Bol ödüllü “Drive My Car” ve sinemanın diğer Haruki Murakami uyarlamaları

Japon sinemasının istikrarlı yeteneği Ryusuke Hamaguchi, aynı zamanda son yılların yıldızı en parlayan yönetmenlerinden. Locarno’da iki ödül kazanan Happî awâ (Happy Hour) ve Berlinale’den Jüri Büyük Ödülü ile dönen Guzen to sozo’nun (Wheel Of Fortune And Fantasy) ardından şeytanın bacağını kırdı ve daha önce Netemo sametemo (Asako I & II) ile Ana Yarışma’ya sızdığı Cannes’da bu sene üç ödül birden kazandı. Son işi Doraibu mai kâ (Drive My Car), övmelere doyulamayan metniyle kazandığı En İyi Senaryo’nun yanı sıra Evrensel Jüri ve FIPRESCI ödüllerinin de sahibi.

Film hakkında heyecan verici anekdotlar bununla bitmiyor. Japonya’yı Oscar yarışında temsil edecek (bahislere göre adaylık şansı gayet yüksek) filmin kaynak materyali; Haruki Murakami tarafından yazılan ve hayatlarındaki kadınları kimi sebeplerle kaybetmiş erkekler hakkında, yedi kısa öyküden oluşan antolojik roman Kadınsız Erkekler. Yakın gelecekte Türkiye’de vizyona girmesi beklenen filmden yeni bir tanıtım, sevgili The Criterion Collection’ın YouTube hesabı üzerinden yayımlandı. Hemen burada.

Drive My Car, kaybettiği eşinin yasını tutan yönetmen Yusuke Kafuku’nun, Çehov’un Vanya Dayı oyununu sahneye koymak üzere Hiroşima’daki bir festivale çağırılmasıyla başlıyor. Festival; alkol ve madde etkisi altında araç kullandığı için ehliyeti alıkonulan Kafuku’ya genç bir kadın şoför tahsis ediyor. Tüm bu yolculuklar boyunca Kafuku ve gizemli şoförü arasında iş hayatındaki deneyimler, ortadan kaybolan eşin evlilik dışı ilişkileri ve çözülemeyen soru işaretleriyle örülü bir sohbet başlıyor.

En meşhur üç Haruki Murakami uyarlaması
Tonî Takitani / Tony Takitani (2004)

Yönetmen: Jun Ichikawa

Uyarlandığı Murakami metni: Mekurayanagi to nemuru onna

90’larda Japonya’da, 2002’de ise The New Yorker’da yayımlanan öykü; Amerikanvari adıyla hayatı boyunca öteki olmuş bir karakterin derin yalnızlığına odaklanırken, kimlik üzerine derin sorular da yöneltmekteydi. Bir illüstratör olan Tony, Eiko Konuma isimli kadınla tanışınca hayatında ilk kez dış dünya ile bağlantı kurduğunu hisseder. Ne var ki Eiko alışveriş bağımlısıdır ve bu takıntısına direnmesi gerektiğinde işler iyice trajikleşecektir. Locarno ve Sundance seçkisinde yer alan yapım, 21. Bağımsız Ruh Ödülleri’nin de aday listesindeydi.

Noruwei no Mori / Norwegian Wood (2010)

Yönetmen: Anh Hung Tran

Uyarlandığı Murakami metni: Noruwei no Mori

Noruwei no Mori için, Murakami’yi dünyaya tanıtan roman desek yanlış olmaz herhalde. Metne ilham kaynağı olan The Beatles şarkısının melankolisini hissettiren film, her ne kadar beklentileri karşılamaktan fazlasıyla uzak olsa da eserin hayranları için ilgi çekici bir deneyim elbette. En yakın arkadaşı intihar eden Watanabe, geçen zamanın ardından onun kız arkadaşıyla yakınlaşır; araya giren zorunlu ayrılıkta ise gönlünü bir başkasına kaptırır. Venedik resmî seçkisinde yer alan Noruwei no Mori, İstanbul Film Festivali’nden de ödülle dönmüştü.

Beoning / Burning (2018)

Yönetmen: Chang-dong Lee

Uyarlandığı Murakami metni: Barn Burning

Cannes’dan FIPRESCI ödülü ile ayrılan, son birkaç senenin eleştirmen gözdesi filmlerinden Burning’de; Chang-dong Lee’nin müthiş rejisiyle, şüphe duygusu ve ruhu nasıl da kemirdiği incelikle ele alınmakta. Yarı zamanlı kurye olan, arada sırada da yazarlık yapan Jongsu bir teslimat sırasında eski komşusu Haemi’yle karşılaşır. İkisi arasında bir çekim oluşur ve Haemi ondan, kendisi Afrika seyahatindeyken kedisine göz kulak olmasını rica eder. Seyahatten döndüğünde, yanında Kenya’da rastladığı gizemli Ben vardır. Tuhaf hobileri olan bu adam, ikisinin de hayatını tamamen değiştirecektir.

Bunlar da var: Kaze no uta o kike (1982), 100% no onna no ko (1983), Pan’ya shuugeki (1985), Der Eisbär (1998), All God’s Children Can Dance (2008), The Second Bakery Attack (2010), Hanalei Bay (2018)