İninden çıkma hâli: Tiger Stripes

Yazı: Ezgi Oğraş

Dünya prömiyerini yaptığı Cannes Eleştirmenler Haftası’ndan Grand Prix ödülüyle ayrılan Tiger Stripes, aynı zamanda Malezya’nın Oscar temsilcisiydi. Amanda Nell Eu’nun ilk uzun metrajı olan film, 43. İstanbul Film Festivali programındaydı. Kadın bedeni, ergenlik ve zorbalık temalarını body-horror unsurlarıyla harmanlayan Tiger Stripes, insanın özgür doğasına kucak açıyor. 

*Bu yazı, henüz Tiger Stripes filmini izlememiş olanlar için bazı sürprizleri bozabilir.


Zaman dilimi ve mekân

Günümüz, Malezya kırsalında geçiyor. 

Ne hakkında?

Malezya’da dini bir ortaokulda öğrenci olan Zaffan’ın ergenliğe girmesiyle bedeninde ve zihninde başlayan değişiklikler, body-horror ögeleriyle süslenen bir büyüme hikâyesine dönüşüyor. Ataerkil yapının yarattığı toplumsal normlar, zorbalık gibi sularda gezinen Tiger Stripes, büyümenin vahşi tarafına fantastik bir bakış atıyor. 

İlk intiba

Soluk soluğa kalmış, tedirgin bakışlarını hissettiğimiz genç bir kızın yakın çekimiyle açılıyor film. Hemen ardından aynı karakterin eğlenceli figürlerle TikTok dans videolarından birini kaydedişini izliyoruz. Amanda Nell Eu, 12 yaşındaki Zaffan’la seyirciyi tanıştırdığı ilk anlarda tesirli bir dönüşüme şahitlik edeceğimizin sinyallerini veriyor. 

Malezya’nın kırsalında yaşayan Zaffan ve sınıf arkadaşları Miriam ve Farah, öğretmenlerinin baskısından uzaklaşacak bir alan olarak okul tuvaletlerini kullanıyor; bir diğer özgürlük alanı ise orman. Ormanın masalsı atmosferini oluşturan görüntü yönetmenliğiyle, dış dünyanın  kızlar üzerindeki boğucu etkisini kapı dışı bırakıyor film. Okul ya da evdeki kuralların hükümsüz kaldığı ormanda, onları filtresiz kimlikleriyle izliyoruz. Zaffan’ın okuldaki yaşıtları arasında regl olan ilk kız olduğunun öğrenilmesiyle arkadaş grubundaki hiyerarşik yapı sarsılmaya başlıyor. Öğrenilmiş normlar yüzünden kendisini ait olduğu çemberin dışında bulmaya başlayan Zaffan; öfke ve bilinmezliğin getirdiği tedirginlik arasında kendisini var etmeye çalışan bir konumda artık. 

Zaffan’ın fiziksel dönüşümünde kullanılan bazı eski tip efektler, filmin değindiği konuları ciddiye almayışının belirtisi niteliğinde. Kadın bedenine karşı duyulan korku ne kadar gerçekse, Zaffan’ın bedeninin buna karşı geliştirdiği değişimler bir o kadar plastik ve yer yer birbirini takip edemeyen bulanıklıkta görünüyor. Öğrencilerin dilindeki korku hikâyelerinin komik imgelemelerle karşılık bulması; hem Zaffan’ın metamorfozunun toplumsal normlardan uzak kişisel bir yolculuk olduğunun altını çiziyor hem de filmin ataerkil eleştiri içinde sıkışmamasını sağlıyor. 

Derinlerde ne var?

Amanda Nell Eu, büyüme sancısını anlatırken bir kadın için sürecin daha karanlık ilerlediğini hikâyeye katıyor. Malezya folklorundan ögelerle desteklediği regl dönemine ait tabular ve geleneklerle yüzyıllardır farklı toplumlarda tezahür eden kadın bedenine ait korkunun izlerini sürüyoruz. Regl dönemi başlayan Zaffan’ın “kirli” olduğuna ikna edilmesi, bazı ibadet ve etkinliklerden mahrum kalması, kimi mitlerle korkutulması gibi olaylar; biyolojik bir sürecin adım adım psikolojik savaşa dönüşünü resmediyor. Hikâyenin devamı toplum gözünde bir canavara dönüşmek pahasına kendi benliğini ortaya çıkaran, kabuğunda kalmayı reddeden kadınlara bir saygı duruşu. Zaffan fiziksel ve zihinsel olarak geçirdiği dönüşümlerle, korkulan tarafının onu özgürleştirmesine izin veriyor. 

En çok neyi sevdin?

Filmi bir adım ileri taşıyan ve hatta senaryonun belirsiz kaldığı zamanlarda yeniden filmin dünyasına girmemizi sağlayan Zafreen Zairizal’in performansı. Gabber Modus Operandi’nin müziği de gerilim tonunu yakalamada epey yardımcı.