Star Wars sayesinde tanıştığımız nazik dev Chewbacca ve arkadaşları dünyamıza gelse ne olurdu? Amerikalı fotoğraf sanatçısı Mako Miyamoto’nun Wookies / Neon Werewolf serisi bu sorunun cevabını hepsi birbirinden eğlenceli, atmosferik, ince detaylarla örülü fotoğraflarla belgeliyor. Miyamoto ile Star Wars’dan, maskelerden, başka evrenlerden ve uyumsuz canavarlardan bahsettik.


Wookies serisinin arkasındaki hikâyeyi paylaşabilir misin bizimle? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
80’ler çocuğu olarak Star Wars serisinin üzerimde büyük etkileri var. George Lucas bulutların ötesinde, içinde anlatılmamış pek çok anlatılmamış macera, garip canavarlar ve olağanüstü uzaylı dünyaları içeren inanılmaz bir evren gösterdi. Star Wars çevremizi saran büyüye inanmamı sağladı, bana umut ve dünyada olan büyük küçük farklı gizemleri keşfetmem için ilham verdi. Bana hayal gücünün önemsemem gereken bir şey olduğunu öğretti. Bu nedenle şimdi yetişkin yaşımda elime bir kamera aldığımda gene gençliğimin büyülü ve gizemli dünyasına dalmak istiyorum.

“MASKEYİ TAKAN HERKESİN BU ANONİMLEŞME DURUMUYLA BERABER KENDİ KİMLİKLERİNDEN KOPARAK BİRAZ DA ÖZGÜRLEŞTİĞİNİ, BİRKAÇ DAKİKA İÇİN BİLE OLSA BAŞKA BİRİ VEYA BAŞKA BİR ŞEY OLMA FIRSATI YAKALADIKLARINI DÜŞÜNÜYORUM. İŞTE O BÜYÜLÜ AN, BİRAZ DA İÇİMİZDEKİ CANAVARLARIN ORTAYA ÇIKTIĞI BİR AN.” 

Maske takmak ve genel olarak maskeler konusunda neler düşünüyorsun?
Çocukluğumdan beri yüzler beni hep etkilemiştir. Eskiden hep yüzler çizerdim, bir insanın yüzünün detaylarında onların kim olduklarını, ne hissettiklerini, o an ne düşündüklerini bulmaya çalışırdım. İşin içine maske girdiğinde insanlar arasındaki görsel iletişim kopuyor, maskeyi takan kişinin kimliği değişiyor, yeni bir şeye dönüşüyor. Maskeyi takan herkesin bu anonimleşme durumuyla beraber kendi kimliklerinden koparak biraz da özgürleştiğini, birkaç dakika için bile olsa başka biri veya başka bir şey olma fırsatı yakaladıklarını düşünüyorum. İşte o büyülü an, biraz da içimizdeki canavarların ortaya çıktığı bir an. Maske bu anda bir lateks ve sahte saçtan fazlası haline geliyor, maskeyi takan kişinin tavırları ve vücut diliyle birleşerek insanı yeni biri haline dönüştürüyor. İşte ben de fotoğraflarımda tam bu anı yakalamaya çalışıyorum.

