35 yıllık kariyeri ve tüm ihtişamıyla: Marc Almond

Londra ve Paris merkezli First Third Books, akılları baştan alan müzisyenler, akımlar ve alt kültürler üzerine muazzam fotoğraf kitapları üretiyor. Yüksek kalitenin esas olduğu bu kitaplar sınırlı sayıda basıldıklarını ve öyle de kalacaklarını garantileyerek hayranlar için âdeta birer arzu nesnesine dönüşüyor.

Yayınevinin en yeni üretimi, stili ve müziğiyle ikonlaşmış Marc Almond’un kariyerinin farklı dönemlerini 200’ün üzerinde fotoğrafla bir araya getiriyor. 7 Temmuz’da BBC’nin kült yıldızı Jools Holland ve Rhythm and Blues Orchestra’yla birlikte Caz Festivali kapsamında İstanbul’a yolu düşen Marc Almond’un 35 yıllık kariyerinden fotoğrafların içine düşmek için daha iyi bir zaman olamazdı herhâlde. Marc Almond’suz bir pop müzik, Marc Almond’suz bir “Yeni Romantik” düşünmek mümkün olmasa gerek, dolayısıyla bu çok özel arşiv derlemesinin seyir keyfi bir hayli yüksek. David Ball’la beraber Soft Cell’le sesini tüm dünyaya duyurmayı başaran ve bugün hâlâ üretimlerine tam güç devam etmekte olan Marc Almond’un 1300 kopyayla sınırlı tutulan fotoğraf kitabı haziran ayı içinde yayınlandı. Biz de kitabın emekçilerinden Ritchie Franklin’le bu süreci ve genel anlamda First Third Books faaliyetlerini konuştuk.

Röp: Ekin Sanaç 

Marc Almond kariyeri üzerine bu fotoğraf kitabını üretme fikri ilk ne zaman şekillendi? Ne kadar zamanda tamamlandı?
Marc hakkında bir kitap yapma konusunda ilk olarak birkaç yıl önce konuşmuştuk ama o zamanlar elimizde hâlihazırda tamamlanması gereken üç kitap vardı. O yüzden Marc’a kitabın lafını açmamız Eylül 2014’ten önce olamadı. Onunla ilk görüşmemizden kitabın bitmiş hâlinin elimize ulaşmasına kadar 10 aydan biraz daha uzun bir süre geçti.

Marc Almond’a duyduğunuz hayranlıktan biraz bahsedebilir misiniz? Onun işlerinden ilk olarak nasıl ve ne zaman haberdar olmuştunuz? Kariyerinin özellikle hangi anları sizin için çekici ve ilham verici?
1981 yılında çıkan Soft Cell’den beri Marc’ın büyük hayranlarıyız. Farklı olmaya cesaret etti; görünüşü ve zamanına göre heyecan verici sayılan şarkı sözleriyle (ki biz hâlâ Soft Cell yıllarını heyecan verici buluyoruz) sınırları zorladı. Marc’ın erken dönem solo çalışmaları bugün için hâlâ bir hayli kuvvetli ve geçerli. O her zaman kalbinde hissettiği şeyi yapmaya çabaladı ve diğerleri tarafından kontrol edilmeyi reddetti. Ortaya çıkan şey de bu yüzden her zaman ilham verici.

Onunla bu proje sayesinde mi tanıştınız?
Marc’la üzerinde beraber çalıştığımız bu proje aracılığıyla tanıştık.

Görsellerin seçilmesinden kitabın bir araya getirilmesine kadar geçen süreçte Marc ne kadar işin içindeydi?
Marc tüm olaya baştan itibaren oldukça dahildi. Kendisiyle olan buluşmamız öncesinde, onunla son 35 yıldır çalışmış olan fotoğrafçılarla ilgili üç ay boyunca araştırma yaptık. Bu sebeple de ona gösterebileceğimiz birçok potansiyel fotoğraf vardı. Bizim bulduklarımız arasından uygun olanları seçme ve bunları kişisel arşivinden fotoğraflarla dengeleme şansı oldu.

Marc Almond’un kişisel arşivini ve bu arşiv çalışmasını onunla yapma sürecini biraz tarif edebilir misin?
Marc kendi arşivinde istediği her şeyi bulamayacağı konusunda endişeliydi çünkü yıllar içinde birçok fotoğraf ortadan kaybolmuştu. Bu yüzden beklentilerinin aksine oldukça fazla sayıda fotoğraf bulduğunda çok şaşırdık! Çocukluk ve gençlik yıllarından daha önce görülmemiş çok sayıda fotoğrafı ortaya çıktı. Bunların arasında kitapta da kullandığımız sanat okulu yıllarından harika fotoğraflar var. Onunla oturduk ve bulduğu her şeyin üzerinden geçtik. Çalışması çok rahat bir insan ve zaman konusunda son derece cömert. Hiçbir problem yaşamadık ve hâlâ orada bir yerlerde olduğundan emin olduğu fotoğraflarını bulmaya çalışırken evinde oldukça fazla zaman geçirdik!

Kitabın bir araya gelme sürecinde fotoğrafçıların sizinle olan işbirliğini nasıl değerlendirirsin? Belli malzemeleri edinmede problem yaşadınız mı?
Marc’ın neredeyse 35 yıllık bir kariyeri var. O yüzden bazı fotoğrafçıların artık çalışmıyor ya da yaşamıyor olması gayet doğal. Diğerlerine de ulaşmak kolay değildi. Ama önceki kitaplarımız sebebiyle birçok fotoğrafçıyla bağlantımız var, yani her kitapla beraber işimiz kolaylaşıyor aslında. Bazı fotoğraflar çoktan kapanmış olan dergiler için çekildiğinden artık ortalıkta yoklar. Maalesef birçok derginin kapanmasıyla birlikte arşivleri de ortadan kaldırılıyor. Bu süreçte genel olarak danıştığımız her kişi buna dahil olmaktan mutluydu ve istediğimiz görselleri bize sağladı.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:41’e ulaşabilirsiniz.