Dünya dönüyor: Norveç’te zaman kavramını yaşamdan çıkaran ada, Avustralya’da Prenses Diana’nın reenkarnasyonu olduğunu iddia eden çocuk ve diğerleri

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

Avustralya’da Prenses Diana’nın reenkarnasyonu olduğunu iddia eden 4 yaşındaki çocuk

David Campbell isimli Avustralyalı bir baba, dört yaşındaki oğlunun ilginç iddialarını kaleme aldığı yazısıyla gündeme geldi. Stellar Magazine’e oğlu Billy’nin, 1997’de hayatını kaybeden Prenses Diana’nın reenkarnasyonu olduğunu ima ettiği çeşitli diyalogların ve olayların özetini geçen Campbell, her şeyin iki yıl önce başladığını söylüyor. O zamanlar henüz iki yaşında olan ve kraliyet ailesine dair hiçbir şey bilmeyen Billy’nin, Prenses Diana’nın bir fotoğrafını görüp “Bakın! Bu benim prenses olduğum zamanlardan” demesi ailenin kafasını epey karıştırmış. İşi daha da ilginç kılan detaylar arasında Billy’nin iki oğlu ve kaybettiği kardeşi John’dan bahsetmesi. Prenses Diana’nın da kendisi doğmadan önce hayatını kaybeden John isimli bir erkek kardeşi vardı.

View this post on Instagram

Twinning Tuesdays. #billyandbetty

A post shared by David Campbell (@davidcampbell73) on

Ailenin İskoç bir arkadaşına Prenses Diana olduğu yıllarda İskoçya’da Balmoral isimli bir kaleye gittiğini ve bu kalede de unicorn motiflerinin olduğunu söyleyen Billy, Diana’nın hayatını kaybettiği trafik kazasının fotoğraflarına da “Bir prensestim ve sonrasında sirenler duyuldu, artık prenses değildim” tepkisini vermiş.

Iowa Sağlık ve Sosyal Hizmetler yöneticisini işinden eden Tupac Shakur hayranlığı olabilir

Iowa Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kurumu (eski) Yöneticisi Jerry Foxhoven 1996 yılında öldürülen hip hopçu Tupac Shakur’un çok büyük bir hayranı olarak tanınan bir figür. The Huffington Post’un haberine göre çalışanlarına sıklıkla Tupac’ın şarkılarını ve şarkı sözlerine yer veren e-postalar gönderiyordu. The Associated Press tarafından ulaşılan yazışmalar Foxhoven’ın yetkili olduğu iki yıl boyunca içinde Tupac ya da 2Pac sözcüklerinin geçtiği tam 350 sayfalık bir e-posta trafiğine işaret ediyor. E-postalar arasında Shakur’un ölüm yıl dönümüne dair anmaların yanı sıra Sevgililer Günü’ne özel aşk temalı şarkı sözleri ve kurumuyla bağdaştığını düşündüğü pek çok mesaj bulmak mümkün. Çalışanların bazıları stresli ve zaman zaman sıkıcı olabilen iş ritimlerine Foxhoven’ın mesajlarının ilham ve iyi enerji kattığı görüşündeydi. En az bir kişinin ise durumdan (her ne sebepleyse) şikâyetçi olduğu bilinmekte. Ancak Foxhoven, gelen şikâyete rağmen motivasyonunu yitirmedi ve Tupac hayranlığını iş yeri çalışanlarıyla paylaşmaya devam etti. Ofiste “Tupac Cuması” adı altında haftalık Tupac etkinlikleri düzenliyor, 65. doğum gününü Shakur temalı kurabiyelerle kutluyordu. 14 Haziran 2019’da ise kurumda çalışan herkesin olduğu gruba (4 bin 300 civarında kişi oluyor) bir e-posta atarak Tupac Shakur’un doğum gününe işaret eden hafta sonunda onun bir şarkısını dinleyerek kutlama yapmalarını önerdi. E-postaya Tupac’ın gülümseyen bir fotoğrafını da iliştirmişti. Bu mesajı yolladıktan sonraki ilk iş günündeyse (17 Haziran 2019) Iowa eyaletinin valisi Kim Reynolds tarafından görevinden istifa etmeye zorlandı. Dolayısıyla insanlar Foxhoven’ın işten çıkarılmasıyla bu e-postalar arasında bir bağ kurdular. Valilik bu iddiayı ne kabul etti ne de yalanladı. Foxhoven ise bir önceki sene olduğu gibi bu sene de bu mesajı atmasının arkasındaki sebebin rap müzik etrafındaki ırkçı kalıpları yıkma arzusu olduğunu belirtti.