Sahneleri nasıl planlıyor ve yaratıyorsun? Çektiğin sahneler arasında diyaloglar, sahneleri birbirine bağlayan senaryolar var mı?
Fikirler aklıma pek çok şekilde gelebiliyor, bir mekânı veya yeri ziyaret ettiğimde, bir arkadaşla olan sohbette, okuduğum bir kitap veya denk geldiğim bir fotoğraf sayesinde… Ben aynı zamanda ciddi bir ikinci el dükkân müşterisiyim ve bu dükkânlarda denk geldiğim, bir tarihe ve hikâyelere sahip objelerin de bana ilham verdiğini düşünüyorum. Bütün bu durumlarda aklıma gelen fikirlerimi defterime ve evin etrafına saçılmış çeşitli taslak çizimlere kaydediyorum. Bir gün içlerinden biri diğer fikirlerden sıyrılıp yüzeye çıkana kadar bu şekilde devam ediyorum. Bir fikir momentum kazanıp tekerler dönmeye başladığı zamansa çekimi ayarlamaya başlıyorum. Yaratmaya çalıştığım anın tüm bileşenlerini toparlamaya çalışıyorum: zaman, mekân, doku, ışık, renk ve genel atmosfer. Bu mekân arayışından, kostümlere, dekor prodüksiyonuna kadar yayılan bir aşama ve çekimin boyutuna göre bazen birkaç gün veya hafta, bazense aylar sürebiliyor. Bu aşamada fikirler ve konseptler cisimleşmeye ve kendilerini yaratmaya başlıyorlar. Her şey yerine oturduğunda ise kameramı elime alıp çekmeye başlıyorum.

Yaptığım her çekimle yarattığım karakterleri bir bağlama oturtmak, onların içini doldurmak ve içinde yaşayabilecekleri bir dünya yaratabilmek için çevrelerinde çeşitli hikâyeler örme ilgimi çekmeye başladı. Bu şekilde onları daha bilinçli bir şekilde hayata getiriyorum ve daha zengin bir deneyim yarattığımı hissediyorum.

Neon Werewolf serisi Wookies dünyasını Frank Aberdeen’in karakteri ve filmiyle bir araya getiriyor (siz de neonwerewolf.tv adresinden istediğiniz kısa film macerasını seçip izleyebilirsiniz). Bu dünya 60’larla rahatsız 80’ler arasında bir yerlerde, insanlar, iskeletler, Wookie’ler ve bilumum uyumsuz canavarın bir araya geldiği bir yerlerde duruyor.

Son sergin, Further West, geçtiğimiz aylarda açıldı ve serginin hikâyesi de Wookie’ler etrafında dönüyor. Sergiden ve Wookies serisini nasıl tamamladığından bahseder misin?
Carl Sagan’ın şu alıntısı hem serginin altında yatan ilhamları hem de bu sergideki işlerde hedeflediğim hissi iyi aktarıyor:

“Yukarı bakacaklar ve gözlerini kısarak gökyüzündeki o mavi noktayı bulmaya çalışacaklar. Onu belirsizliği ve kırılganlığı nedeniyle daha az sevecek değiller. Bir zamanlarki potansiyelimizin deposunun korunmasızlığı, küçüklük çağlarımızın tehlikeleri, başlangıçlarımızın mütevaziliği ve yolumuzu bulana kadar geçtiğimiz nehirlerin sayısı karşısında hayrete düşecekler.”

Further WestNeon Werewolf / Wookie evreninin başlangıç hikâyesi aslında. Wookie’lerin dünyamıza geldiği anı inceleyen ve bu an üzerinden dünyanın emperyalist tarihini çerçeveleyen, bir saptırımcının bakış açısından kaderin gerçekleşme anına bakan bir sergi. Neon Werewolf dünyasının oluşumunu ve insanlarla nasıl bir arada yaşamaya başladıklarını anlatıyor.

Senin yarattığın bu evrende Wookie’ler aynı insanlar gibi… Yoga yapıyorlar, bahçelerine bakıyorlar, paten kayıyorlar, beraber yemek yiyorlar. Wookie’ler günlük hayatlarında insanlardan hiç farklılaşıyor mu?
Benim gözümde Wookie’ler insanlarla hemen hemen aynı, günü gününe yaşıyor ve anın içinde olmaya çalışıyorlar.

Wookie maskeleri nasıl eline geçti? İnternetten mi satın aldın yoksa birilerine mi ürettirdin?
İlk Wookie maskesini internetin karanlık köşelerinden bulup satın almıştım. Sonra üzerinde çeşitli oynamalar yaparak kendi versiyonumu yarattım.

