleriyle süslüyor. Dinleyeni duygudan duyguya savurduğu yolculuğunda yanına Artz, Evdeki Saat, Mabel Matiz, Tolga Akdoğan gibi müzisyenleri de alıyor. Aşka, yaşamaya dair hevesini daima diri tutan, tutkulu bir kutlama gibi tınlıyor HABİBİ. Bir sonik kurşun dökme seansı etkisindeki “NAZAR” ve cayır cayır sözleriyle kalp atışlarını hızlandıran, Sinanılmaz imzalı klibiyle göz kamaştıran “NEREDE” favorilerimiz. İlayda Güler
Koray Kantarcıoğlu – Havuz III-IV
(Dasa Tapes)
Geçtiğimiz yıllarda Loopworks albümleriyle sample işçiliğini ambient kompozisyonlarıyla buluşturan Koray Kantarcıoğlu, bir kez daha Türkiye’de farklı dönemlerde yayımlanmış kasetlerden oluşan arşivine dalıp zaman-mekân tanımayan bir deneyim çıkarmış ortaya. İki uzun soluklu parçadan oluşan albüm, lo-fi estetiğiyle müzisyenin daha önceki solo işlerinden ayrılıyor. Akışına kapılmak; eşliğinde gözleri, hatta zihni kapatmak için birebir. Melis Tire
Mavi – MONSIEUR
(Warner Music Türkiye)
Türkiye’nin kültürel manzarasında her gün daha güçlü parıldayan Mavi’nin, nefes alışından 2024 look’una kadar her detayı, anlatmak istediği hikayelerin artistik bir başka tarafı olduğunu hissettiriyor. Yüzünü tamamen garbın afakına dönmüş MONSIEUR ise –İngilizce kaydedilmiş olsaydı– global müzik piyasasında da kolaylıkla yer bulurdu diye kendisi de / plak şirketi de düşünmüştür sanıyorum. Bu albüm R&B, soul ve rock kompozisyonlarından oluşan bir prodüksiyon parkında, ne kadar eğlenceli oyunlar oynanabileceğinin örneği. Deniz Bankal
Melike Şahin – AKKOR
(Gülbaba Records / Day Dreamer)
Melike Şahin diskografisinin ikinci uzunçaları, kıtalararası yayılan bir maceranın ve içeride kopan fırtınaların bir çıktısı. Martin Terefe prodüktörlüğünde, farklı zaman dilimlerinden üç şehirde kaydedildi AKKOR. Sinematik ve hayli çarpıcı bir açılış yapıyor; sonra yolu fiyakalı diskoteklerden, Yeşilçam setlerinden, uçurum kenarlarından, gri sabahlardan geçiyor. Her durakta çeşitleniyor manzara, her biri başka zamanlardan duyguların şarkıları ne de olsa.
muganni – 18
(Rakun Müzik)
Senelerdir mor ve ötesi ile dinlediğimiz Burak Güven, muganni mahlasıyla ilk solo albümünü 2024’e bıraktı. Her durağında yaşamaya ve sevmeye dair farklı bir pencere açan 12 şarkılık koleksiyonun, Güven’in söz yazarlığındaki ustalığıyla olduğu kadar enstrümantasyonu (birçok şarkıda yerini almış üflemelilerin güzelliğini ayrıca belirtelim) ve düzenlemeleriyle de parlıyor. Şu âna ve geçmişine baktığında her zaman olumlu cevaplar bulamayan bir anlatıcıyla baş başayız koleksiyon boyunca. Parçalarla hızlı bir tanışma turu için, albümün yönetmen koltuğunda Begüm Koçum’un olduğu kısa filmini de buraya bırakıyoruz. Elif Öz
Nene H – ISSA SCAM
(Live from Earth)
Berlin’de yerleşik çok yönlü akademisyen, besteci ve prodüktörün yeraltı techno sahnesini sallayan EP’si Trifecta ardından gelen ISSA SCAM gösterişli ve sofistike olduğu kadar özeleştirel ve kültürel trendlere hiciv içeren bütünlüklü bir ifade. Mini albüm, Nene H ile özdeleşmiş cesur bas cümleleriyle boyutlanan, hızla büyüsü altına alan groove’larla pistlere ışınlatan, adrenal bezleri tez elden harekete geçiren bir dinleti. Boş yok. Katiyen yok. Her parçayla daha da kana giren, ilahi dişil enerjiyle dolup taşan ışıl ışıl bir albüm. Zeynep Naz Günsal
Nilipek. – Uydurduğumuz Oyunlarla
(Bağımsız)
