26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’ndan destek çağrısı

1993 yılından bu yana Türkiye’de de her sene, haziranın son haftasında dünya ile eş zamanlı olarak kutlanan ve bu süreçte katılım oranı katlanarak yükselen Onur Haftası 2015’den beri polis engeliyle karşılaşıyor. Son üç senedir yürüyüşün yasaklanmasıyla beraber karşılaşılan baskı ve engellere rağmen 2016 ve 2017 senelerinde Taksim’de toplanmaya devam eden LGBTİ+ ve LGBTİ+fobi karşıtı topluluklar bu sene 25 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek 26. İstanbul LGBTİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks, Artı) Onur Haftası’nda bir araya gelecek.  

Her sene yapılan çağrıya kulak veren bağımsız bir gönüllü grubu tarafından, yeni bir enerji ve yıllardır sürdürdüğü anti-hiyerarşik dayanışma modeliyle hazırlanan 26. İstanbul LGBTİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks, Artı) Onur Haftası bu yıl 25 Haziran- 1 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek.

Geçtiğimiz yıllarda, kitle fonlaması (crowdsourcing) yöntemiyle hafta giderlerini karşılayan Onur Haftası gönüllüleri, bu yıl da bir çağrı yaparak herkesi haftanın gerçekleşmesi için destek olmaya çağırdı. Onur Haftası’na destek olmak isteyenler Indiegogo sitesi üzerindeki kampanyaya katılarak, diledikleri tutarda maddi destek sağlayabilecek.

Onur Haftası gönüllülerinin bu senenin temasını açıkladıkları tam metin ise şu şekilde:

“Artan baskı ve ardı arkası kesilmeyen yasaklara rağmen 26. senesinde 25 Haziran-1 Temmuz 2018 tarihlerinden gerçekleşecek 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın temasını açıklıyoruz: Sınır!

Yazının ve düşüncenin sınırlarıyla ele aldığımız bu kavramı sınır kelimesinin anlamını hayatlarımıza dokunduğu yere doğru hep birlikte düşünerek, konuşarak, tartışarak genişletmek için bir çağrı yapıyoruz. Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü kimliklerimizin, yönelimlerimizin, varoluşlarımızın, çeşitli bahanelerle sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz. ‘’Dört duvar arasında ne yaparsanız yapın’’ diyerek bizi kamusal alandan tecrit edenlere karşı, bizi sıkıştırdıkları alanlardan çıkarak bir araya geliyoruz. Her gün sokaklarda pervasızca varolmaya devam eden şiddete, işkenceye, tacize ve tecavüze ses çıkarmayanlara inat; sevmeye, hazza ve paylaşmaya konulan sınırları aşındırmanın ne denli önemli olduğunu biliyoruz.

Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü çocuk yaşta beden sınırları ihlal edilerek toplum normlarına uydurulmaya çalışılan intersekslerin farkedilmesini istiyoruz. Kendi güç pozisyonlarını korumak için bizleri ikili cinsiyet sisteminin sınırlarına tıkanların karşısına dikiliyor, bizlerden “farklı” olduğumuzu düşünerek gözlerini kaçıranlara “buradayız” diyoruz. Yönelimlerin, kimliklerin ve varoluşların sayısına çekilen sınırlara karşı kuirlerin, sayısız cinsiyet kimliğinin ve cinsel yönelimin varlığını gösteriyoruz. Aseksüellerin, aromantiklerin ve nicelerinin varlığını haykırıyoruz.

Bu çağrıyı yapıyoruz, çünkü yaşadığımız coğrafyanın sınırları ötesinde sürmekte olan savaşın yarattığı kıyımı görüyoruz ve milliyetçi, ırkçı, sömürgeci devletlerin koyduğu sınırlara karşı durmak istiyoruz. Devletlerin koyduğu sınırları binbir güçlükle aşan göçmen arkadaşlarımızla yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın aramıza koyduğu görünmez sınırları konuşmaya ve sınırların yarattığı psikolojik, fiziksel problemleri görünür kılmak istiyoruz. Kimliklerimizden duyduğumuz onuru göçmenler, etnik azınlıklar, diğer uluslardan herkesle sınırsızca kutlamak istiyoruz. Flörtlerimizde, ilişkilerimizde erkek egemen sistemin dayattığı sınırların değil kendi sınırlarımızın geçerli olduğunu haykırıyoruz. Eşlerimizin, aşklarımızın sayısına çekilen sınırları kaldırıyoruz.

Ankara Valiliği’nin il sınırları içerisinde konan ve süresinin sınırı olmayan yasağı İstanbul’dan protesto ediyor, onların sınırlarıyla alay ediyoruz. Son 25 yıldır söylediğimiz gibi: Sınırları içine hapsedildiğimiz “gettoları değil, kentin tamamını” istiyoruz. Hapishanede insanî muamele istediği için açlık grevine başlayan ve sesini duyuran Diren’i ve birçok başka trans arkadaşımızı hapse koyup direnişimizi ve dayanışmamızı sınırlayabileceğini zannedenlere gerek açlığımızla, gerek mektuplarımızla sesimizi yükseltiyor ve insanca yaşamanın onurunu geri kazanıyoruz.

Bu yıl Onur Haftası’nda sadece güçlünün lehine konan tüm sınırlar üstüne konuşmak, bu sınırlara karşı olanca gücümüzle savaşmak, görünmez sınırları görünür kılmak istiyoruz.  Hayatlarımız, bedenlerimiz, duygularımız hakkında bol keseden nefret söylemi üreten özgüvenin sınırsızlığını kaldıracağımıza ve bize ait olanın sınırlarını belirleyebileceğimize dair inancımız tam.”

İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nda Neler Var?

Yıllardır çeşitli tema başlıkları altında düzenlenen İstanbul Onur Haftası etkinlikleri şimdiye kadar Dikkat Aile Var! Tabu, Bellek, Direniş, Temas, Normal, Aramızda Ne Var? gibi temalarla şekillendi. Onur Haftası’nda hafta boyunca LGBTİ+ hareketinin gündemini oluşturan konular hakkında yapılan forum- lar, paneller, gösterimlerle daha güçlü bir dayanışma örmenin ve farklı direniş biçimleri örgütlemenin yolları aranacak.

Hafta boyunca herkese açık ve ücretsiz gerçekleşen etkinlikler kapsamında temaya uygun paneller, atölyeler, film gösterimleri, tiyatro oyunları, piknik, başka şehirlerdeki LGBTİ+ örgütleri buluşması düzenleniyor. Aktivistler, LGBTİ+ örgütleri temsilcileri, milletvekilleri, yurtiçindeki konsoloslukların temsilcileri ve yurtdışından milletvekilleri ve aktivistler hafta boyunca düzenlenen etkinliklerde konuşmacı ve katılımcı olarak yer alacak.

Bu sene 14. senesi olan Hormonlu Domates Ödülleri’nde yine kamuoyuna yapılan açık çağrı ile yılın en LGBTİ+fobik söylemleri oylamaya sunularak seçilecek. “Sen Yoksan Bir Eksiğiz!” diyen Onur Haftası’na destek olmak için bu linkten bağışlarınızı gerçekleştirebilirsiniz.