41. İstanbul Film Festivali: Merak uyandıran 5 yerli film

Program açıklanmış, biletler de satışa çıkmışken 8-19 Nisan’da düzenlenecek 41. İstanbul Film Festivali için son düzlüğe resmen girmiş bulunuyoruz. 14 bölümde 43 ülkeden 164 yönetmenin filmlerinin gösterileceği festivalin dopdolu programından bir seçki hazırlamak pek kolay bir uğraş olmadı ama kaçırılmaması gerektiğini düşündüğümüz 10 yabancı filmin bahsini şurada geçirdik. Sırada yerli yapımlar var.

Listemizi hazırlarken bir havuz olarak değerlendirdiğimiz Ulusal Yarışma ve Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki filmlerin hemen hepsi katıldığı festivaller, künyeleri veya sinopsisleriyle heyecan dozunu yükselten cinsten. Zuhal, Kerr, Birlikte Öleceğiz ve Her Şey Dahil’i Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde görme şansımız olmuştu zaten. Ukrayna-Türkiye ortak yapımı Klondike’nin bir Sundance ve Berlinale yarışçısı olması nedeniyle es geçilmeyeceğini tahmin ediyoruz. Geriye kalan yapımlar içinden ilk bakışta merak duygusunu körükleyen bir beşli çıkardık.

Biletler ve filmler hakkındaki tüm detaylara erişmek için İstanbul Film Festivali’nin web sitesini ziyaret edebileceğinizi, son bir not olarak ekleyelim.

Bana Karanlığını Anlat

Yönetmen: Gizem Kızıl

Fragmanıyla dramatik çatışması bol, oyunculuk performansları güçlü bir yapım izleyeceğimizin sinyallerini veren Bana Karanlığını Anlat, televizyon ve tiyatroda da üretimlerini sürdüren Gizem Kızıl’ın ilk uzun metraj çalışması. Yıllardır mutsuz bir evliliğin içine hapsolan Nermin, eşi Veli’nin ölümünün ardından geçen yılların hesaplaşmasını gasilhanede yapıyor; bu esnada aile üyeleri arasında gizli kalmış anlaşmazlıklar gün yüzüne çıkıyor. Geniş oyuncu kadrosunu Aslıhan Gürbüz, Serpil Gül, Gizem Güçlü, Yasemin Szwalowski, Selim Can Yalçın, Giray Altınok, Mehmet Yılmaz Ak, Ersin Arıcı ve Aytek Şayan oluşturuyor.

Beriya Şevê / Geceden Önce

Yönetmen: Ali Kemal Çınar

Absürt, yer yer fantastik, kişisel ve bir o kadar da politik filmleriyle yerli sinemada kendine has bir noktada konumlanan Ali Kemal Çınar, filmografisinin MUBI kataloğuna eklenmesiyle şu sıralar takipçi kitlesini büyütmekte. Şimdiye kadar kendi senaryolarını çeken yönetmen, bu kez Erhan Sunar’ın aynı isimli romanından uyarladığı Geceden Önce ile olağanüstü hâl koşullarında yaşayan üç karakterin deneyimlerini aktarıyor: Ailesinin yanında yaşayan genç ressam Gulbîn, çatışma sesleri içinde ona modellik yapan annesi ve kentin geçmişini çektiği fotoğraflar aracılığıyla zihninde diri tutmaya çabalayan babası.

Cadı Üçlemesi 15+

Yönetmen: Ceylan Özgün Özçelik

Ses getiren ilk uzun metrajı Kaygı’nın ardından, kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddete dair şifa öykülerini anlatan Cadı Üçlemesi’ni duyuran Ceylan Özgün Özçelik, serinin “deneysel bir belgesel” olarak tanımlanan ikinci halkasıyla yarışta. Şiddet uygulayan kocalarını öldürmüş iki kadın olan; evlerini, sevgiyi, öfkeyi, çocukluklarını, çocuklarını, düşlerini, kâbuslarını paylaşan Aylin ve Havva’ya çeviriyor kamerasını. Şiddetin zaman ve mekân tanımayan döngüsündeki kadınların “suçlu” bulunmasını sorgulayan belgeseli Hare Sürel ile Gülçin Kültür Şahin seslendirmiş.

Çilingir Sofrası

Yönetmen: Ali Kemal Güven

Yerli sinemanın alışık olduğumuz kodlarından uzak kısa metrajı Cahide Devekuşu’nun Açık Evliliği’nden tanıdığımız Ali Kemal Güven de yeni çalışmasıyla Ulusal Yarışma seçkisindeki isimlerden. Yıllar sonra Beyoğlu’nda, bir çilingir sofrasında bir araya gelen iki okul arkadaşı, Emir Can ile Yusuf Efe’nin öyküsünü anlatıyor. Biri evli ve çocuklu olan iki eski “dost” demlendikçe, özgür ve toksik maskülenliğin hâkim olmadığı bir coğrafyada daha başka bir hikâyelerinin olabileceğini fark ediyorlar. Sinopsisten anladığımız kadarıyla, yönetmenin ilk uzun metrajı Kraliçe Fabrikada’da olduğu gibi kuir sinemaya göz kırpan bir seyir deneyimi bekliyor bizleri.

Mukavemet

Yönetmen: Soner Caner

İlk uzun metraj filmi Rauf ile hem dünya çapındaki hem de Türkiye’deki festivallerden 30’a yakın ödülle dönen Soner Caner, altı yılın ardından sinemaya dönüyor. Selahattin Paşalı ile Ece Çeşmioğlu Ölmez’in hayat verdikleri Ecem ve Rahmi, İstanbul’daki bir apartmanın bodrum katında yaşayan, ilişkilerinin henüz başında iki genç sevgili. Ecem’in yakın zamanda ayrıldığı ve peşini bırakmayan eski sevgilisi onu görmek için kapılarına dayanınca, yaşanan gerilim nedeniyle gece bir türlü bitemiyor. Mukavemet, özellikle “Türkiye’de kesintisiz tek plan olarak çekilen ilk film” olma iddiası nedeniyle merakımızı kabartmakta.

BONUS
Aşk, Mark ve Ölüm

Yönetmen: Cem Kaya
Bölüm: Galalar

Almanya yapımı olan Aşk, Mark ve Ölüm programın Türkiye Sineması kısmında yer almasa da ayrı bir parantez açmak istedik. 72. Berlinale’nin Panorama bölümünden seyirci ödülüyle dönen film; 60’lardan itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden başlayan göç dalgasıyla birlikte, Almanya’nın en büyük yeraltı müzik sahnesinin anlatılmamış hikâyesini keşfe çıkıyor. Yabancı topraklarda bir aidiyet hissiyle başlayıp kendi figürlerini yaratan, yıllar içinde farklı formlara evrilip yeni müzikal yönelimler ortaya koyan kültür üzerine, kapsamı ve tesiri kallavi bir belgesel. Film üzerine Cem Kaya ile yaptığımız röportaj hemen şurada.