5 adımda Oliver Tree ve Alone In A Crowd albümü

Yazı: Elif Öz

Keskin küt kesimli saçları ve güneş gözlüklerini çıkarmayan Turbo adında bir Vine fenomeni, 2017’de viral olan hit “When I’m Down”un sahibi, bir rivayete göre Thom Yorke onaylı, dinleyebileceğiniz en özgün Karma Police coverlarından birini 18 yaşında kaydetmiş, her albümünde farklı bir karaktere bürünen, kendini bir “meme”e çevirmeyi çok iyi bilen biri; kim bu Oliver Tree? 

Bir önceki stüdyo albümü Cowboy Tears yayımlandığında verdiği bir röportajda “Yaptığım her şey hem müzelere konabilsin hem de birer ‘meme’ olabilsin” demişti Oliver Tree. Birçok platformda farklı maharetleriyle kendini kanıtlamış sanatçı, insanların “müzisyen olacağım, ressam olacağım, yönetmen olacağım” derken, sanatın büyük bir kısmının pazarlama ve eğlenceden geçtiklerini unuttukları kanısında. Kendisinin ise yaratıcılığa ve ürettiği işlere yaklaşımında meta bir mizah ve reddedilemez bir içtenlik var. Son üç senedir yayımlanan her teklisiyle listelerde yerini alan sanatçı, şimdi de çoğu şarkının dinlenme sayılarının çoktan milyonlara ulaştığı, Atlantic Records etiketli Alone in A Crowd ile karşımızda. Az sözcükle anlatması imkânsız, şahsına münhasır Oliver Tree’yi biraz daha yakından tanımak için yeni albümünü 5 başlıkta inceledik.

Zemin – Cornelius’a merhaba deyin

Milyonların gözü önünde onları eğlendirecekse bunu bir karaktere bürünüp yapmayı yeğliyor Olive Tree. İlk albümünde, onu anaakım medyada popülerliğe ulaştıran ilk karakteri Turbo’ydu, küçüklüğündeki country müziğe yakınlığını hatırladığı ikinci ikinci uzunçalarında ise sarı saçlı kovboy Shawney Bravo olarak çıktı karşımıza. Bu sefer kendine yarattığı karakter ise 80’lerden kalma pembe bir ceket, yine küt kahküllü bir saç kesimi ve çocukluğunda giydiğini anıtsamadan gözlüklerle Cornelius Cummings adında bir moda tasarımcısı. Kendini kurgusal karakterler üzerinden anlatmak âdeta bir savunma mekanizması onun için. Cornelius ve Oliver Tree’nin çok ortak özelliği olsa da Cornelius biraz daha yaramaz, belki daha kötü niyetli olduğunu söylüyor sanatçı.

Duygu – Kuleye kapatılmış Rapunzel

Oliver Tree, Cornelius’un da kendisi gibi yanında bir arkadaş çevresi olduğunu ama yine de insanlarla bağ kurmaya ihtiyacı olduğundan bahsediyor. 2017’de viral olduktan sonra onu tanıyan milyonlarca insan olduysa da hiç olmadığı kadar yalnızlaşmış. Tepkiler iyi de olsa kötü de olsa bu raddede bir tanınmışlığın sağlıksız olduğuna inanıyor; hatta yalnızlığını ve dışarıdan ne kadar izole hissettiğini tasvir etmek için kuleye kapatılmış Rapunzel’e benzetiyor kendisini. Albüm boyunca sevdiği insanların önünde “görünmez adam” olmaktan, çevresine yabancılaşmaktan, arkadaşları sayıca artsa bile yalnızlık hissinden kurtulamadığından bahsediyor. Öte yandan da albümde hatrı sayılır miktardaki aşk şarkıları da dikkat çekiyor. En azından bir tarafıyla bir neşe ve umut kaynağı da var gibi anlatıcının hayatında.

İşlev – Mutsuz bir parti

Albümün dinleyende yaratabileceği iki türlü tepki söz konusu: Ya sözleri dinleyip, içinde bir boşluk ve muhtemelen gözlerinde yaşlarla dans etmek ya da sözlere kulak asmadan gece boyunca çok eğlenip yalnızca hoplayıp zıplamak. Liste favorisi olacağına en ufak şüphe duyulmayan pop ve hip hop sentezleriyle dolu albüm, çok kalabalık bir ev partisinde herkesi harekete geçirebilir. Müzisyenin kendisi için hem sözlerle tezat oluşturacak neşeli ve enerjik tınlayan besteleri hem de Cornelius Cummings karakterinin arkasına saklanarak depresif hislerinin üstünü örtme işlevini üstleniyor albüm. Bir röportajda Cornelius’un da kendisi gibi dalga geçilmek pahasına da olsa eksantrik kişiliğinden ve göz önünde olmaktan taviz vermediğini söylüyor Oliver Tree. Belki de albümden kendimize çıkarmamız gereken sonuç kendimizi sevip kabul etmemiz gerektiğini anlatmaktır. 

Sözler – Karanlıkların içinde belki bir umut

“En karanlık zamanlarımda müziğe dönüyorum” diyor Oliver Tree ve sözlere bakınca ona kolayca inanıyoruz. Popülerleşmeye başladıktan sonra artmaya başlayan yalnızlığını konu eden şarkılarda karşılaştığımız en kalp kıran tema ise arkadaşlarının yanında veya kalabalıkların içinde “dünyadaki en yalnız insan” gibi hissetmesi. “Pop” sözlerinin sadeliğine sığınmadığı anlardan birinde aynadaki yansımasından memnun olmadığını bile söylüyor. Koleksiyonda karşımıza çıkan, birkaç rap verse’üne sıkıştırılmış başka bir tema ise Oliver Tree’nin üç yıl önce geride bıraktığı madde bağımlılığı. Bu karanlıkların aralarına serpiştirilmiş birkaç pozitif söz de yok değil. İlk defa bu albümde “Highlight of My Life” ve “Essence” gibi aşk şarkıları yazmış, zaten albümün en yalın ve mutlu sözleri de bu parçaların içinde.

Etki Alanı – Milyonların içinde yalnızlık

Henüz yayımlanalı birkaç gün olsa da Oliver Tree’nin çoktan kocaman -ve muhtemelen her gün de artan- takipçi kitlesi albümü yılın en çok dinlenenleri arasına sokacak gibi görünüyor. Oliver Tree’yi küresel şöhrete ulaştıran, geçen sene albümün ilk teklisi olarak yayımlanan ve türlü türlü remiksi de yapılan “Miss You” zaten şu an Spotify’da 530 milyon dinlemeyi ve video klibi ise 200 milyon izlemeyi geçmiş bulunuyor. Yine de ticari başarının ruhsal tesiri aynı şekilde olmuyor gibi duyuluyor. Binlerce hayranının geldiği konserlerinde herkesin aynı anda o ânı yaşayıp eşlik etmesindeki sihri görse de sahneden indiğinde “hayal edebileceğimizden daha yalnız” hissediyormuş kendi tabiriyle.