“Dünyanın en dik sokağı” unvanı artık Galler’in

Yeni Zelanda’nın bir ada şehri olan Dunedin’deki Baldwin Sokağı, uzun yıllardır dünyanın en dik sokağı olarak biliniyordu. Birçok ekstrem spor yarışına da ev sahipliği yapan 350 metrelik sokak, yüzde 35’lik eğim oranıyla bu unvanı almıştı. Galler’in deniz kıyısındaki Harlech kasabasının sakinleri, tarihçi ve mimar Gwyn Headley önderliğinde, bu unvanın kendilerine ait olduğunu iddia etti. Uzun süren kampanyanın sonucunda, resmî ölçümlerle yüzde 37’lik eğime sahip olduğu ortaya çıkan Ffordd Pen Llech Sokağı, Guinness World Records tarafından “Dünyanın en dik sokağı” ilan edildi. Guinness’in bu rekor için sokağın tamamen yayalar tarafından kullanılması ve iki tarafında da yaşam alanları bulunması kriterlerinin olduğunu da belirtelim.

Norveç’in kuzeyindeki Sommarøy Adası sakinleri zaman kavramını yaşamlarından çıkarmak için kampanya başlattı

Norveç’in kuzeyinde bulunan Sommarøy Adası sakinleri zaman kavramını yaşamlarından çıkarmak için adadaki tüm saatleri kaldırmak üzere parlamentoya dilekçe sundu. 18 Mayıs’tan 26 Temmuz’a kadar süren 70 günlük süreçte güneşin hiç batmadığı, gecenin ise hiç yaşanmadığı adanın 350 sakini tarafından başlatılan bu projenin çok geçmeden bir turizm PR kampanyası olduğu ortaya çıksa da ada sakinleri zaman kavramından kurtulma isteklerinin gerçek olduğu konusunda iddialı. Kampanyanın Facebook sayfasında ada sakinlerinin zamandan kurtulma istekleri şu şekilde gerekçelendiriliyor:

“Gecenin yaşanmadığı bir yerde neden zamana ve saatlere ihtiyacımız olsun? Burada geceleri daha az rüzgâr var, o nedenle garajınızı boyamak için ideal zaman gece. Balıkçılar zaten gecenin yarısı boyunca denizdeler. Eğer yorgunsanız kendinize yatacak bir yer bulup kestirmenizi engelleyen hiçbir şey yok. Neden zamandan kurtulup, saatleri çöpe atıp, hepsini unutmuyoruz? Hayat çok daha kolay olurdu.”

Uçaklardaki garip ruh hallerimizi ve davranışlarımızın bilimsel nedenleri araştırılıyor

Uçaklarda normalde gözünüzü doldurmayacak film sahnelerine gözyaşlarınızı durduramadan ağladınız oldu mu? Veya soğukkanlılığınızı tamamen kaybedip kendinizi aşırı kızgın ve bağırırken bulduğunuz? Yanınızda oturan yolcuyla kısa sürede aşırı bir samimiyet geliştirdiğiniz? Genelde hiç tercih etmediğiniz içecekleri aşerdiğiniz? Pek çok uçuş görevlisinin açıklamalarına göre tüm bu olağan dışı davranışlar havadayken norm haline geliyor. Psikolojik bir açıklama bu davranışları uçuş esnasında kontrolü kaybetme hissinin yol açtığı çeşitli örnekler olarak görüyor. Ancak son dönemde yapılan çeşitli araştırmalar bu davranışların altında yatan sebeplerin sadece psikolojik olmadığını da gösteriyor.

Örneğin Cornell araştırmacıları uçaklardaki yüksek gürültü seviyesinin tat alma duyumuzu etkilediğine ve bu nedenle domates suyu veya zencefil gazozu gibi daha ekşi ve tuzlu aromaları şekerli içeceklere tercih ettiğimizi söylüyor. Hatta öyle ki domates suyunu menüsünden kaldırdığını açıklayan United Airlines, yolcularının isyanı karşısında bu kararından acil bir şekilde cayıyor.

The Boston Globe’da yayınlanan bir habere göre havadayken kendimizi daha duygusal bulmamızın ve duygularımızı daha zor kontrol etmemizin nedenlerinden birinin hava basıncındaki düşüş nedeniyle kanımızdaki oksijen oranının azalması ve hipoksi adı verilen bu durumun karar verme yetimizi ve hislerimizi etkilemesi olduğunu öne sürüyor. Hatta uçak yolculuklarında nedensiz yere ağlama durumu o kadar yaygın ki, buna bir isim bile verilmiş: “Mile Cry Club” (Mil Ağlama Kulübü).