Anıların gölgesinde bir gökyüzü: Ahmet Kenan Bilgiç’ten “düğümdüğüm”

Uzun yıllar boyu Gevende’nin sesi olarak dinlediğimiz, sonraları bestelediği film müzikleriyle hikâyelere ruh bahşeden Ahmet Kenan Bilgiç’in yeni teklisi “düğümdüğüm”; LU Records etiketiyle yayımlandı. Bilgiç’in solo albümünden kulak verdiğimiz bu ilk parça, geçtiğimiz yıl bizlerle paylaştığı teklisi “Şey Şey Şey”den daha melankolik ve içe dönük hislerden besleniyor. 

Yeni parçasını salgın döneminde dinlemeye açan sanatçı, takipçilerine bulunduğu bir çağrı üzerinden albümün kapağını oluşturarak zamana ortak bir hatıra bıraktı. Herkesin evinden görebildiği gökyüzü fotoğraflarıyla oluşturulan kapak görselinde, gönderildiği haliyle kullanılan iki yüze yakın fotoğraf bulunuyor. 

Yaşam bir döngü içinde duygularla beraber genişlerken; yeryüzünde hissettiğimiz negatif hislerin de bu döngü içinde var olduğunu keşfettiğimiz parçanın klibi, Bilgiç’in bir tren yolculuğunda çektiği görüntülerden oluşuyor. Ağaçların gökyüzünü bir fırça gibi yeşile boyamasını izliyor ve vagonların tabiatındaki huzuru hissediyoruz. Bir yere gidiyor olmanın verdiği rahatlık bir yana dursun, trenlerin dönüp dolaşıp aynı yere ulaştığını biliyor ve bu kısacık tren yolculuğunu düğümlerin bir ilmiği kabul ediyoruz. Onlarca maviliğin düğümlenmesiyle oluşan bu gökyüzü kolajı, parçanın tabiatına sarılıyor ve onu bütün bir hikâyeye yanaştırıyor. 

“Düğümdüğüm”ün sözleri ve bestesi Bilgiç’e ait. Akustik gitarda Süha Rami’yi, bas gitarda Alp Ersönmez’i ve parçanın “cesurca dansa evrilmesinde” büyük bir payı olan synthesizer’da Serkan Emre Çiftçi’yi dinliyoruz. Miks ve mastering işlemleri ise Sinan Sakızlı’dan. 

Yazı: Asena Büyük