Black Panther: Wakanda Forever ile Marvel’dan kolektif bir veda

Formu dolduran: Banu Balcı

Marvel’ın hem gişede hem de ödül sezonunda yüz güldüren filmi Black Panther’ın (2018) devam halkası Black Panther: Wakanda Forever, genç yaşta vefat eden başrol oyuncusu Chadwick Boseman’ın yokluğunda ve yine yönetmen Ryan Coogler’ın önderliğinde hayat buldu. Kral T’Challa’nın ölümünün ardından Kraliçe Ramonda, Shuri, M’Baku, Okoye ve Dora Milaje; topraklarına müdahale etmek isteyen dünya güçlerinden kendilerini korumak için savaşmaya hazır.

Bu yazı, Black Panther: Wakanda Forever’ı henüz izlememişler için kimi sürprizleri bozabilir.

Zaman dilimi ve mekân 

Günümüz. Wakanda, Talukan ve ABD.

Konu nedir?

Kral T’Challa’nın sebebi bilinmeyen ölümünün ardından Wakanda’da derin bir yas başlıyor. T’Challa’nın annesi Ramonda ve kız kardeşi Shuri kayıplarıyla yüzleşirken, Wakanda dünyaya açıldığı için bir yandan da vibranyum rezervlerini diğer ülkelerden korumaya çabalıyorlar. Öte yandan Marvel sinematik evrenine giriş yapan Namor ile tanışıyoruz ve Wakanda liderleri ile arasında gelişen çatışmaları izliyoruz.

İlk intiba?

Filmin ilk dakikasında çoktan gözyaşlarına boğulduğum için ilk intiba epey bir duygusal oldu diyebilirim. Cenaze ve yas sahnelerinin arka planında gerçekten aramızdan ayrılmış birinin, Black Panther’a hayat vermiş Chadwick Boseman’ın kaybının acısını ve kolektif vedayı hissediyorsunuz. Seriyi takip eden birçok kişide benzer bir duygu uyandıracaktır diye düşünüyorum.

En çok neyi sevdin?

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Black Panther: Wakanda Forever yalnızca nokta koyduğu 4. fazın değil, Marvel sinematik evrenindeki tüm fazların en iyi yapımlarından olmuş. Hem baştan sona koruduğu ciddiyeti hem görsel efekt ve müziklerde çıtayı yukarıya çıkarışı hem de Chadwick Boseman’ın anısını izleyiciye bu derece etkileyici bir biçimde geçirişi, seyir zevkini yükseltiyor. Yeni Black Panther’ımız ve ek sahnedeki küçük sürpriz ise favorilerim.

En az neyi sevdin?

Filmin uzunluğu 2 saat 40 dakika. Bunda, anlatılmaya çalışan çok fazla yan hikâye olması ve Chadwick Boseman’ın vefatıyla senaryonun değişmesinin payı var muhtemelen. Soru işareti bırakmamak adına detayların atlanmaması olumlu bulunabilir fakat bazı bölümlerin daha kısa tutulabileceğini söylemek de mümkün. 

En çok hangi sahneye yükseldin? 

Shuri’nin Namor ile çıktığı Talokan gezisi filmin en etkileyici yanlarından biriydi, büyülenmiş hissettim. Müzikler de bu anları çok başarılı şekilde destekliyor.

Modunu nasıl etkiledi?

Marvel sinematik evreninin bu fazına veda ederken artık hem Disney+’ta her daim erişebildiğimiz ve arka arkaya yenisi gelen Marvel dizileri hem de beklentileri karşılamadığını düşündüğüm son birkaç Marvel filmi nedeniyle büyük heyecan duyduğum günler geride kalmıştı. Neyse ki Black Panther: Wakanda Forever âdeta Captain America: Civil War zamanlarına götürdü.

Karakterlere dair neler söyleyebilirsin?

Marvel’ın ilk mutant karakteri Namor, 1500’lü yıllardan beri deniz altında yaşamını sürdüren, ne iyi ne de kötü diyebileceğimiz biri. Onu çizgi romanlardan tanıyan biri olarak, motivasyonlarının çok iyi aktarıldığını söyleyebilirim. Talokan halkını ve karakteri sevdim, rolü canlandıran Tenoch Huerta’nın oyunculuğunun da bunda katkısı büyük.

Bu filmde tanıştığımız bir diğer karakter olan Riri Williams, namıdiğer Ironheart da artık Marvel sinematik evreninin bir parçası; yakında solo dizisini izleyeceğiz. Kendisine çok zaman ayrıldığını söyleyemesem de yakın gelecekte bu karakteri daha detaylı keşfetmeyi merakla bekliyorum. Kafamı kurcalayan tek şey, Marvel filmlerinde kahramanlarımızın sık sık bir çocuğu kurtarmaya çalışırken kendilerini olmadık durumların içinde buluyor oluşu; bu biraz tekrara düşülmüş hissiyatı uyandırıyor.

Ramonda bir anne ve bir devlet lideri olarak karizmatik edasıyla filmi tamamlayan en büyük etmenlerden.

Shuri’ye gelince, elbette yeni başrolümüz artık o. Bu değişikliğin bu kadar erken gerçekleşeceği planlanmadığı için Shuri’nin üzerine kalan sorumluluk, tahminimce oyuncu Letitia Wright’a da tesir etmiş olmalı. Karakter, diğer filmlerde olduğu gibi burada da gelenekçi zihniyet karşısında teknoloji ve bilimden yana duruşunu sürdürüyor. Sadece, Black Panther olurken ikinci kez düşünmemesi acaba sadece Wakanda’yı kurtarmak için miydi yoksa her zaman buna hazır mıydı, merak ettim. Normal şartlarda Black Panther olmak için can atacak biri değil çünkü Shuri. En azından böyle lanse edilmiyor hiç. Yine de basmakalıp süper kahraman algısının yanında, Shuri’yi yeni kostümünün içinde görmek beni mutlu etti. Karizması, zekâsı ve yetenekleriyle beni bir kez daha büyüledi diyebilirim.