All We Imagine as Light, Severance ve bu hafta başka ne izlesek?
Yazı: Burcu Teker
Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde Bant Mag.’ın 2024: En iyi 75 film listesinin 1 numarası olan All We Imagine as Light, Ben Stiller – Dan Erickson ikilisinin distopik şaheseri Severance, William Goldenberg’ün ilk yönetmenlik deneyimi Unstoppable ve çok daha fazlası yer alıyor.

All We Imagine as Light (Vizyon, 17 Ocak)
Nedir: “İllüzyon şehri” Mumbai’ye hoş geldiniz. 30 seneden bu yana Cannes Ana Yarışma’da yer almış ilk Hindistan filmi olan All We Imagine as Light; hayaller ve arzuların gerçekleştirilmesi kadar kişiyi ezip yok etme ihtimalini melankoli, zerafet ve şefkatle resmeden bir sinemasal başarı. Milyonlarca hikâyenin belirip kaybolduğu Mumbai’nin simülatif yapısında, herkes kendine yer bulmak ve illüzyona kapılmak zorunda; yoksa “Hayatta kalamazsın.” diyor dış ses. Bu karmaşanın içinde varoluş mücadelesi veren üç kadının hikâyeleri, patriyarkal yapının gölgede bıraktığı bireysel özgürleşme mücadeleleri olarak ele alınırken; dayanışma biçimlerini ise didaktik herhangi bir söylemden uzak durarak, incelikle ortaya seriyor.
Neye benzer: Belmin Söylemez’in İstanbul’un girdabında var olma mücadelesi veren üç kadını merkeze koyduğu filmi Ayna Ayna.
Kimler var: 77. Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’ne uzanan yapımın yönetmenlik koltuğunda Payal Kapadia oturuyor. Kani Kusruti, Divya Prabha ve Chhaya Kadam ise tesirli oyunculuklarını konuşturarak, kariyerlerinin en önemli dönemeçlerinden birini ustalıkla aşmış.
Merdan Çaba Geçer’in All We Imagine as Light değerlendirmesii buradan okunabilir.

Severance – 2. Sezon (Apple TV+, 17 Ocak)
Nedir: Zor bir günün ardından mesai sonrası gelen “Burada yaşanan her şeyi ve herkesi unutmak istiyorum.” hissini bildiniz mi? Hah, işte bu herkesin en az bir kere bir şekilde aklından geçirdiği tanıdık düşünce can suyu mahiyetinde Severance için. Lumon isimli dev bir firma, asıl benliğin (neye göre asıl?) rızasıyla çalışanlarının hayatını ikiye bölüyor. Bu, geliştirilen teknoloji sayesinde kelimenin tam anlamıyla bir bölünme; iki farklı hayat. İş yerine girdiğiniz anda dışarıdaki kendinizin varlığından bihabersiniz ve de Lumon firmasının tapulu malı… Tek gerçek ofisiniz, oradaki rutin, sıkı kurallar ve ne idüğü belirsiz ama hata kaldırmadığı aşikâr işiniz. Aynı şekilde işten çıktığınız zaman da ofiste var olan kendinize dair hiçbir fikriniz yok; neyle meşgulsünüz, iş arkadaşlarınız kim bilmiyorsunuz. Tüm bu bilim kurgu unsurlarının ardında, dayanışma ve sorgulamaya methiyeler düzen bir düzen eleştirisi Severance. “Eve iş götürmeme” fikrinin vardığı nokta hiç bu kadar çarpıcı işlenmemişti doğrusu.
Neye benzer: Bir benzerinin olduğunu ileri sürmek pek mümkün görünmese de hissettirdikleri yakalanabilir. Counterpart’ta bir casusluk ajansının nereye gittiği muamma mesajlarını iletmekle görevli personeli Howard Silk (J.K. Simmons), işverenlerinin paralel boyuta açılan kapıyı kolladığını keşfettiğinde ummadığı şeylerle karşılaşıyordu.
Kimler var: Kara komedi ve distopik gerilimi buluşturan bu diziden sorumlu mimarlar Ben Stiller ve Dan Erickson. Baş karakter Mark’a Adam Scott, acı ve inatçı sabah alarmıymışçasına Mark’ın gözünü açan Helly’e Britt Lower hayat veriyor. Patricia Arquette, John Turturro, Christopher Walken, Zach Cherry künyenin öne çıkanları. Besteci Theodore Shapiro, “Aynı dört akoru alıp farklı bir palet deneseydim nasıl olurdu?” sorusundan yola çıkarak bestelemiş Emmy ödülünü kucakladığı, dizinin muhteşem jeneriğine eşlik eden tema müziğini; Lumon’un gözü pek dört kahramanına referansla.
BUNLAR DA VAR!
Gözden kaçmasın

Eraserhead (MUBI, 20 Ocak)
1977 yılında çekilen Eraserhead, David Lynch’in ilk uzun metrajı. Grotesk karakterleri, karanlık atmosferi ve sonraları Blue Velvet, Wild at Heart gibi harikalıklarda da birlikte çalışacakları Frederick Elmes ortaklığındaki kusursuz sinematografisiyle yönetmenin benzersiz tarzının habercisi niteliğindeki film, istemediği bir evlilik yapmış Henry Spencer’ın yeni doğmuş mutant bebeğiyle yaşadığı zorluklara gerçeküstü bir gözle bakıyor. Seyircisini alıp melankolik ve garip bir yolculuğa çıkaran Eraserhead, etkisi uzun süre geçmeyen büyüleyici bir atmosfere sahip olmasının yanı sıra belki de Lynch filmografisinin en saf filmi.