Nilipek., epeydir yolu gözlenen dördüncü albümü ile bir besteci olarak oyun alanını ne denli genişlettiğini gözler önüne seriyor. Tavrın, atmosferin, üslubun hemen her şarkıda çeşitlendiği Uydurduğumuz Oyunlarla’nın prodüksiyonu Nilipek., Berkay Küçükbaşlar ve Taner Yücel ortaklığı. “Yalan Söyledik”, uzun zamandır dinlediğimiz en çarpıcı ve sürprizli açılış şarkılarından biri şüphesiz. “Köşk”, “Sırf Kırabilmek İçin”, “Sandığım” ve No Land düeti “Baykuş” gibi duraklar; albümün kapsadığı ayrıksı duygu durumlarının bir özeti gibi. Cem Kayıran
Nova Norda – Üzgünüm, Üzgün Diilim
(Bağımsız)
“İstesen de sevemezsin, sevdiğine iyi gelemezsin. Aynada gördüğün benim, benimle yüzleşemezsin. Öldürürsün gömemezsin, bedelini ödemezsin. Yangına sırtını çevirip külleri yok edemezsin.” Nova Norda’dan bir başkası tarafından yıkılmış güveni kendi elleriyle yeniden inşa etmenin, kendini yeniden doğurmanın, büyütmenin, iyileşmenin, sevmenin verdiği ışığa, özgürlüğe adanmış bir iç dökümü ya da her şeyin geçici olduğuna dair bir hatırlatma mesajı. İlayda Güler
Ozoyo – Worm
(Threefinger)
Yaklaşık 10 yıldır kayıtlarını farklı format ve temalarda önümüze getiren İstanbullu prodüktör Ozoyo, son uzunçalarını 2019’da yayımlamıştı. Su altına, galaksiler arası patikalara savrulduğu kimi EP ve teklilerin ardından Worm adlı albümüyle analog synthesizerlar eşliğinde yerin altına daldırıyor bu kez. Organik, hatta bir şeylerin size yaklaşıp uzaklaştığını, size temas edip kaçtığını yaşatan ses manzaralarından oluşuyor yeni Ozoyo albümü. Güven Yalın
Padme & Toprak Işık – Jest (Original motion Picture Soundtrack)
(Tamar Records)
İstanbullu punk oluşumu Padme’den, grup üyelerinden Toprak Işık’ın yönettiği Jest filminin soundtrack albümü. “Film ne hakkında?” diye soranlar için şöyle bir yanıtımız var Toprak’tan: “‘Cehennem acı çektiğimiz yer değildir. Acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdir.’ dendi tarihte bir noktada ve çok da haklı bir sözdü. Bu film de bununla alakalıydı aslında.” Sekiz parçalık albüm, dörtlünün ilk soundtrack işi olmasının yanı sıra Spagetti Western tınılarıyla da Padme anlatısında yeni bir sayfa açıyor. Melis Tire
Paptircem – Büyüklere Ninniler
(Bağımsız)
Geceleri uyku vakti gelince çoğumuz; belki karanlıktan, belki yalnız kalmaktan korkardık çocukken. Bizi rahatlatacak, güven verecek yumuşacık bir sesten güzel sözler duymak, onunla rüyalara uğurlanmak ne iyi gelirdi. Kulağına ninni fısıldanmış biri hiç unutmaz onun içindeki sevgiyi. Peki büyüyünce ne değişti? Küçükken çok meraklı olduğumuz yetişkinlik kaçımıza beklediğini verdi? Bazen her şey çok karışık değil mi? Paptircem, sekiz şarkıyla yanıtlıyor. İlayda Güler
Parham A.G – Daha Anlatacak Çok Şey Var
(Ellipsis)
Frozen Clouds, Aşk, Second gibi grupların yanında solo üretimlerine de tam gaz devam ediyor Parham A.G. Her şeyiyle pop-punk geleneklerini benimsemiş bir üslupla büyüme sancılarına ses veren tematik bir iş Daha Anlatacak Çok Şey Var. Evet, parçalar kişisel köklerden filizleniyor ama onunla aynı sayfada buluşacağınız patikalardan geçiyor yolu. Parham’ın tüm enstrümanları çalıp kendi başına kaydettiği albümden “Akli Dengem” parçasına Alena Verbitskaya’nın çektiği video klip de buradan izlenebilir. Güven Yalın
Plague Chamber – Devour the Soul, Leave the Flesh
(Faktor Music)
