Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.


Image

Lo-fi, Coventry ve 1990’lar: Television Screens
Yazı: Busen Dostgül – İllüstrasyon: Atlan Toygar Rona

The Specials’ın veya Clive Owen’ın memleketi olması dışında çok da sık karşımıza çıkmayan şehirlerden olan Coventry’de doğan Jake Monroe, Television Screens ismini verdiği projesiyle şu sıralar ilk EP’si Space Echo’nun heyecanını yaşıyor. Moskova’da yaşamasına rağmen müzikal anlamda İngiliz genlerinden hiçbir şey kaybetmediğini belli ettiği dört şarkısıyla dikkatimizi çeken Monroe, lo-fi estetiğini ciddi bir şekilde benimsediği üretimleri ile bir yandan daha depresif bir Oasis’i, diğer yandan keyfi kaçmış bir Deerhunter’ı andırıyor.

Gitarlara eşlik eden synth altyapıları ile hareketlendirdiği şarkılarından “ZAP!”, dinlemeye başladığınız ilk andan bu yana 1990’lar hissiyatına kapıldığınız ve özellikle sürükleyici gitar tonları ile kendine hayran bırakan “Asimov I” albümün öne çıkan parçalarından. Şimdilik sadece 56 beğenisi olan bir Facebook sayfası olan Television Screens’in geleceğinin oldukça parlak olduğunu söylemek gayet mümkün.


Image

Tahmin edileni reddetmek: Ex-Debs
Yazı: Utr – İllüstrasyon: Irmak Hatipoğlu

Krautrock, dub punk, noise pop… Türler arası kaygının içinde rahatlığı arayan Jacyn ve Travi, yaklaşık on senedir Pasifik Kuzeybatı Kıyısı’nda müzik yapıyor. Lo-fi kayıtların verdiği tatları müziklerinde baskın olarak kullanan Ex-Debs, bir albüm bir de demo yayınladı. Canlı performanslarındaki dürtüleri ise 1970’lerin new wave’lerini anımsatırken; Jacyn’nin dört dörtlük ataklarını, Travi’nin karanlık çığlıklarını beklemediğiniz anlarda duyabilirsiniz.

VIEWER.PICTURE. albümünde yer alan “Allentando Dub”da sallanabilir, “New Eyes”ta koşabilir, “Shuttle Nowhere”de  içsel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Ya da “tahmin edilen” devamlılığı reddeden kararlıkta üretim süreci içinde bulunan iki yaramaz sizi hem şaşırtabilir hem de kendinizden bir şeyler bulmaya itebilir.

https://youtube.com/watch?v=OPsd5TKbSsM

Image

Keyifli ve canlı frekanslar: Formation
Yazı: Nazlı Dönmez – İllüstrasyon: Çağrı Odabaşı

2013 yılından beri aktif olan ve geçtiğimiz bahar yayınladıkları Pleasure ile bizden tam not alan Londra menşeli Formation’ın, funk, groove, disko, tekno ve caz tınılarını elektronik müzikle harmanladıkları müthiş bir tınısı var. Sert vokallerin, karanlık tınıların eksik olmadığı, yine de bir şekilde son derece enerjik olan üç albüme imza atan Will ve Matt Rinson ikilisi, Elliot Power ve Shura gibi popüler alternatif isimlerle yaptıkları iş birliklerle de dikkat çekti.

Formation, uzun süredir üreten sanatçıların dahi kimi zaman başaramadığı bir bütünlüğe şimdiden ulaşmış gibi görünüyor. “Hangin’”, “Sword Souls”, “Under the Tracks” gibi birbirine uzak tarzlardan ilham alan parçaların dahi daimi bir ortak paydası var, sizi belirli bir frekansa getiriyorlar ve bu frekansta oldukça keyifli ve canlı hissediyorsunuz. Warner Bros. kanalıyla yayımladıkları Drugs ve ikilinin resmi sitesi, Formation düzlemine geçiş yapmanız için adeta bir kanal gibi. Kendinizi ait oldukları kültüre ufak bir giriş ve mini bir manifesto işlevi gören bir video çalışmasıyla karşı karşıya buluyorsunuz.

https://youtube.com/watch?v=EiJ9T6OnrVI

Image

Paris’ten yeni nesil bir disko grubu: Agar Agar
Yazı: Ege Yorulmaz – İllüstrasyon: Enes Diriğ

Agar Agar, Paris çıkışlı bir synth-pop ikilisi. Clara ve Armand sanat okulunda tanışıyorlar, biri punk biri de tekno müziğe düşkünken bu durumda doğaçlama yollarla ne yapabiliriz gibi bir deneyle Agar Agar çıkıyor. Agar, hazır yiyeceklerde kullanılan bir kıvam maddesi, ve Clara bu sözcüğü çok sevdiği için Armand’ı gruplarının adı yapmaya ikna ediyor. İlk albümü Cardan’ı geçtiğimiz aylarda çıkaran grup, yaşadıkları alt kültür Paris banliyösünün ruhunu müziklerine aktarıyor ve ilk albümleriyle karanlık bir French Disco grubu olmayı başarıyor.