Star Wars serisinin büyük bir hayranı olarak seriden favori alıntını paylaşır mısın?
“Bu bir tuzak!” – Admiral Ackbar

Sence neden Wookie’ler –özellikle Chewbacca– Star Wars evreninin en favori karakterlerinden biri haline geldi?
Ben Chewbacca’nın bir favoriye dönüşmesini şunlara bağlıyorum:
Filmde hiç kötü bir repliği yok.
Arbaletiyle tam bir bıçkın.
Pantolon giymek zorunda değil.

Wookies serisi haricinde nelerle uğraşıyorsun? Yakın geleceğe dair paylaşabileceğin planlar ve projeler var mı?
Bu sonbahar, kış gibi Frank Aberdeen serisine bıraktığım yerden devam etmeyi planlıyorum. Aslında kısa filmlere geri dönmem gerektiğini hissediyorum ama büyük olasılıkla ilk başta yeni bir fotoğraf çekimiyle girişirim. Ayrıca Stephanie Chefas Gallery’de yeni bir sergim var, gelecek Kasım’da açılacak ve şu anda temel planlamasını yapıyorum. Daha fazla aksiyon için beni @neonwerewolf adresinden takip edin!

makomiyamoto.com
instagram.com/neonwerewolf 

  1. Chewbacca ve arkadaşları aramızdalar: Mako Miyamoto

    Star Wars sayesinde tanıştığımız nazik dev Chewbacca ve arkadaşları dünyamıza gelse ne olurdu? Amerikalı fotoğraf sanatçısı Mako Miyamoto’nun Wookies / Neon Werewolf serisi bu sorunun cevabını hepsi birbirinden eğlenceli, atmosferik, ince detaylarla örülü fotoğraflarla belgeliyor.

  2. Bir kamusal pratik olarak banyo: Ruth Kaplan

    Fiziksellik, sosyallik, mahremiyet, ritüeller, duyusal erotizm, röntgencilik, utanç, arınma gibi katmanlar ve Kanadalı fotoğraf sanatçısı Ruth Kaplan’a göre teatral tabloları andıran kamusal banyolar...

  3. Kişisel dürtüler ve bilimsel merakların hayal gücüne açılan kapıları: Dışarıdan Gelen

    Ankara doğumlu araştırmacı, yazar ve sanatçı C.M Kösemen’in yeni solo sergisi Dışarıdan Gelen 23 Eylül’de Bina/Bant Mag Havuz’da açılıyor. Resmin yanısıra zooloji, paleontoloji, tarih ve mistisizm gibi alanlarla ilgilenen ve araştırma kitapları yazan Kösemen’le yeni sergi, çalışma teknikleri, çok yönlü üretim ve işlevsiz karamsarlık üzerine sohbet ettik.

  4. “Bir rap iyi başlamazsa, iyi rap değildir”: Ezhel ve Büyük Ev Ablukada

    Büyük Ev Ablukada’nın çoğunluğunun azınlığı Canavar Banavar, Galvaniz ve Aslan, Ezhel’le derinlemesine lafladı. 

  5. A’dan Z’ye: Gary Numan

    Kariyerinin yirmi ikinci albümünü yayınlayacak Gary Numan’a dair A’dan Z’ye bilinmesi gerekenler.

  6. Nesilden nesle aktarılan bir müzik dayanışması: A-WA

    Yemenli kadınların sözlü tarihi ve eski yıllara dayanan dayanışma kültürünü İsrail’de liste başına taşıyan ve dünyaya yaşamı kucaklayan pozitif enerjisini salan Haim kardeşler Türkiye’deki ilk konserlerine hazırlanırken, gelenekselle kurdukları bağları nasıl güncele taşıdıklarını ve 2018’de yayınlanacak yeni albümün detaylarını anlattılar.

  7. Bir ideoloji mezarlığı ve müzik: Berlin

    İlginç bir şekilde son on yılda Berlin’in techno, endüstriyel müzik, karşı-kültür, squat hareketi gibi mevzularını konu edinen hiçbir yazar bu ağır yükün altından kalkabilmiş değil ve Berlin’de yaşamış bir Amerikalı olan Paul Hockenos’un kaleme aldığı, geçtiğimiz Haziran ayı yayımlanan Berlin Calling de bir istisna yaratmıyor.