İstanbul’da deneysel ve noise müzikler adına zihin açıcı etkinlikler düzenleyen Noirgazer oluşumunun kurucusu Mert Uzbay’ın Plague Chamber mahlasıyla yayımladığı ilk EP. Tekinsiz bir ses dünyası yaratsa da bir kez kapıyı aralıdınız mı çıkması pek de kolay olmayan bir akıcılık ve bütünlük söz konusu. Endüstriyel beatler ve doku odaklı düzenlemelere ilgi duyan kulakların kaçırmaması gereken bir kayıt. Dört parçalık akış bittiğinde, kalp atışlarınızın bu tempoda devam edeceğini baştan söyleyelim. Melis Tire
Radical Noise – Rapsodi
(Bağımsız)
İstanbul hardcore punk sahnesinin öncü gruplarından Radical Noise, bir süredir yenilenen kadrosuyla konserlerini sürdürmekte. Ekibin 2012’den bu yana yayımladığı ilk yeni müzik olan Rapsodi, sadece işitsel boyutuyla değil; bir görsel EP olarak kurgulanmış bir iş. “Gölge” ya da “Sis” gibi moshpit’teymişsiniz hissi veren parçalar olsa da koleksiyon bugüne dek duyduğumuz en atmosferik ve ucu açık Radical Noise kayıtlarını da barındırmakta. Her detayıyla geniş bir yaratıcı ekibin ürünü olarak Rapsodi’yi 20 dakikalık filmi eşliğinde deneyimlemek en doğrusu olacaktır; hemen buradan ulaşabilirsiniz. Cem Kayıran
Reverie Falls On All – Live at Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
(Bağımsız)
Barkın Engin ve Burak Tamer’in uzun soluklu ortaklığı Reverie Falls On All, senenin başlarında Yeldeğirmeni Sanat’ta gerçekleşen konserinin kayıtlarını albümleştirdi. İkilinin bugüne dek yayımladığı tüm EP ve albümlerden, bir başka deyişle her döneminden seçilmiş parçaların yer aldığı performansta Sub Rosa’nın An Anthology of Turkish Experimental Music toplamasında yer alan “Eta Carinae”nin canlı peformansı da var. Kapanışı ise seçkinin en eski parçası olan “All of Them Are Memories Since Now”ın yoğun ve derinlikli synth blokları yapıyor. Cem Kayıran
The Ringo Jets – 87
(FERMENT RECORDS)
Üç haftada peş peşe yayımlanan üç şarkıdan oluşan bu mini koleksiyon için bir sesli zaman makinesi yakıştırması yapabiliriz. İkisi Türkçe, biri İngilizce üç kayıt, sanki radyonuzun ayarlarıyla oynayıp da frekansı 1987 yılına çekmeyi başarmışsınız tadı veriyor. Boogie, disco, glam rock ışıltısı, doğrusu The Ringo Jets’e çok yakışıyor. EP’nin prodüksiyonunu üçlüyle birlikte Ozan Çanak üstlenmiş. Melis Tire
Saian & K”st – Otonom Piyade: Kuzuların Sessizliği
(PMC)
Son yıllarda yerel hip hop ve rap, beklenmedik bir dönüşümle anaakıma yüksek tesirli müdahaleler yaparken, genişleyen dinleyici kitlesiyle orantılı niteliksizleşme eleştirileriyle de sıkça karşı karşıya geliyor. Otonom Piyade’yi oluşturan Saian & Köst ikilisi ise hip hop’in politik ve eski usül eleştirel elementini kritik sample’lar ve keskin liriklerle teçhizatlandırarak, yeraltının karanlıklarına doğru kazmaya devam ediyor. Kuzuların Sessizliği, Türkiye’nin her katmanına nüfuz eden sınıfsal çatışmaların ve toplumsal meselelerin sert zemininde, hip hop’ın sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda bir bilinçlenme ve muhalefet platformu olduğunu dinleyiciye hatırlatan bir anıt eser değerinde. Deniz Bankal
Sami Baha – Mistarget
(Amel)
Altı yılın ardından yayımladığı yeni işinde Sami Baha bir kez daha hayrete düşüren bir ses işçiliği örneği sergiliyor. Derin bas hatları, girift ritmik kurguları ve farklı zamanlara referanslar barındıran yapısıyla hem kulüplere hem derin dinleme seanslarına temas ediyor Mistarget. Kısa akışına rağmen ayrıksı renklerden dolu dolu bir manzara koyuyor önünüze. Örneğin “Sato”, koleksiyonun en yüksek anlarını barındıran, keskin bir techno numarası. Onu takip eden “Passage”, sanki hatlar karışmış bir Basinski albümüne varmışsınız hissi uyandıran muğlak bir kayıt. “Dogru”, Sami Baha usulü sampling oyunları ve gitar kullanımlarıyla kir pasa buluyor. Cem Kayıran
