Elmgreen ve Dragset’e emanet edilen 15. İstanbul Bienali bu yıl “İyi Bir Komşu”yu tanımlamaya çalışıyor. Bu vesileyle bienale göz atıp atlanmaması gerekenlere baktık.


30. yılını ve 15. yaşını kutlayan İstanbul Bienali bu yıl sanatçı ikilisi Elmgreen ve Dragset’in mizah dolu, eleştirel ve dikkat isteyen dünyasından çıkma bir seçkiyle ziyaretçileri karşılayacak. İç mimariyle ilgilenen ve kendi küçük dünyalarımızı nasıl kurduğumuza bakmaya çalışan ikili, bireyleri evlerinden vurmaya çalışıyor ve “komşu”yu gündeme alıyor. Dünya karşısında çaresiz olan sıradan insanların yönetebilecekleri küçük dünyalara dair nasıl sorular sorduklarıyla ilgileniyorlar. Bu yüzden de “iyi bir komşu korkmadığınız bir yabancı mıdır?”la başlayan 40 soruyla izleyicileri baş başa bırakıyorlar. 16 Eylül – 12 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek bienal İstanbul Modern, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Pera Müzesi ve Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nın aralarında bulunduğu mekânlarda gösterilecek. Bienalde yer alan 32 ülkeden 56 sanatçı, sanatçı ikilisi ve kolektif arasından kaçırılmayacak olanları derledik.


Image

Evden çıkma bir müze
İstanbul’un son birkaç yıldır nadiren görülebilen ama çok sevilen sanat mekânı Ark Kültür, bienal mekânlarından biri. Burada 1982 doğumlu Norveç’te yaşayan Mısırlı sanatçı Mahmoud Khaled’in eseri yer alacak. Mısır’da eşcinsellere yapılan bir baskın sırasında çekilen ağlayan bir erkek fotoğrafından yola çıkan proje kapsamında sanatçı, hiç tanımadığı gerçek bir adamın hayali evini yaratacak. Böylece bir zamanlar eşcinsel bir antika satıcısının yaşadığı Ark Kültür’ü bu kez hayali bir eşcinselin evine çevirecek. Özel eşyalar, heykeller, resimler arasında bu müze evin tanıtımını da bir sesli rehber yapacak. Masumiyet Müzesi’nin mahallesinde olduğu düşünülünce daha da ilgi çekici hale gelen bu komşu müze yarı kurgu yarı gerçek bir özel hayatın içine izleyicileri davet ediyor.


Dağılmış eşyalar arasında
Özel Galata Rum İlköğretim Okulu’nda bir performans işi ziyaretçileri bekliyor. 1976 doğumlu Danimarka’da yaşayan Kolombiyalı sanatçı Pedro Goméz-Egaña yer altı kavramının katmanlı anlamlarıyla ilgileniyor. Vietnam savaşı sırasında ormanların toprağını kazıp odalar kurup, çekilip orada yaşayan halk için yeraltının ifade ettiği sığınma meselesi gibi… Bu vesileyle bienalde yer alacak Domain of Things (Şeylerin Alanı) adlı performans ve enstalasyonda raylar ve tekerleklerden oluşan bir yapının üzerinde performansçılar yatıyor.  Konstrüksiyonun parçaları evi temsil eden parçalardan oluşuyor. Performansçılar hareketleriyle bu yapıyı bozuyor. Bienal boyu sürecek performans sığınma, barınma, özgürlük ve kısıtlama gibi kavramlar hakkında düşündürücü.


Image

Çiçek dürbününden
1976 doğumlu Burçak Bingöl, devlet eliyle önce her sokağa, hatta son zamanlarda taksilere dahi yerleştirilmiş olan güvenlik gerekçeli “gözetleme kameraları” hakkında düşündürüyor. Sanatçı basitçe seramik güvenlik kameralarını seramik çiçek ve çelenk desenleriyle kapladığı kameralarını Beyoğlu ve çevresine yerleştiriliyor. Çiçekle donatılmış kameralar izleyici ve kamera arasındaki ilişkiyi düşündürmeyi hedefliyor ve bu yılki bienalin gözden kaçmayacak kamusal alan işlerinden biri haline geliyor. Serinin ismi ise Günebakan.


Bacaklar toplantısı
Bienalin 30. yılında bu yıl ilk kez bienale katılmış bir sanatçı da katılım gösteriyor. 1936 doğumlu Candeğer Furtun, 1994-1998 tarihli Başlıksız adlı serisinden iki yana açılmış tüysüz erkek bacakları ve onlara dokunan bir eli sergiliyor. Yan yana duran dokuz bacaktan oluşacak seri bir kürsüde duruyor. Bunlar hamamda oturan erkeklere ya da otobüste yanınıza oturduğunda rahatsız olduğunuz adama ait olabilir. Sanatçı bu sıralı duran vücut parçaları üzerinden üst üste binmiş kültürleri işaret ediyor.


