Drive My Car, The Gilded Age ve bu hafta başka ne izlesek?

2022-01-25 18:02:13 2022-01-25 18:02:13

Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde Ryûsuke Hamaguchi’nın çok konuşulan Haruki Murakami uyarlaması Drive My Car, Downton Abbey’nin yaratıcı ekibinin okyanusu aşıp başka bir dönem anlatısını önümüze getirdiği The Gilded Age, vizyon macerasının ardından MUBI kataloğuna giriş yapan Altın Palmiyeli Titane, bu sene Güney Kore dizilerine ağırlık vereceği söylenen Netflix’ten lise zombi anlatısı All of Us Are Dead ve çok daha fazlası yer alıyor. İlk kez gösterileceklerle birlikte dijital servislere yakın zamanda eklenmiş, hâlâ izlememiş olabileceğiniz yapımlar da seçkide.

VİZYON

Doraibu mai kâ / Drive My Car
(28 Ocak)

Nedir: Melankolik, sürreel ve keskin dünyasıyla sinemasal yolculuklara sık sık ilham olan Haruki Murakami külliyatından Kadınsız Erkekler’e, Japonya topraklarının bir başka maharetli ismi Ryûsuke Hamaguchi’nın el atmasıyla ortaya çıkan Drive My Car; kayıp, paylaşılan yalnızlık ve devam etme ihtimali üzerine üç saatlik, zarif bir seyirlik. Cannes’dan Senaryo ödülüyle döndüğü ve Oscar yarışına büyük iddiayla girdiği gibi Bant Mag.’ın 2021: En iyi 75 film listesinin de 2. sırasında.

Neye benzer: Murakami uyarlamalarına özel bir ilgi besleyenler Tonî Takitani, Noruwei no Mori / Norwegian Wood ve elbette Beoning / Burning’i es geçmesin.

Kimler var: Berlinale’den ödüllü Gûzen to sôzô / Wheel of Fortune and Fantasy’yi de bu sene önümüze getiren Hamaguchi, kariyerinin zirvesinden el sallıyor. Karakterlerini Hidetoshi Nishijima, Toko Miura ve Masaki Okada’ya teslim etmiş.

PRÖMİYER

The Gilded Age
(HBO, 24 Ocak)

Nedir: Farklı sosyal sınıfların alt üst ilişkilerini işleyen dönem anlatılarıyla ün kazanan Julian Fellowes, yeni dizisine ABD tarihinin en büyük ekonomik değişim süreçlerinden, yoksul Avrupa ülkelerinden milyonlarca işçinin göç ettiği, bir eşitsizlik dönemi olarak da bilinen Yaldızlı Çağ’ın (1870’ler-1900) ismini veriyor. Muhafazakâr bir aileden gelen Marian; demiryolu kralı George Russell, hovarda oğlu Larry ve hırslı karısı Bertha’nın oluşturduğu varlıklı aileyle karşı karşıya. Modern çağın eşiğindeki bir dünyaya adım atarken, toplumun yerleşik kurallarına mı uyacak yoksa kendi rotasını mı çizecek?

Neye benzer: Britanya’dan yola çıkıp okyanusları aşıyoruz ve Downton Abbey’nin, Gosford Park’ın ABD’deki iz düşümü ile tanışıyoruz.

Kimler var: Televizyon dünyasının en maharetli oyuncularından birkaçının Emmy adaylıkları şimdiden hazır gibi: Christine Baranski, Cynthia Nixon, Carrie Coon ve Audra McDonald.

BUNLAR DA VAR!