Seda Erciyes – Bataklığımda
(Bağımsız)
Seda Erciyes’in bataklığında perspektifimizi, kodlandığımızın dışında, başka bir yöne çeviriyor; zihnimize yerleştirilmiş “güzellik” ölçütlerini ilk bakışta karşılamayan sesleri dinleyerek, içlerinde sakladıkları cevherleri keşfediyoruz. Onların dikenli, yabani doğasına adım adım yaklaşırken; kendi dışlanmış, kırılmış, kıskanmış hâllerimizi, güçlü olma baskısıyla oluşturduğumuz savunma mekanizmalarımızı, yaşamlarımızı oyan güvensizliklerimizi, kabuk bağlamasına izin vermediğimiz yaralarımızı, karanlığımızı, gölgemizi de kabul ediyoruz. İlayda Güler
SISSY MISFIT – EXXXOSKELETON
(Bağımsız)
Bir süredir Londra’da yaşayan SISSY MISFIT, düzenlediği CEHENNEM başlıklı parti serisi ve endüstriyel / screamo / pop bileşimi setleriyle dikkatleri üzerine çekmişti. EXXXOSKELETON adını verdiği ilk albüm de 2024’ün en büyük sürprizlerinden biri. Endüstriyel sesler, 2010’lar pop ihtişamı ve hardcore unsurlarını bir araya getirdiği albümünde, Age Reform ile bir düete de yer vermiş. Albümden her parça için bir görsel eşlikçi tasarlanıyor, henüz izlemeyenler muhteşem “TOY” klibi için hemen buraya bekleniyor. EXXXOSKELETON’ın ardındakilere dair röportajımız da burada. Cem Kayıran
SO Duo – hamak ipleri
(Bağımsız)
Bu albümdeki tüm bas sesleri, içinde yatarken elleri geriye uzatmak suretiyle tesadüfen keşfedilip kaydedilmiş hamak iplerinden çıkıyor. Sumru Ağıryürüyen ve Orçun Baştürk gelenekselle avangardı, ağız kopuzuyla midi klavyeyi, karatavuk ötüşüyle insan seslerini birbirine bağlarken, dinleyiciyi türlü varoluşsal soruyla baş başa bırakıyor: “Her şey kahkaha, her şey toprak. Her şey, hiçbir şey.” İlayda Güler
Sovak – Sovak
(Bağımsız)
Yaklaşık 15 yıldır birlikte müzik üreten Emre Kula – Onur Başkurt ikilisinin en yeni macerası Sovak’ın, girift düzenlemelerle dolu sekiz şarkılık ilk albümü bir progresif rock yangını. Keskin senkopları ve kompleks ölçümleriyle baş döndüren parçaların arasında “Kızıl” ve “Sagu” gibi nefes aldıran, yer yer gözleri nemlendiren molalar da mevcut. Albüm sonrası hız kesmeyen ikilinin yılın son günlerinde yayımladığı “NEBULA EX” teklisi de hemen burada. Güven Yalın
Şevket Akıncı – Live at Borusan Müzikevi
(Tarla Records)
Şevket Akıncı’nın 5 Mayıs 2023 günü Borusan Müzikevi’nde gerçekleşen konserinin kayıtlaro. Davulda Kerem Öktem, basta Demirhan Baylan, elektrik gitarda Mehmet Korkmaz, synthesizer’da Adem Gülşen ve Müge Hendekli, vibrafon ve marimbada Amy Salsgiver, trombonde Furkan Akatay, vokal ve flütte Hazal Göks ile tenor ve soprano saksafonda Tamer Temel’den oluşan kalabalık orkestrasıyla Escher Chronicles (2017) ve Dünyada Saat Kaç (2021) albümlerinden parçaları sahneye taşımış Akıncı. Hem bir bütün hâlinde hem de karşılıklı diyaloglar yaratarak pürüzsüz bir çalım, canlandırıcı bir performans. Melis Tire
Tuğçe Şenoğul – Atlas – Gökdeniz
(Bağımsız)
