Bu hafta sinemada “Dogtooth” izlemek için 8 neden
Yunanistan Yeni Dalgası’nın kurucularından olan ve artık kıvrak zekasını Hollywood semalarında işleten yetenekli yönetmen Yorgos Lanthimos’un tüm dünyada adını duyuran kült klasik Dogtooth (Kynodontas) bu cuma Türkiye’de ilk kez vizyona giriyor. İşte bu nefis filmi beyaz perdede görmek için 8 neden:
- Bildiğiniz tüm hikâyeleri ve sinemanın birbirinden farklı anlatım dillerini bir kenara bırakıp, tamamen orijinal ve her şeyiyle taptaze bir sinemasal gerçekliğin etkisi altına girebilmek için.
- Şimdiden “2000’li yılların en iyi filmleri” listelerinde kendine ilk sıralarda yer bulmayı başaran, dünya festivallerini dolaştığı yıldan beri kendine hayran bırakmadığı sinemasever kalmayan modern bir klasiği, vakti zamanında bizde İstanbul Film Festivali’nde görememiş olsanız bile, şimdi bir salon dolusu seyirciyle bu benzersiz tecrübeyi deneyimleme fırsatı bulduğunuz için.
- 2009 yılında bu şaşırtıcı ilk filme imza attıktan sonra, yine kendi ülkesinde çektiği bir başka beyin yakan harikası Alps, Colin Farrell, Rachel Weisz ve Lea Seydoux’lu ilk İngilizce filmi The Lobster, geçen sezona damgasını vuran filmlerden The Killing Of A Sacred Deer ile hayranlarını mest eden ve önümüzdeki aylarda yeni filmi The Favourite ile yine akılları almaya hazırlanan Yorgos Lanthimos’un beyaz perdedeki ilk macerasına ortak olmak için.
- Filmin kahramanı olan ve doğdukları günden bu yana yaşadıkları evden hiç çıkmamış iki kız bir erkek kardeşin, aileleri tarafından ancak köpek dişleri düştüğünde terkedebileceklerinin söylendiği evlerinin dışındaki hayata dair bildikleri karşısında şaşkına dönmek için.
- Daha önce filmi izlediyseniz de, Lanthimos’un kurduğu şok edici dünyayı, filmin 9 yıl sonra vizyona girmesi vesilesiyle bir kez daha ziyaret edebilmek ve bu keskin başyapıtın hala bıraktığınız kadar iyi durup durmadığını görmek için.
- Filmde aile babasının Fly Me to the Moon şarkısını, Yunanca’ya nasıl çevirdiğini görmek ve şarkıyı bir daha asla eskisi gibi dinleyememek için.
- 2009 yılında prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde büyük ödül kazandıktan sonra, aralarında Yabancı Dilde En İyi Film Oscar adaylığı da bulunan çok sayıda ödül ve adaylık kazanmış bu filmde, geçtiğimiz yıllarda henüz 30 yaşındayken hayatını kaybeden, filmde küçük kız kardeşi canlandıran Mary Tsoni’yi beyaz perdede son kez izleyebilmek için.
- Gösterildiği yıl Bant Mag. tarafından Yılın Filmi seçilen bu film ve sonraki tüm Lanthimos filmlerinde senaryo ortağı olan Efthymis Flippou ile Dogtooth ve Alps’in yapımcısı olan ve kendi yazıp yönettiği Attenberg ve Chevalier ile başarısını bir kez daha kanıtlayan Athina Rachel Tsangari gibi isimlerin ilk ortak çalışmasını izlemek ve Yunan Yeni Dalgası’nın köklerini keşfedebilmek için.