Deniz Akçay ile hangi film?

Dünya prömiyerini 70. Venedik Film Festivali’nde yapıp, 32. İstanbul Film Festivali’nde Seyfi Teoman En İyi İlk Film ödülüne uzanan Köksüz’ün yazar ve yönetmeni Deniz Akçay; uzun yıllardır yer aldığı sektörde İstanbullu Gelin, Saklı ve Hayat Bilgisi gibi birçok dizide kalem oynattı. Kendisi aynı zamanda çeşitli yapım şirketlerinde danışman ve eğitim kurumlarında senaryo yazarlığı eğitmeni olarak da görev alıyor.

Hangi film? köşemizin konuğu Deniz Akçay yanıtlıyor: “İzlemekte geç kaldım” dediğin bir film? Önden kendini hazırlamayı gerektiren bir film? Hakkı verilmemiş / yeterince anlaşılmamış olduğunu düşündüğün bir film?


İzlerken diyaloglarına eşlik edebildiğin film?

Çocukluğumdan ilk gençliğime kadar tekrar tekrar televizyonda verilen filmlere eşlik edebiliyorum. “Havan kime yabancı?”, “İngiltere Kralı, rahmetli başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele” diye sıralı gidebiliyorum Yeşilçam izlerken. 


Bugüne dek aklında en çok yer işgal eden film?

Tarkovsky’den Stalker (1979). Stalker’ı ilk izlediğimde sinemada bunun üzerine bir şey yapılamaz diye moralimin ne kadar bozulduğunu hatırlıyorum. Moralimin bozulmasına hâlâ gülerim. Hepimiz fakülteden auteur yönetmen olarak çıkmayı hayal ettiğimizden olsa gerek, Stalker’ı görünce bütün sistemimi baştan gözden geçirmek zorunda kalmıştım. Hangi toplara çıkabileceğime hangilerine çıkamayacağıma dair keskin bir karar vermemi sağladı diyebilirim. Hâlâ aklımda en çok yer işgal eden film olabilir. 


“İzlemekte geç kaldım” dediğin bir film?

Hitchcock sinemasına 30’umdan sonra girdim. Nedensiz ayak dirediğim şeyler var. Hiç gurur duymuyorum. Fight Club’ı (1999) hâlâ izlemedim. Üstelik ben okuldayken ortalığı yıkmıştı ve çoğu “film okuma” ödevi Fight Club üzerine yapılırdı, yani sahne sahne dinlediğim bi film olmasına rağmen inatla hâlâ izlemedim. 


”Hiç sevmedim, seveni de sorguladım” dediğin film?

Sevenlerinden çok korkuyorum ama Holy Motors (2012). 


Müziğine tutulduğun bir film?

Angelopoulos bir röportajında “bir yönetmen için itiraf etmesi çok zor ama Eleni Karaindrou olmasa filmlerim de böyle olmazdı” minvalinde bir açıklama yapıyor. İkisinin iş birliği yaptığı her filmi seviyorum ama en çok Mia aioniotita kai mia mera / Eternity and a Day (1998) ve Trilogia: To livadi pou dakryzei / Trilogy: The Weeping Meadow (2004).

Daha sonra da tabii Fa yeung nin wah / In the Mood for Love (2000). 


Dizisi olmalı dediğin bir film?

Paradoksal bi soru benim için. Bir filmin dizi olmasını istemem için çok sevmiş olmam lazım. Ama çok sevdiysem kendi içinde bütünlüklü bir anlatıya sahiptir, uzamamasında fayda var. Galiba pas geçiyorum :).


Önden kendini hazırlamayı gerektiren bir film?

The Zone of Interest (2023).


İçmiyorsan bile sigara yaktırma potansiyeli taşıyan bir film?

Duvara Karşı (2004) benim için böyle bir film. 


Hakkı verilmemiş / yeterince anlaşılmamış olduğunu düşündüğün bir film?

Yeterince anlaşılmamış değil ama yeterince hakkı verilmemiş olduğunu düşündüğüm film, Lucrecia Martel’in La Ciénaga / The Swamp’ı (2001). 


“Bu bir film değil, bu bir deneyim” dediğin film?

Bela Tarr’dan A torinói ló / The Turin Horse (2011).