Image

Duvarların arasında ne var
Duvar kâğıdının arkasından çıkıveren bir adamın fantastik hikâyesini anlatan 2001 tarihli Et rigtigt menneske filmini izlediğimden beri ev duvarlarının nelere gebe olduğunu düşünürüm. Şehirli insanın sırlarını ve geçmişini gömecek ya da emip dönüştürecek doğadan uzakta bir tür mekanizma görevi görebilir odaların duvarları? Meksikalı sanatçı Alejandro Almanza Pereda benzer bir soruyla İstanbul eskicilerinden topladığı doğa manzarası resimlerini betonların arasına gömüyor. Horror Vacui (Boşluk Korkusu, 2010-2017) başlıklı serisinde, geçmişte orada kalmış bir manzarayı saklayan duvarı yıkıp önünüze koyar gibi yapıyor. 1977 doğumlu sanatçının işleri Pera Müzesi’nde görülebilecek.


Battaniyeler arasında
1964 doğumlu Belçikalı sanatçı Berlinde de Bruyckere’nin 1999 tarihli, iki insan figürünü çiçekli battaniyeler arasında gösteren bir yapıtı sergilenecek. Sanatçının Pera Müzesi’nde sergilenecek işi battaniyeyi bir saklanma, gizlenme alanı yaratma malzemesi gibi yani bir ev gibi kullanarak bienal başlığına işaret ediyor. 2012’de Yara adlı Arter sergisinde izlediğimiz sanatçının eserlerine bienalde yeniden kavuşmak isteyenler bunu kaçırmasın.


Kalabalıklar enstalasyonda
1974 Fas doğumlu sanatçı Latife Echakhch, bienal için İstanbul Modern’in iki karşılıklı duvarını kullanıyor. Protesto ve gösterileri, sokağa dökülme kültürünün yarattığı umudun ve o umudun sahiplerinin maruz kaldığı hayal kırıklıkları ya da şiddeti ele alıyor. Yüzeyi dökülmüş boya parçalarıyla dolu iki büyük freskten oluşan enstalasyon çöken medeniyetlere göz kırpıyor.


Image

İnşa içinde
Bu yıl bienalde özellikle bu bienal için üretilmiş çok sayıda eser var. Onlardan biri de Güney Koreli sanatçı Young-Jun Tak’ın İstanbul Modern’deki eseri. Sanatçı tavandan aşağıya kendisinin Seul’deki evinin birebir ölçülü olarak aynısını yerleştirecek. The Silence and Eloquence of Objects (Objelerin Sessizliği ve Belagatı, 2017) başlıklı yerleştirme, izleyicinin üstüne sarkıyor.


Osmanlı kültüründe siyahlar
Fred Wilson bienal için Osmanlı kültüründe siyahların oynadığı rolle ilgili bir enstalasyon hazırladı. Pera Müzesi’nde yer alan eser minyatür ustası Özcan Özcan’ın yaptığı dört “Osmanlı” minyatürü, üzerinde Arapça hatla “Siyah Güzeldir” ve “Anne Afrika” yazılı olan İznik çinileri ve ödünç alınmış farklı parçalardan oluşuyor. Çok parçalı ve tarihi içerikli enstalasyon görülmeye değer.


Çeyizden çıkanlar
1981 doğumlu İstanbullu sanatçı Gözde İlkin, bienalde ailesinden kalan kumaşları çeyizlik parçaları kullanarak bir seriyi sergiliyor. Uzun zamandır kumaş ve dikim üzerinden giden eserlerini izlediğimiz sanatçının yeni işlerini görmek heyecan verici. Serideki işler Adjacent Terrotitory and Bonds of Love (Bitişik Nizam ve Gönül Bağları), The Individual Footing (Münferit Temel), The Layout Plan (Yerleşim Planı) ve The Deficient Joint Gap (Yetersiz Derz Boşluğu) gibi başlıklar taşıyor. 

  1. Chewbacca ve arkadaşları aramızdalar: Mako Miyamoto

    Star Wars sayesinde tanıştığımız nazik dev Chewbacca ve arkadaşları dünyamıza gelse ne olurdu? Amerikalı fotoğraf sanatçısı Mako Miyamoto’nun Wookies / Neon Werewolf serisi bu sorunun cevabını hepsi birbirinden eğlenceli, atmosferik, ince detaylarla örülü fotoğraflarla belgeliyor.

  2. Bir kamusal pratik olarak banyo: Ruth Kaplan

    Fiziksellik, sosyallik, mahremiyet, ritüeller, duyusal erotizm, röntgencilik, utanç, arınma gibi katmanlar ve Kanadalı fotoğraf sanatçısı Ruth Kaplan’a göre teatral tabloları andıran kamusal banyolar...

  3. Kişisel dürtüler ve bilimsel merakların hayal gücüne açılan kapıları: Dışarıdan Gelen

    Ankara doğumlu araştırmacı, yazar ve sanatçı C.M Kösemen’in yeni solo sergisi Dışarıdan Gelen 23 Eylül’de Bina/Bant Mag Havuz’da açılıyor. Resmin yanısıra zooloji, paleontoloji, tarih ve mistisizm gibi alanlarla ilgilenen ve araştırma kitapları yazan Kösemen’le yeni sergi, çalışma teknikleri, çok yönlü üretim ve işlevsiz karamsarlık üzerine sohbet ettik.

  4. “Bir rap iyi başlamazsa, iyi rap değildir”: Ezhel ve Büyük Ev Ablukada

    Büyük Ev Ablukada’nın çoğunluğunun azınlığı Canavar Banavar, Galvaniz ve Aslan, Ezhel’le derinlemesine lafladı. 

  5. A’dan Z’ye: Gary Numan

    Kariyerinin yirmi ikinci albümünü yayınlayacak Gary Numan’a dair A’dan Z’ye bilinmesi gerekenler.

  6. Nesilden nesle aktarılan bir müzik dayanışması: A-WA

    Yemenli kadınların sözlü tarihi ve eski yıllara dayanan dayanışma kültürünü İsrail’de liste başına taşıyan ve dünyaya yaşamı kucaklayan pozitif enerjisini salan Haim kardeşler Türkiye’deki ilk konserlerine hazırlanırken, gelenekselle kurdukları bağları nasıl güncele taşıdıklarını ve 2018’de yayınlanacak yeni albümün detaylarını anlattılar.

  7. Bir ideoloji mezarlığı ve müzik: Berlin

    İlginç bir şekilde son on yılda Berlin’in techno, endüstriyel müzik, karşı-kültür, squat hareketi gibi mevzularını konu edinen hiçbir yazar bu ağır yükün altından kalkabilmiş değil ve Berlin’de yaşamış bir Amerikalı olan Paul Hockenos’un kaleme aldığı, geçtiğimiz Haziran ayı yayımlanan Berlin Calling de bir istisna yaratmıyor.

  8. Yeni albümler, konseptler ve yaratıcı süreçler üzerine: Goralı ve Reverie Falls On All

    Müzikal serüvenlerinde birçok kez yolları kesişen Goralı, Reverie Falls On All’u, yeni üretimleri üzerinden bir sohbete koyulmaları için bir araya getirdik. Yılın en etkileyici kayıtlarından Qualia ve Stellar Stream’in perde arkasına buyurun.

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. Tansiyon oynatan filmleriyle: Michael Haneke

    Gerçeğin soğuk tokadını, burjuvazinin iki yüzünü ve kibrin karanlık geçmişini çektiği akıl almaz filmler üzerinden akıl ve ruh sağlığımıza enjekte eden, sinemanın eşsiz mucizelerinden Michael Haneke’nin ilk filminden, bu ay Filmekimi’nde izleyeceğimiz son filmi Happy End’e uzanan gergin bir yolculuğa hazır mısınız?

  11. Cebi sorular ve yanıtlarla doldurmak: İşe Yarar Bir Şey

    Yönetmen Pelin Esmer’le buluştuk ve kendisinden 36. İstanbul Film Festivali’nden FIPRESCI Ödülüyle ayrılan, 27 Ekim’de vizyona girecek, senaryosunu Barış Bıçakçı’yla yazdığı son filmi İşe Yarar Bir Şey’i dinledik.

  12. Türkiye sinemalarından küçük mutluluklar: Yeniden gösterim furyası

    Yaz aylarında yeniden sinema salonlarına yolu düşen Kieslowski şaheseri Three Colors üçlemesi, Jim Jarmusch harikası Night On Earth, bilim-kurgu klasiği Terminator 2: Judgment Day ile hararetlenen yeniden gösterim furyası, yeni sezonda da güçlü bir sinefil coşkusu yaratmaya devam edeceğe benziyor.

  13. Gözden kaçmaması gerekenler: 15. İstanbul Bienali

    Elmgreen ve Dragset’e emanet edilen 15. İstanbul Bienali bu yıl “İyi Bir Komşu”yu tanımlamaya çalışıyor. Bu vesileyle bienale göz atıp atlanmaması gerekenlere baktık.

  14. “Rick and Morty” fırtınasından önce: Animasyon dostlukları

    Adult Swim’in fenomen animasyon serisi Rick and Morty’den önce hayatımıza giren ikililer.

  15. “Sayborglar hâlâ hayatta ve keyifleri yerinde”: Joe Dumit

    California Üniversitesi Davis kampüsünde antropoloji, bilim ve teknoloji çalışmaları ve performans sanatları programlarında dersler veren Joe Dumit, sayborglara “değiştirilmiş insanlar” olarak yaklaşıyor ve hepimizin birer sayborg olduğunu iddia ediyor.

  16. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler