Bienal röportajları: Monster Chetwynd

İngiltere çıkışlı sanatçı Monster Chetwynd, anarşist performansları, oyunları, heykelleri ve resimleriyle tanınıyor. Kasıtlı olarak primitif bir estetiğe sahip eserlerini üretmek için karton, tuvalet kâğıdı, lateks ve boya gibi ucuz malzemeler ve el yapımı kostüm, dekor ve aksesuarlar kullanan sanatçı işlerinin “sabırsızlıkla üretildiğini” söylüyor.

Sanat pratiğini iş birliklerine ve kolektif üretime açmayı seven Monster Chetwynd’in işlerinde cinsellik, grotesk, mizahi ve ürkütücü öğeler ön plana çıkıyor. Sanatçının 16. İstanbul Bienali için ürettiği Büyük Ada’da sergilenen heykellerde de gözlemleyebileceğiniz bu özellikler muzur bir naifliği huzursuz edici, tezat özelliklerle beraber sunuyor. İstanbul Bienali’nin bu sene kalıcı eser olarak sipariş ettiği ve Maçka Sanat Parkı’na kurulan dev bir Gorgon başı şeklinde, hayali, insanı içine çeken kalıcı bir oyun alanını da üreten Monster Chetwynd, bienal röportajlarımızda sorularımızı yanıtlayan beşinci isim oldu.

Monster Chetwynd, “Hibrit Yaratıklar”, 2019
Fotoğraf: Sahir Uğur Eren

Kendini üç kelimede tarif etmeni istesek?
“Hatalarımdan ders almak”

Senin için mükemmel bir gün?
Zamanımı oğlumla geçirdiğim haftasonu günlerinden biri olmalı. Roller diskoya, sinemaya, uzun yürüyüşlere veya yüzmeye gideriz, çok güleriz, belki beraber ebru sanatı veya zencefilli kek yaparız.  

İdollerin kimler?
Mae West’i, Frank Zappa’yı ve Marx Kardeşler’i seviyorum.


Monster Chetwynd, “Hibrit Yaratıklar”, 2019
Fotoğraf: Sahir Uğur Eren

Favori materyalin nedir ve onunla çalışmaya nasıl karar verdin?
Ben insanlarla çalışmayı seviyorum. 20’li ve 30’lu yaşlarımı insanlarla iş birliği kurabileceğim farklı yöntemler geliştirerek geçirdim. Ayrıca ellerimle bir şeyler yapmaktan zevk alıyorum, sabırsızca yapılmış, emprovize yaratıcılığımı besleyecek herhangi bir şey.

Yaratıcı enerjinin ne zaman farkına vardın?
5 yaşımda…

Şu anda nelerle uğraşıyorsun? Bize bienal projenden bahseder misin?
Hollanda’da bulunan De Pont Müzesi’nde bir şovum olacak ve onun için çalışıyorum. Bienal için ise kalıcı bir heykel ürettim, bir oyun alanı. Ayrıca Büyük Ada’daki bienal sergisinde görülebilecek birkaç heykelim var.

Monster Chetwynd, “Gorgon’un Oyun Alanı”, 2019
Fotoğraf: David Levene

Eğer bir sanatçı olmasaydın ne olurdun?
Film eleştirmenlerinin dikkatle dinlendiği ve insanların onların söylediklerini bir kahin gibi ciddiye aldıkları bir dünyada çok popüler bir film eleştirmeni olmak isterdim.

İstanbul’da favori yerin neresi?
Bunu hemen cevaplayabilirim! Galata Kulesi’nin altında, insanların bienalin ana sergi binasına doğru yürüdükleri arka sokaklar. Bir süre bu bölgede bir atölyede çalıştım. Ayrıca Maçka Sanat Parkı’nı çok seviyorum, kedilerin üstüne çıktığı Osmanlı İmparatorluğu heykellerimi ve parkın içine gizlenmiş küçük kafeyi… Orası güzel bir yer.

Yedinci Kıta dediğimizde aklına ilk gelen düşünceyi çiziktirmeni istesek?

Kapak künyesi:
Monster Chetwynd, “Hibrit Yaratıklar”, 2019
Fotoğraf: Sahir Uğur Eren