Agar Agar, hem müziklerinde hem de kariyerlerinde oldukça özgürce çalışmayı seçmiş bir grup. Bu anlamda özellikle müzikleri oldukça cüretkar, her hangi bir türe uydurulmaya çalışılmamış. 1980’lerin karanlık disko akımından sampleları bizlere La Femme ve Trevor Something karması bir türü anımsatırken, grubun vokalisti Clara’nın sesi Lana Del Rey-vari bir şekilde melankolik. Grubun albümü Schultz and Forever ve Renart gibi isimlerin plak şirketi Cracki Records’tan çıkmış. İlk albüm Cardan şaşırtıcı derecede olgun ve hipnotik beş şarkılık bir dinleti. Albümle ilgili tek rahatsız edici olabilecek şey, tüm albüm boyunca vokallerin çoğu zaman müziğin önüne geçmesi. Bu detayın dışında Agar Agar, deneysel çalışmayı kendine ilke edinmiş, yeniliklere çok açık bir grup.

  1. Seramikle dans etmek, rüyaları hayata geçirmek: Johnson Tsang

    Hong Kong’lu sanatçı Johnson Tsang ile, en yakın dostu seramikten ürettiği heykellerindeki beklenmedik gerçekliklerden yola çıkan bir muhabbete dalarak, kafasındakileri, duygularını ve yaratım sürecini anlamaya çalıştık.

  2. Haz ve acı aynı anda hissedilir: Meltem Şahin

    İllüstratör ve animatör Meltem Şahin’den, 11 Kasım’da Mixer’de açılacak, Gilles Deleuze, Friedrich Nietzsche ve Maurice Merleau-Ponty gibi düşünürlerin ele aldığı konuları animasyon ve optik oyuncaklar kullanarak yorumlayan ilk kişisel sergisi “Negative Pleasure”a uzanan kişisel tarihini dinledik.

  3. Aklımdakiler: Gaye Su Akyol

    Dinleyeni tarifi zor bir tutkuyla karşılayan yeni albüm Hologram İmparatorluğu dünyayı ele geçirirken, Gaye Su Akyol’un “dostlar meclisi”nden isimler, Gaye Su’ya merak ettiklerini, aklındakileri sordu.

  4. Alliance, Mumbai ve işbirlikleri: DJ Fitz ve Grup Ses

    18 Kasım’da Babylon sahnesinde Wooden Wisdom eşliğinde bir kez daha güçlerini birleştirecek DJ Fitz ve Grup Ses, Bant Mag. No:53 için sohbete koyuldu.

  5. Müziğin doğasında yaşayan topluluk: Gözyaşı Çetesi

    “Bizi dinlemeyecek insanlara ulaşmaya çalışmak yerine, biz bize kalmayı her zaman tercih ediyoruz”

  6. Önyargısız, küresel ve doğrudan: Glitterbeat Records

    “Müzisyenlere güçlü hikâyelerini paylaşabilmek için bir fırsat vermeye çalışmak bizim için bir onur.”

  7. Arkadaşlığı onurlandırmak: Famous Class ve LAMC

    Son yılların en dikkat çekici bağımsız müzik oluşumlarından Famous Class ve harika serileri LAMC karşınızda.

  8. Collin McClain’in müzikle dolu Türkiye yolculuğu

    “Hepimizin birbirine çok benzerken aynı kültürün içinde ne denli büyük farklılıklar olabileceğini göstermek istedim.”

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. A’dan Z’ye: David Lynch

    Gariplikler, hikâyeler ve unutulmaz karakterleriyle, David Lynch.

  11. Suni bir geçmiş yaratma peşindekiler: Albüm

    Evlat edindiklerini herkesten saklamak için ellerinden geleni yapan bir çift üzerinden memleket hâline kara mizah penceresinden bakan Albüm, Cannes, Sarajevo, Kudüs ve Adana gibi festivallerden ödülle döndü. Filmin ilk uzun metrajına imza atan yönetmeni Mehmet Can Mertoğlu ile söyleştik.

  12. A Monster Calls’un Connor’ı ve beyaz perdenin diğer “bullying” mağdurları

    Bu ay vizyona giren A Monster Calls’un ana karakteri Connor, okulda sürekli zorbalığa maruz kalınca çareyi bir canavarla arkadaşlık etmekte buluyor. Biz de Connor’dan ilhamla, beyaz perdenin farklı çözümlere başvurmuş zorbalık mağdurlarını masaya yatırıyoruz.

  13. Arrival vizyonda: Farklı filmler üzerinden uzaylılarla farklı ilişki biçimleri

    Denis Villeneuve’ün kariyerinin ilk bilim-kurgu filmi Arrival, bu ay vizyona giriyor. Uzaylılarla iletişim kurması için görevlendirilen bir dilbilimcinin hikâyesini anlatan filmin bahanesiyle, sinemada uzaylılarla farklı ilişki biçimlerini inceliyoruz.

  14. Tipsiz: Türkiye Demokrasisinin Görsel Haritası

    Brüksel ve İstanbul arasında mekik dokuyan sanatçı Ali Cabbar ile geçtiğimiz ay DEPO’da açılan son sergisi Tipsiz üzerine sohbet ettik.

  15. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler