60’larda, 70’lerde, 80’lerde plak ve kaset olarak yayımlanmış müziklere yeniden dikkat çekmek müzik tarihini yeniden anlatmanın önemli bir yolu hâline geldi. Unutulmuş, ender bulunan ya da hakkında pek fazla şey bilinmeyen sesleri toplama albümler ve yeniden baskılarla hatırlamaya hâlâ yoğun talep var. Ladies on Records’un son projesi A Drop of Luck da 60’lar ve 2000’ler arası dönemde önemli sosyal, politik ve kültürel değişimlerden geçen Türkiye ve İsrail’de üretilmiş müziklere ışık tutuyor. Benim çalışmalarımda bu dönüşümlerin hikâye anlatıcıları kadınlar oluyor. A Drop of Luck toplamasında yer alan sanatçılardan biri de (1978 tarihli albümüyle geleneksel Türkçe şarkıların psikedelik aranjmanlarla bir potpurisini sunan) Grazia. Bu albüm, yeniden baskılara odaklanan İsrail merkezli plak şirketi Fortuna Records tarafından birkaç sene önce tekrar yayımlandı. Fortuna’nın kurucularından biri olan Zach Bar ile bir muhabbete oturdum. 

Konrelia Binicewicz: Fortuna Records ekibi eski plakları karıştırarak İsrail ve Orta Doğu’dan müzik keşifleri yapıyor ve paylaşıyor. Fortuna Records, Grazia Peretz’in ilk ve tek albümünü yeniden basalı neredeyse 8 yıl oluyor. Albüm sadece buralarda değil, dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Grazia’nın albümü yayımlamaya karar vermeden önce onunla nasıl karşılaştığını anlatabilir misin? Albüm İsrail’dek plak koleksiyoncuları arasında nasıl biliniyordu? 

Zach Bar: Grazia’nın albümü bizim için her zaman çok özel oldu. Çok kendine özgü bir albüm; yalnızca burada değil her yerdeki koleksiyoncular arasında kutsal sayılıyor. Fortuna’yı kurduğumuzda da doğal olarak bu albümü yeniden yayımlamak listemizin tepesinde yer alıyordu. 

K.B.: Bir plak koleksiyoncusu olarak Grazia’nın albümü İsrail’de karşılaşılabilecek her şeyden daha özel bir yerde duruyor. Bir taraftan “Rampi Rampi”, “Soyle Beni”, “Alveda Meyhaneci” gibi hiç eskimeyen şarkılar barındırıyor. Ama bir taraftan da tınısı o dönem üretilmiş hiçbir şeye benzemiyor. Belki Türkiye’de zamanının çok ilerisinde albümler üretmiş psikedelik Anadolu rock sanatçıları Erkin Koray ya da Barış Manço’ya benzetmek mümkün. Ama Grazia’nın albümü çok orijinal ve benzersiz tınlıyor. Bu albüm nasıl ortaya çıkmış? Grazia’dan ve o dönemki, 70’lerdeki, sahnedeki konumundan ve 2013’te albüm üzerine çalışmaya başladığınız dönemden bahsedebilir misin? 

Z.B: Grazia çok yetenekli bir çocukmuş. Çok küçük yaşta İsrail’in dört bir yanında babasının menajerliğinde performanslar vermeye başlamış. Tek albümü de 1978 yılında, performans vermeye başlamasından birkaç sene sonra, Koliphone ve prodüktör Marco Bachar tarafından yayımlanmış. Albümün yayımlanmasının ardından ise müziği tamamen bırakıyor. 

“Bu albüm, eski sesleri keşfetmeye merakı olan ve geçmişin saklı kalmış hazinelerine ilgi duyan müzikseverler için önemli bir albüm.” 

K.B.: 1978’de albümü kaydettiğinde Grazia Peretz henüz 16 yaşında. Albümün repertuvarı geleneksel Türkçe müzik standartlarıyla dolu. Ama albüm çok yenilikçi duyuluyor ve 70’lerin psikedelik müziklerinin keskin tınılarını keşfediyor. Onu bu kadar özgün kılanlar sence ne?

Z.B.: Grazia’nın albümünün bir eşi benzeri gerçekten yok. Bunun başlıca sebebi o dönemin naifliği ve ortaya çıkış şekli… Klasik Türkçe şarkılar Marco Bachar tarafından yoğun funk ve disco aranjmanlara kavuşturuluyor. Aslen istedikleri bu müziklerden ilham alarak ABD’li bir disco grubu gibi duyulmak. Bu başyapıtı ortaya çıkaran da bu füzyon. 

