Drag Queen belgesellerinin kraliçesi “The Queen” yeniden vizyona giriyor

Drag Queen kültürü son on yılda -özellikle Amerika’da- LGBTİ+ görünürlüğünün popüler öncüsü haline geldi. Ru Paul’s Drag Race programının son dönemde yakaladığı, Emmy ödülleri ile de tescillenen başarı, LGBTİ+ kültürünün en yaratıcı figürlerinden olan drag queenleri anaakım bir popülerlik zeminine sağlam bir şekilde oturttu.

Marjinal ve politik azınlık temsillerinin anaakım platformlarda popülerlik kazanmasının olumlu-olumsuz yanları tartışıladursun, drag queen kültürünün tarihine hâkim olanlar, Ru Paul’s Drag Race programının etrafında alıcı bulan jargona ve kültüre aslında 1990 tarihli, kült Paris Is Burning belgeselinin kaynaklık ettiğini gayet iyi biliyorlar. Ancak pek çoğumuzun haberinin olmadığı, bir diğer efsanevi ve öncü belgesel daha var: The Queen

Crystal LaBeija ve Flawless Sabrina

Frank Simon tarafından yönetilen 1968 tarihli The Queen belgeselinin arkasındaki yaratıcı vizyon ise drag queen, aktivist ve kuir ikonu Flawless Sabrina’ya aitti. 1967 senesinde gerçekleşen, jüri üyeleri arasında Andy Warhol, Edie Sedgwick ve Mario Montez gibi isimlerin de bulunduğu Miss All-America Camp Beauty Pageant yarışmasında gerçekleşen olayları ve yer alan adayları izlediğimiz belgesel, drag queen kültürünün rekabete dayalı yapısını gözler önüne seriyordu.

Vizyona girdiği sene Cannes programında da kendine yer bulan belgeselde izlediğimiz, yarışma etrafında gelişen tartışmalar ise aslında dönemi için -ve aslında hâlen- LGBTİ+ üyelerinin hayatlarını etkileyen, güncel konulara değiniyordu. Beyaz queenlerin düzenlediği yarışmalarda kendi temsillerini sorgulayan siyah queenler, orduda homoseksüel olmak, drag queenler’in aslında ‘kadın’ olmak isteyip istemediği gibi konular, The Queen belgeseline izini bırakan tartışmalardan bazıları. Ancak belgeseli izleyenlerin en çok aklında kalan ve geçen yıllar içerisinde pek çok ünlü figür tarafından da atıfta bulunulan sahne ise siyah drag queen Crystal LaBeija’nın yarışmada kendisine verilen üçüncülüğü ve birinci gelen queen’i harika laflarla gömdüğü, belgeselin de finalini oluşturan bölüm.

Geçen sene 50. yılını deviren The Queen belgeseli New York Onur Haftası kutlamaları sebebiyle restore edilerek tekrar vizyona taşınıyor. 28 Haziran’da New York’ta bulunan IFC Center’da gösterilecek belgesel, daha sonrasında başka şehirlerde de vizyona gelecek. Umuyoruz ki önümüzdeki sene içerisinde Türkiye’de gerçekleşecek festivaller LGBTİ+ kuşakları için restore edilmiş yeni versiyonunu programlarına alırlar, biz de bu öncü belgeseli memleketin sinema salonlarında izleme imkânını yakalarız.