Asghar Farhadi ve intihal davası Cannes gündeminde

17 Mayıs’ta başlayan 75. Cannes Film Festivali, bir süreliğine gündemimizin başat konularından biri olacak belli ki. Bu senenin Vincent Lindon, Joachim Trier, Rebecca Hall, Deepika Padukone, Noomi Rapace, Ladj Ly, Jeff Nichols’un oluşturduğu jüri üyeleri arasında, geçtiğimiz haftalarda yaşanan gelişmeler nedeniyle tartışmalı bir isim de mevcut: İntihal yaptığı gerekçesiyle bir süredir hukuki yaptırımlarla karşı karşıya olan Asghar Farhadi. Tüm jürinin açılış günü katıldığı basın toplantısında, İranlı auteurden konuya dair yorumlar da geldi.

Bilmeyenler için dava sürecinden ve ilişkili filmden bahsedelim öncelikle. Bir önceki edisyonda festivalin Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülmüş Ghahreman / A Hero’da, ödeyemediği bir borç nedeniyle hapis cezası çeken Rahim’in öyküsünü anlatıyordu Farhadi. Rahim iki günlük izni sırasında kız arkadaşının yüklü miktarda altın dolu bir çanta bulduğunu öğreniyor; çantayı kendisi bulmuş ve gerçek sahibine iade etmiş süsü vererek cezasını hafifletmeyi umuyordu. Bu davranışıyla Şiraz’da “kahraman” olarak anılmaya başlasa da zamanla işler iyice içinden çıkılmaz bir hâle bürünüyordu.

Senaryodaki çıkış noktasının, yönetmenin eski öğrencisi Azadeh Masihzadeh’ye ait olabileceği ve intihal yaptığı gerekçesiyle Farhadi’ye dair hukuki süreç başlatıldığı, geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkmıştı. Masihzadeh, 2014’te yönetmenden aldığı bir belgesel yapım atölyesi sırasında aynı konu üzerinde çalıştığını ve fikrin 2018’de gösterime giren filmi All Winners All Losers’dan çalındığını duyurmuştu. İntihal gerekçesiyle İran adaletine başvuran Masihzadeh’in delilleri geçerli bulunmuş ve Farhadi ifade vermek üzere mahkemeye çağrılmıştı. Öte yandan Farhadi’nin avukatları, belgesele ilham vermiş eski mahkûm Mohammad Reza Shokri’nin yaşadıklarının yıllar öncesine dayandığını ve basında geniş yer tuttuğunu söylemişlerdi.

Farhadi intihal iddialarını reddetmeye devam ediyor

Dava süreci bu kadar sıcakken yönetmenin Cannes jürisine seçilmiş olması, tartışmaları doğal olarak beraberinde getirmişti ki basın toplantısında bu konunun gündeme getirilmesi de pek şaşırtıcı olmadı. Kamuoyu önünde yaptığı ilk açıklamada, bahsi geçen belgeselin kendi atölyesinde geliştirildiğini itiraf etse de “Bir intihal gerçekleşmeden, aynı olaydan öykü veya bir film yaratabilirsiniz.” sözleriyle kendini savundu Farhadi.

Ghahreman filminin bahsi geçen belgeselden çok daha farklı bir yaklaşım içerdiğinden, filmin üretim sürecinin o atölye ile hiçbir ilgisi bulunmadığından ve atölyeden iki yıl önce yaşanmış güncel bir olayı yorumladığından bahsetti İranlı yönetmen. Gazetecilerin kasıtlı şekilde yanlış bilgi yaydığının, kimi basın organlarında bahsi geçtiği gibi bir ceza almadığının, dava sürecinin hâlâ devam ettiğinin altını çizdi. Bu sürecin kendisi hakkında kötü hisler yarattığı için de oldukça üzgün olduğunu dile getirdi.

Farhadi’nin açıklamasının tatmin edici olup olmadığı bir yana, eski öğrencisine karalama davası açtığını ve kazanması durumunda Masihzadeh’nin iki yıllık hapis ile kırbaç cezasına (para cezasına dönüştürülme ihtimali de mevcut) çarptırılabileceğini eklemeli. Öte yandan Farhadi’ye açılan davanın kazanılması durumunda ise kendisi, çeşitli yaptırımların yanı sıra Ghahreman’dan elde ettiği maddi kazancın yarısını Masihzadeh’ye ödemek durumunda.