Criterion Collection’ın mutfağına konuk olmak istemez misiniz?

Sinema hafızasını yok olmaktan kurtaran, restore eden, sinefillerin biricik platformlarından Criterion Collection, 1984 yılından beri filmleri mümkün olabilen en iyi şekillerde restore ediyor. Üstelik bunu filmin kayıt ortamı ne olursa olsun yapabilmeyi başarıyorlar. 40 yıla yakın bir süredir lazer disklerden, DVD, Blu-ray baskılara, aklınıza gelebilecek her türlü ortamdaki kaydı teknolojinin imkânlarından maksimum düzeyde faydalanarak, yaratıcısının dilini bozmadan, titizlikle, sahne sahne temizliyorlar. İşte Gizmodo ekibi de “Bu denli kıymetli çabayı ortaya koyan, işin mutfağındaki insanlar kimler?”, “Nasıl bir ortamda çalışıyorlar?”, “Restorasyon süreci nasıl başlıyor ve ilerliyor?” gibi soruları sormuş ve cevapları yerinde kayda almış.

New York’taki Criterion ana binasında gerçekleştirilen gezide Hitchcock’un 1940 tarihli Foreign Correspondent filminin restorasyon aşamaları üzerinden sürece tanıklık ettiğimiz belgeselde sırasıyla filmin negatiflerinin izi sürülüyor, negatifler bulunduktan sonra departman departman pek çok aşamadan geçerek film temizleniyor. Renk ayarlamalarının yapıldığı departmanda, “Hitchcock bu tonları bu şekilde görmek ister miydi?” sorusu ile ilerleyen bir sürece tanıklık edebiliyoruz. Filmin arşivde geçirdiği uzun yıllar boyunca oluşan toz ve su lekelerinin sahne sahne nasıl temizlendiğini görüyoruz. Filmin ses departmanında zaman içinde oluşan bozulma ve çatlamaların onarılışını monitörlerden takip edebiliyoruz. Son olarak film hazır olduktan sonra Criterion’ın sanat direktörü ile restore edilmiş bu yapımın nasıl sunuma hazırlandığını, filme özel poster çalışmalarının perde arkasını izliyoruz.

ABD’deki en büyük arşivlerden biri olan Library of Congress’den aldığımız bilgilere göre, sessiz filmlerin yüzde 70’lik bir kısmı kaybolmuş durumda. Bunu göz önünde bulundurunca, Criterion Collection’ın ne denli önemli bir arşiv çalışması ortaya koyduğunu daha iyi kavrıyoruz.

Belgesel vesilesiyle ekibin son zamanlardaki işlerine göz atalım

Agnès Varda Koleksiyonu /  11 Ağustos

Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Fransız Yeni Dalga sinemasının öncüsü, bizlere bir filmin ne olabileceğini sorgulamamız için sınırsız malzeme sunan anlatıların yaratıcısı Agnès Varda’nın tüm yapımları bir araya toplanıyor. Belgesel ve anlatı arasındaki sınırların bulanıklaştığı,1960’ların çalkantılı siyasi ortamına bakan ve avangart ruhuyla dolu olan, sınıf farkına ve kadınların bağımsızlık mücadelesine dair belge niteliği taşıyan, ekolojik sorunları masaya yatıran Agnès Varda koleksiyonu, 15 disklik Blu-Ray setinde derlendi.

Sátántangó, Béla Tarr / 1 Eylül

Béla Tarr sinemasının en karanlık dönemine ait olan ve yeni restore edilen Sátántangó aynı zamanda kendisinin başyapıtlarından biri. Macaristan’ın Tarr’dan görmeye alıştığımız bitmek bilmeyen yağmurlu post apokaliptik dünyasını yansıtan, kasvetli bir atmosfer altında anlatılan bu ihanet öyküsü, 7 saat 19 dakika sürüyor.

Christo and Jeanne-Claude belgeselleri / 10 Eylül

Mayıs ayında hayatını kaybeden Christo Vladimirov Javacheff’in partneri Jeanne-Claude ile birlikte yarattığı arazi sanatı işlerine odaklanan belgeselleri içeren seçki, bu ay Criterion Collection tarafından satışa sunuldu. Seçkinin büyük çoğunluğunu, Christo’nun çalışma sürecinin selüloid ortamda kayda alınmış belgeselleri oluşturuyor. Manzarayı bir kanvas olarak kullanan sanatçının Colorado Dağları’nda uçuşan örtü ile oluşturduğu kompozisyonu hayata geçirişini, Running Fence’de 24 millik beyaz naylon örtüden oluşan çiti kurarken rüzgârla olan mücadelesini ve daha pek çok Christo projesini, bu yapımlarda yaratım süreciyle birlikte izleyebiliyorsunuz. Koleksiyonda yer alan belgeseller ise şöyle: Running Fence (Albert Maysles, David Maysles, Charlotte Zwerin, 1977), Islands (Albert Maysles, David Maysles, Charlotte Zwerin, 1987), Christo in Paris (Albert Maysles, David Maysles, Deborah Dickson, Susan Froemke, 1990), Umbrellas (Albert Maysles, Henry Corra, and Grahame Weinbren, 1994), The Gates (Albert Maysles, David Maysles, Antonio Ferrera, Matthew Prinzing, 2008), Walking on Water (Andrey Paounov, 2019) ve kısa belgesel olarak Christo’s Valley Curtain (Albert Maysles, David Maysles, Ellen Giffard, 1974)

Albert Brooks seçkisi / 13 Eylül

Criterion, yönetmen, yazar ve oyuncu Albert Brooks’un keskin ve içten komedilerinin bir toplamına yer verdi. Real Life (1979), Lost in America (1985), Defending Your Life (1991), Mother (1996) yapımları; Midsommar’ın yönetmeni Ari Aster tarafından kaleme alınan Brooks özel yazısında komedide kalite ve zekâ adına birer başyapıt olarak nitelendiriliyor. İnsanlığın zaaflarını yüzümüze çarpan Brooks’un komik ama bir o kadar da sert ve hüzünlü filmleri bu ay itibariyle koleksiyonerlerin raflarında yerini almaya başladı.

Beau travail, Claire Denis /  15 Eylül

Herman Melville’in tamamlayamadan hayatını kaybettiği Billy Budd, Sailor romanının Denis uyarlaması, namus kodlarının ve maskülanitenin sorgulandığı; arzunun, sömürgeciliğin sinematograf Agnès Godard ile ürettikleri mükemmel görsel tonalitesi ile kaynaştırıyor. Blu-Ray versiyonu ile Criterion Collection’da.

Yazı: Biçem Kaya