K.B.: Böylece albüm bugün bile gücünü koruyabiliyor. Fortuna tarafından yayımlanan yeniden baskı dünyada çabucak tükeniverdi. Tabii orijinal 1978 baskısı çok ender bir plak ve bulması çok zor. Albüm için onunla ve orijinal plak şirketiyle çalışma sürecinizi anlatabilir misin? Grazia’nın albüm yayımlandıktan sonra nasıl bir kariyeri olmuş? 

Z.B.: Grazia sağ olsun, albümünü yayımlamamıza izin verdi. Ama açıkçası kendisi geriye dönmek ve kariyeri hakkında konuşmak konusunda isteksiz. Lisanslama Azulai ailesi üzerinden yürütüldü. Master kopyaların hakları onların elinde. Ama elbette sanatçının kendisinden izin almak bizim için çok önemliydi. Biz de bundan yaklaşık 9 yıl önce Grazia’nın evinde onunla buluştuk ve iznimizi aldık. Grazia ve ailesi çok iyi ve sıcak yaklaştılar bize. Hatta Grazia o dönemden bazı arşivsel materyaller bile paylaştı bizle. Ama onun dışında biraz gizemliydi ve bizimle o günlere dair başka pek bir şey paylaşmak istemedi. 

K.B.: Yeniden basım yaparken sanatçılarla görüşmek çok önemli. O görüşmelerdeki kavrayışlar albümlerin nasıl sunulacağı hakkında da çoğu zaman epey fikir verebiliyor. Siz de Grazia’nın arşivinden harika fotoğraflara erişmişsiniz. Yine A Drop of Luck toplamasında yer alan bir başka sanatçı olan İsrailli süperstar Yaffa Yarkoni ile olan fotoğrafında Grazia’yı şov dünyasının ortasında genç bir kız olarak görüyoruz. Orijinal albümün kapağı için yapılan fotoğraf çekiminden başka görsellere de ulaşmışsınız. Albümün orijinal kapağında Grazia’yı kasvetli bir halde görüyoruz. Albümün her şeyini orijinaline uygun çıkarmanıza rağmen kapak fotoğrafını değiştirdiniz. Onun daha mutlu ve pozitif bir fotoğrafına yer verdiniz. Yeniden basımın kapağında Grazia gülümsüyor. Koleksiyoncular da orijinal ve yeniden basım arasındaki farkı, yalnızca Grazia’nın yüz ifadesini görerek anlayabiliyor.  A Drop Of Luck toplaması Aslen Türkiyeli, İranlı, Yunanistanlı, Faslı, Tunuslu ve Iraklı olan insanlar ile oluşan İsrail kültürel kimliğinin de hikâyesini aktarıyor. Grazia’nın müziğinin Yahudi nüfusu için rolü, Mizrahi kültürünün ortaya çıkmasındaki pozisyonunu nasıl değerlendiriyorsun? Grazia bu anlamda önemli bir ses miydi? 

Z.B.: Bu anlamda özel bir yeri olduğunu söyleyemem. Bu albüm, eski sesleri keşfetmeye merakı olan ve geçmişin saklı kalmış hazinelerine ilgi duyan müzikseverler için önemli bir albüm.

Deşifre: Doruk Karaca

  1. Evet, bu bir müzik sayısıdır

    Senelerce bir müzik dergisi olmadığımıza ama müzik kültürüne olan sevdamızın bizi buralara getirdiğine dair savunmalar verdik. Şimdi ise bu algıyı

  2. Zamanın görsel hafızasına dair: 3 müzik fotoğrafçısını dinliyoruz

    Ebru Yıldız, Jenn Five ve Pooneh Ghana’ya sorduk: Canlı müzik ve yakın temastan uzak bu dünya onları ne şekillerde etkiliyor; neler yaşıyor, neler hissediyorlar?

  3. Nasıl günler bu günler: Müzisyenlerden mektuplar

    Sorularımızı Türkiye ve dışarıdan pek çok müzisyene, DJ’e yolladık. Yanıt alabildiklerimizden size mektuplar topladık.

  4. “Hep aynı araçlara güvenemezsin”: Matana Roberts ve Moor Mother

    Hem ilişki kurulabilecek hem de dersler çıkarılabilecek detaylarla dolu bir zihin egzersizi için söz ilham verici müzik insanları, Matana Roberts ve Moor Mother’da.

  5. Kriz halinde kültürlere şefkatle yaklaşmak: Dünyadan müzik basını manzaraları

    Dünyanın farklı noktalarından editörler nasıl süreçlerden geçtiklerini paylaşıyor. Bazıları oldukça kurumsal yayınlarda çalışıyor, bazıları müzik kültürünün geleceğe en adil şekilde nasıl taşınabileceğine kafa yoruyor, hatta aralarında bu ortamda yeni dergi çıkarmaya karar vermiş olanlar da var.

  6. Sözlerin ruhu çıksın: Batuhan Mutlugil ve Gülinler

    Kariyerinin ilk solosunu paylaşan Duman gitaristi Batuhan Mutlugil’i, şu sıralar kendi solosunu hazırlayan ve bir diğer Duman üyesi Ari Barokas’a canlı performanslarında eşlik eden Gülinler aldı karşısına.

  7. Noga Erez’in kendiliğinden çiçek açan şarkıları

    Noga Erez’in pandemi sürecinde, kendi tabiriyle, en iyi hâline getirilen şarkılarında hem fiyakalı bir tavır hem de çocuksu bir naiflik var. City Slang’den çıkardığı yeni albümü “KIDS”i kendisinden dinledik.

  8. Günün gerçeklikleri ve olası yollar: Söz plak şirketlerinde

    Türkiye'den ve dünyadan, 2020'yle birlikte çeşitli süreçlerden geçen çok farklı ölçekler ve farklı motivasyonlardaki plak şirketlerine sorduk.

  9. Ekstrem bir klasik müzik: Ozan Akyol ve Kutay Soyocak

    Vox In Rama adını verdiği black metal projesiyle karşımıza çıkan Jakuzi solisti Kutay Soyocak ve metal müziğe dair referansları KALT’taki mizahına da serpiştiren Episode 13 üyesi Ozan Akyol’u aynı masada buluşturduk.

  10. Şeytan odamızdan çıkmasın: Palmiyeler

    Palmiyeler, son konserini Şubat 2020’nin son günlerinde ABD turnesinin finali olan Buffalo’da çaldığından bu yana yaşantılarımız epey değişti.

  11. Dayanma gücünün sınırlarından nereye?: Müzikli mekânlar yanıtlıyor

    Mikrofonu Ankaralı esnafın örgütlediği Kafe-Bar-Restoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu KABARE’ye; İzmir’den ve İstanbul’un farklı semtlerinden bazı müzikli mekânlara uzattık.

  12. Aklımdakiler: Melike Şahin

    Sanatçı, yazar, müzisyen dostlarından Melike Şahin’e sorular var. Merhem, yatıştırdı mı, iyileştirdi mi? Müziğinde arabeskin izi nasıl sürülebilir? Referans hikâyeler ve duygu durumları neler?

  13. Zebra misali, sessiz ve derinden: Charles Pasi ve Boran Kuzum

    Boran Kuzum’un Charles Pasi ile bu sohbeti geçmiş zamanda; çatal kaşık sesinin es verdirdiği, araba gürültüsünün fona yerleştiği, sigara dumanı ve kahve kokusunun ruhlara işlediği bir Paris kafesinde yüz yüze başladı ve hayatlarımızın normale dönmesini iple çektiğimiz bu günlerde, Charles Pasi’nin yeni albümü Zebra’nın yayımlanması vesilesiyle ses sese tamamlandı.

  14. Temel motivasyon dünya ahvali: Lara Di Lara ve Kamufle

    Lara Di Lara ve Kamufle, pandemi günlerinde hayat verdikleri beş şarkılık EP için gün sayarken...

  15. Şarkı şarkı: Black Country, New Road ve “For the first time”

    Muazzam bir ilk albüm, altı soru, altı cevap, altı illüstrasyon.

  16. Sancılı süreçler, çıkan dersler, yenilenen gözler: Festival ve turne sektörüne bakış

    İstanbul Caz Festivali, Pozitif, Arter Yeni ve En Yeni Müzik Festivali, Soundports, Bozcaada Caz Festivali, Epic Fair ve Hollanda’dan Le Guess Who? yanıtlıyor.

  17. Tek başınalık ve hurafeler: Taner Yücel ve Görkem Karabudak

    Bu sohbette "Cemil Şov" filminin müziklerinin sorumlusu Taner Yücel ve “Akılsız Başın Sürgünü” isimli ilk şarkısını yayımlayan Görkem Karabudak buluştu.

  18. Kapamak yerine kapıları açmak: Deniz Cuylan ve Durul Taylan

    Los Angeles’ta komşuluk eden Deniz Cuylan ve Durul Taylan’ın; yeni başlangıçlar, sürekli değişimler, “Daimon”lar ve son üretimleri üzerine muhabbeti.

  19. Ergenlik Yılları: Nükhet Duru

    Müzisyenlerin büyürken dinlediği müzikleri ve bu müziklerin üzerlerinde bıraktığı tesiri kurcaladığımız Ergenlik Yılları köşemizde memleket popüler müzik tarihinin divası Nükhet Duru var.

  20. Çizgi hikâye: SOPHIE (1986 – 2021)

    Tematik üretimleri ve özgün yaklaşımıyla pop müziğin seyrini değiştiren SOPHIE için çizgiler eşliğinde bir anma.

  21. “Hollow Shell” ve ardındakiler: Cava Grande

    2000’lerde yerli müziğin seyrine renkli dokunuşlar yapan Tan Tunçağ’ın son yıllarda meşgul olduğu solo projesi Cava Grande, ikinci stüdyo albümünü yayımladı.

  22. “İnternet ruhumu ezip geçiyor”: Ashnikko

    Ashnikko’yla; 2021’in ilk günlerinde yayımladığı DEMIDEVIL isimli 10 parçalık koleksiyonunu, Kelis sevgisini ve yarattığı alter-egosu “Daisy”yi konuştuk.

  23. Aklımdakiler: BaBa ZuLa

    Hayvan Gibi’den hareketle, BaBa ZuLa’dan Murat Ertel’e, dost meclisinden gelen soruları yönelttik.

  24. Ses büyüsün, çoğalsın, yayılsın: İnternet radyolarına bağlanıyoruz

    Noh Radio, Root Radio, Radyo Modyan, Year Zero, 2021’in başında Ortak Kanal başlığıyla bir hareket planını hayata geçirdi. Oops! Radio ise DJ Style-ist’in yakın dönem projesi.

  25. Hayal etmeye devam: Deniz Taşar

    Şarkı yazarlığını “kendini ve müziği keşfetmek” olarak tanımlayan Deniz Taşar, ortak duygularda buluşma vadeden albümünün detaylarını ve üretim sürecini anlatıyor.

  26. Müşterek paydalar, güvenli alanlar: Çeşitli kolektifler anlatıyor

    Queerwaves, Algorave İstanbul, Club Coweed, Hood Base, Lordlar Sofrası ve Life From İstanbul’a sorduk: Bu dönemin ekonomi, sosyal güvence, kültür ya da yalnızlaşma adına etkileri nasıl değerlendirilebilir?

  27. Koca bir müzik havuzunda: Altın Gün ve “Yol”

    Son yıllarda ünü dünya haritasının dört bir ucuna uzanan Hollandalı topluluk Altın Gün, Glitterbeat etiketiyle yeni albümü Yol’u yayımladı.

  28. Takibe alın: Son dönemde tanıştığımız bazı yeni sesler

    Üretme motivasyonlarının temelini ne oluşturuyor? Müziklerinin dinleyicide nasıl hisler uyandırmasını hayal ediyorlar? Yakın gelecek planları neler?

  29. Arlo Parks’a kulak verin, iyileşin

    İlk albümün ardında yatanları, şair kimliğini besleyen unsurları ve üretme misyonunu Arlo Parks’dan dinliyoruz.

  30. Grazia’nın 1978 çıkışlı ilk, tek ve benzersiz albümü

    Ladies on Records ile kadınların anlattığı hikâyelerin izini süren Kornelia Binicewicz, son derlemesi “A Drop of Luck”ta yer alan sanatçılardan Grazia’nın saklı albümünü, İsrail merkezli plak şirketi Fortuna’nın kurucularından Zach Bar’dan dinliyor.

  31. Her şey boş bir sayfa ile başlar: Vincent De Boer

    Vincent De Boer’le “The Stroke”un üretim süreci ve Ill Considered’la yakaladıkları uyumun detaylarını konuştuk.

  32. Künye

    yayın imtiyaz sahipleri ve etkinlik direktörleri Aylin Güngör [email protected] J. Hakan Dedeoğlu [email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç [email protected] kreatif