Unstoppable (Prime Video, 16 Ocak)
Oscar ödüllü kurgucu William Goldenberg ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesinde, gerek güreş minderinde gerekse minder dışında türlü engel ve güçlükle mücadele ederek 2011 NCAA güreş şampiyonu olan Anthony Robles’ın kararlılık ve azimle yoğurulmuş gerçek hikâyesinin derinliklerine iniyor. Yönetmen projesini, Robles’ın şampiyonluğunun ardından kaleme aldığı 2012 tarihli Unstoppable: From Underdog to Undefeated: How I Became a Champion isimli kitabından uyarlamış. Biyografik filmin kadrosunda Don Cheadle, Michael Peña, Bobby Cannavale, Jennifer Lopez gibi isimler yer alırken, Anthony Robles’a Jharrel Jerome hayat vermiş. Jerome’un dublörü ise bizzat atletin kendisinden başkası değil.
Beyza Yıldırım’ın Unstoppable ekibi ile gerçekleştirdiği röportaj için buraya bir tık.

Karganın Uykusu (MUBI, 17 Ocak)
Prömiyerini yaptığı 30. Adana Altın Koza Film Festivali’nde tam altı ödüle uzanmasıyla dikkatleri çeken Tunahan Kurt imzalı psikolojik gerilim. Almanya’da büyüyüp yetişmiş, görece sessiz ve kendi hâlindeki Nasip’in (Ahmet Ağgün) çocukluğundan süregelen uyurgezerliği, bir gece eşini nefessiz bırakarak hayattan kopardığı korkunç bir hadiseye yol açıyor. İntihar süsü vermeyi başarsa da vicdan muhasebesinden yerinde duramayan, yaşadığı çevreden dışlana dışlana tümüyle soyutlanmaya yönelen ve yedi yaşındaki oğlu İsmail’e (Alperen Aktaş) yeterince iyi babalık yapamayacağı inancıyla nihayetinde kendi yaşamını da sonlandırmayı kafaya koyan huzursuz baş karakter, çareyi ölümünden sonra oğluna bakacak bir aile arayışına girmekte buluyor.

SNL50: Beyond Saturday Night (Peacock, 16 Ocak)
Saturday Night Live’ın mirasına ithafen tasarlanmış, birinin ismini ansak diğerinin hatrı kalacağı 60’tan fazla parlak ismin yer aldığı dört bölümlük belgesel dizi. Oscar ödüllü Morgan Neville’in yapımcılığını üstlendiği seri yazar odasının kapısını aralayarak audition sürecinin daha önce yayımlanmamış perde arkasını, “More Cowbell” gibi simgeleşmiş skeçleri, 11. Sezon gibi dönüm noktalarını inceliyor; şovun geçmişine ve yarattığı nüfuza derinlemesine bir bakış sunuyor. Dört bölüm, şovun kapsamlı işlenmiş tarihi olmanın yanı sıra, farklı yönetmenler tarafından kameraya alınan dört kısa film gibi aynı zamanda: Marshall Curry, Neil Berkeley, Jason Zeldes, Robert Alexander.

Castlevania: Nocturne – 2. Sezon (Netflix, 16 Ocak)
BAFTA ödüllü Clive Bradley’nin yaratıcısı olduğu; korku, fantezi ve gotik unsurları buluşturan Castlevania âleminin yeni halkası yetişkin animasyonu. Nocturne, yine Netflix kataloğundaki “Tüm zamanların en başarılı video oyunu uyarlaması” olarak tanımlanan orijinal anime Castlevania serisindeki olaylardan yüzyıllar sonra; Richter’in, aralarında efsanevi Alucard’ın da bulunduğu müttefikleri ile merhametsiz, güç düşkünü Erzsebet Báthory’nin yükselişini önlemek üzere atalarının izinden gitmesiyle devam ediyor. Merkezde lokomotif görevi gören bir karakter daha var: Fransız Devrimi esnasında geçen bu öyküde vampir saltanatının sonunu getirmeye kararlı, Belmont soyundan gelen bir avcı bulabilmenin derdine düşmüş Karayipli büyücü Annette. Adam – Samuel Deats liderliğindeki Powerhouse Animation Studios yönetmenleri ve iki Emmy ödüllü besteci Trevor Morris ile Diablo IV, Foundation, Halo gibi işlerde parmağı bulunan Trey Toy’un yolları orijinal prodüksiyondan beri ayrılmamış.

Hâlâ izlemediyseniz
*Se7en (Vizyon, 17 Ocak)
*Sugarcane (Disney+, 11 Ocak)
*Touch (Apple TV+, 12 Ocak)
*High Potential (TV+, 15 Ocak)
*Sakamoto Days (Netflix, 11 Ocak)
*Harley Quinn – 5. Sezon (HBO Max, 16 Ocak)