Gözden kaçmasın

Titane (MUBI, 28 Ocak)

David Cronenberg’i çağrıştıran sinema anlayışıyla övgülere boğulan Julia Ducournau, 69. Cannes Film Festivali’nden FIPRESCI ödülü ile dönen Raw’un (2016) ardından bir kez daha “body horror” türüne göz kırpmıştı. Henüz 2. uzun metraj çalışmasıyla Ana Yarışma seçkisine girip, bir de büyük ödülü kazanması eşine pek rastlanmayan bir başarı tabii. Jüri başkanı Spike Lee’nin “dehanın ve çılgınlığın bir bileşimi” olarak ballandırdığı Titane; arabalara bir arzu nesnesi olarak yaklaşan Alexia ile 10 yıldır kayıp olan oğlunu arayan Vincent arasındaki bağdan güç alan, aşırılıklarla örülü bir çılgınlık.

Jigeum Uri Hakgyoneun / All of Us Are Dead (Netflix, 28 Ocak)

Train to Busan ve Peninsula’nın tadı damağında kalanlara, Güney Kore’den bir zombi anlatısı daha. Okudukları lisede bir zombi virüsü salgınının patlak vermesiyle kapana kısılan öğrencilerin önünde iki senaryo var: Ya bir çıkış yolu bulacaklar ya da korkunç bir şekilde enfekte olacaklar. “Ders bitti, kıyametse yeni başlıyor” tanıtım cümlesiyle merak kabartan seri, aynı adlı popüler webtoon’dan uyarlanmış.

Getting Curious with Jonathan Van Ness (Netflix, 28 Ocak)

Queer Eye’ın güzellik uzmanı, aktivist, kuaför, komedyen ve yazar Jonathan Van Ness; altı yıllık aynı adlı podcastinden uyarlanan belgesel serisinde entomoloji, gastronomi, moda ve daha birçok alanın uzmanı insanlarla vakit geçiriyor. Bir yandan da bu ayrı dallar aracılığıyla dünyada güncel olarak nasıl değişiklikler veya iyileştirmeler yapılabileceği yönünde zihin açıcı tartışmaların parçası oluyor.

The Legend of Vox Machina (Amazon Prime, 28 Ocak)

Evreni korkunç canavarlar ve karanlık büyülü güçlerden kurtarmaya çalışan bir grup uyumsuz, bir yandan ölümsüz devlerle yüzleşip uğursuz bir büyücüyü devirirken, bir yandan da kendi aralarında kök salmış güçlü bir lanetle yüzleşirse… Eleştirmenlerin “Dungeons & Dragons hayranlarına aşk mektubu” olarak tarif ettiği seri, gücünü müstehcen mizahından ve iddialı aksiyon sahnelerinden alıyor.

The Ice Age Adventures of Buck Wild (Disney+, 28 Ocak)

Beş adet uzun metraj, yedi kısa metraj ve iki tane televizyon özel bölümüne rağmen Ice Age serisinin veda etmeye niyeti yok anlaşılan. Manny, Ellie, Sid, Diego ve Scrat’ın yardımcı karakterler olarak yer edindiği filmde odak noktamız; her daim heyecan arayan, bu kez de asi dinozorlarla yüzleşmek niyetinde olan sıçan kardeşler Crash’le Eddie. Platforma özel hazırlanan, dolayısıyla vizyona girmeyecek yapımın fragmanı, animasyonun kalitesiyle bir kaş kaldırmıyor değil.

Snowpiercer – 3. sezon (TNT, 24 Ocak ve Netflix, 25 Ocak)

Bong Joon Ho’nun yönetmenliğini üstlendiği, 2013 yapımı aynı adlı bilim kurgu filminden uyarlanan Snowpiercer; buzlarla kaplanmış bir dünya tasvirinde konumlanan, distopik hikâyesinde üçüncü perdede. Yeni sezonda başkarakter Layton ve yakın çevresi, yaşanan felaket sonrası durmaksızın hareket eden treni komut ediyor ve medeniyeti yeniden başlatabilecekleri olası bir lokasyon arıyorlar.

* Resident Alien – 2. sezon (beIN CONNECT, 27 Ocak)

* The Afterparty (Apple TV+, 28 Ocak)

* The Fallout (HBO, 27 Ocak)

* Chaos Walking (Vizyon: 28 Ocak)

* Take Out with Lisa Ling (HBO Max, 27 Ocak)