Tuğçe Şenoğul’un ikinci uzunçaları olacak Atlas’a doğru seferler 2023 sonbaharında “Yerdeniz” koleksiyonuyla başlamıştı. Sırada ikinci halka olan “Gökdeniz” var. Beş şarkılık EP’de bir parça Sezen Aksu cover’ı, bir parça Mabel Matiz bestesi. Kapanışı ile yıllardır cebinde taşıdığı eskizimsi bir kayıt yapıyor. Şenoğul yine elinizden sımsıkı tutarak hikâyeleriyle ördüğü kasvetli bir labirente savuruyor: “Sen benden eksik, ben senden uzak. Yollar izlerimizden ayrı kaldı.” Melis Tire
Varteres Durise – Year Zero
(Nethercords)
Bağımsız sahnede uzun yıllardır dinleyenin iç organlarını titreten endüstriyel ses tasarımlarıyla alışılmışın dışında deneyimler yaşatan Varteres Durise, Avustralya merkezli Nethercords aracılığıyla yayımladığı son albümünde de tavizsiz üslubunu frenleri patlamış bir tren gibi akıtıyor. Mastering işlemleri Jeffrey de Gans tarafından gerçekleştirilen Year Zero’nun kapak görseli Lao Haoyuan’ın ellerinden çıkma. Güven Yalın
Y Bülbül – ÜÜÜ
(Bağımsız)
10 yılı aşkın süredir Londra’da yaşayan çok yönlü müzik insanı Y Bülbül her zaman farklı ve değişken olmuştur. Bu onun hakkında sezip sonra onayladığınız bir şey. Tuhaflığı sakin ve tekil, bu yüzden de yakın ve ulaşılır. Buna rağmen yine de beklediğimizden daha acayip yerlere gidiyor bu sefer. ÜÜÜ, önceki albüm Fever’ın organikliğinden çok uzak: Bundan 180 derece ters bir icra var hatta. Y Bülbül’ün müzik haritasının önemli kısmını oluşturan, belki de tanımlayan tür ve dönemlerin derinlerine kendiliğinden dalıverip anksiyete, iklimsel / kimliksel / küresel krizler, anlamsızlıklara dair aydınlanmalar ya da sadece izlenimlerle geri çıkmış. “The Zone” ve “Red Plastic Slide”a katkı yapan Pop Miri ile “Lupin”in söz ve vokalinde sakince ışıldayan, bu yılki Love Lies Bleeding (2024) ile de bildiğimiz yönetmen Rose Glass, albüme buyur eden konuklar. Zeynep Naz Günsal
Yalnayak – Ayıp Olmasın
(Alt Orient)
“Uzaysal bir psikedelik electro-funk / rock füzyonu” arıyorsanız doğru yerdesiniz. Adını Nazım Hikmet’in şiirinden alan 2021 çıkışlı ilk teklileri “Mars’ta Değilim” sayesinde tanışık olduğumuz Yalnayak, Ayıp Olmasın ile kucaklayışı daha geniş bir”hoş geldin” diyor. 12 parça, pek lezzetli elektronik sesleriyle retro, alaturka, nostaljik bir tat bırakıyor kulaklarda. Albümün kafası da kesinlikle yeryüzünden çok uzaklarda tahmin edebileceğiniz gibi. Koleksiyonun çekici teklisi “Straight Hamam”ın klibine de bir göz atın deriz. Hemen burada. Şevval Öztemur
Yerçekimi – 4
(Bağımsız)
Emre Aypar, Barkın Engin, Altan Sebüktekin ve Burak Yıldırım’dan oluşan Yerçekimi, en son 2021’de Tutulma EP’sini yayımlamıştı. 30 dakikalık yeni kayıt 4 adını taşıyor. Dinleyeni zifiri karanlığın içine gömdükten sonra dramatik piyano melodileriyle sarıp sarmalayan “Gece Sessiz”, teatral vokalleri ve gitar slide’larının kendi içinde bir diyaloga tutunduğu aksak ritimli “Fırtına” ve tekinsiz synth yankılanmalarıyla albüme kalp kıran bir final yapan “Hırsız”, sene boyu sık sık döndüğümüz kayıtlardan. Güven Yalın
Yüceboi – SAUDADE
(Bağımsız)
“Tek beat, 4 farklı sanatçı, 4 farklı track!” ve bambaşka hikâyeler. Prodüksiyonunda Yüceboi’un, vokal ve sözlerinde Seda Erciyes, Duhan Demirci, Dilan Balkay ve Zeki Alper’in olduğu SAUDADE, her şeyin hep yerli yerinde olduğu bir ortamda bir masa etrafını çevrelemiş insanların farklı anlatılarıyla kendini yaratmış. Pek güzel kapak tasarımı da Erdem Yıldız’a ait. Melis Tire
Yıl boyunca haftalık tempoda yeni müzikleri takip eden Ne Dinlesek seçkileri ve çalma listelerine de buradan ulaşabilirsiniz.