  8. Yeni albümler, konseptler ve yaratıcı süreçler üzerine: Goralı ve Reverie Falls On All

    Müzikal serüvenlerinde birçok kez yolları kesişen Goralı, Reverie Falls On All’u, yeni üretimleri üzerinden bir sohbete koyulmaları için bir araya getirdik. Yılın en etkileyici kayıtlarından Qualia ve Stellar Stream’in perde arkasına buyurun.

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. Tansiyon oynatan filmleriyle: Michael Haneke

    Gerçeğin soğuk tokadını, burjuvazinin iki yüzünü ve kibrin karanlık geçmişini çektiği akıl almaz filmler üzerinden akıl ve ruh sağlığımıza enjekte eden, sinemanın eşsiz mucizelerinden Michael Haneke’nin ilk filminden, bu ay Filmekimi’nde izleyeceğimiz son filmi Happy End’e uzanan gergin bir yolculuğa hazır mısınız?

  11. Cebi sorular ve yanıtlarla doldurmak: İşe Yarar Bir Şey

    Yönetmen Pelin Esmer’le buluştuk ve kendisinden 36. İstanbul Film Festivali’nden FIPRESCI Ödülüyle ayrılan, 27 Ekim’de vizyona girecek, senaryosunu Barış Bıçakçı’yla yazdığı son filmi İşe Yarar Bir Şey’i dinledik.

  12. Türkiye sinemalarından küçük mutluluklar: Yeniden gösterim furyası

    Yaz aylarında yeniden sinema salonlarına yolu düşen Kieslowski şaheseri Three Colors üçlemesi, Jim Jarmusch harikası Night On Earth, bilim-kurgu klasiği Terminator 2: Judgment Day ile hararetlenen yeniden gösterim furyası, yeni sezonda da güçlü bir sinefil coşkusu yaratmaya devam edeceğe benziyor.

  13. Gözden kaçmaması gerekenler: 15. İstanbul Bienali

    Elmgreen ve Dragset’e emanet edilen 15. İstanbul Bienali bu yıl “İyi Bir Komşu”yu tanımlamaya çalışıyor. Bu vesileyle bienale göz atıp atlanmaması gerekenlere baktık.

  14. “Rick and Morty” fırtınasından önce: Animasyon dostlukları

    Adult Swim’in fenomen animasyon serisi Rick and Morty’den önce hayatımıza giren ikililer.

  15. “Sayborglar hâlâ hayatta ve keyifleri yerinde”: Joe Dumit

    California Üniversitesi Davis kampüsünde antropoloji, bilim ve teknoloji çalışmaları ve performans sanatları programlarında dersler veren Joe Dumit, sayborglara “değiştirilmiş insanlar” olarak yaklaşıyor ve hepimizin birer sayborg olduğunu iddia ediyor.

  16. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler Doruk [email protected] Güran / illü[email protected] Melikşah Altuntaş / [email protected] Nural / [email protected] Kayıran / mü[email protected] Dostgül / [email protected] Cuylan [email protected] Mazonowicz / [email protected] reklam ve pazarlama Yetkin [email protected] katılımcılar Yiğit Atılgan, Fisun Yalçınkaya, Cihan Gelerli, Sibel Enginkök, Türksen Kızıl, Rajab Eryiğit, Sava Kayhan, Ekmel Ayar, Burak Dak, Irmak Hatipoğlu, Erinç Güzel, Deniz Pasha, Merve Vural, İsmail Berkel, Bilge Emir, Barış Şehri, Enes Diriğ, Duygu Topçu, Gizem Gündüz, Kürşat Çetiner, Ada Tuncer, Başar Kurnaz kapak görseli XXXXXXXXXXXXX bant mag. mekan Moda Mektebi Sokak.