Dünyadan müzik basını manzaraları: Electronic Beats

Bant Mag. No:74’te dünyanın farklı noktalarındaki birkaç editörden, geride kalan yılın değerlendirilmesine yönelik sorularımıza yanıtlar aldık. Kimi oldukça kurumsal yayınlarda çalışıyor, kimi müzik kültürünün geleceğe en adil şekilde nasıl taşınabileceğine kafa yoruyor, hatta kimi de bu ortamda yeni dergi çıkarmaya karar vermiş. Müzik basını neye yarar? Yaramalı mıdır? Krizlerin kültür üzerindeki çok katmanlı yıkıcı etkilerine karşı nasıl aksiyonlar alınabilir? Devam etmenin bir yolu baştan başlamak mı? Hangi yapılar en çok, hangileri en az etkilendi? Yeni müzikleri kutlamanın arkasında nasıl motivasyonlar var? Gelinen noktadaki dijital komünite fikri acaba ileriki dönemleri nasıl etkileyecek? Düşünmelik bir dolu soru var. Buyurunuz.  

Electronic Beats yanıtlıyor

Merkez: Berlin
Format: Basılı ve online dergi.
İçerik: Deutsche Telekom AG’nin kapsamlı müzik programının dergi ayağı. Elektronik müzik ve uluslararası kulüp kültürü odakta.
Ne zamandır var?: 2005’ten beri. 

“Elektronik müzik değişip duran bir endüstri olmayı sürdürüyor ve şimdiden ırk ve cinsiyet eşitliği anlamında sahnenin aktif olarak yol aldığını görebiliyorum.”

Whitney Wei (Genel Yayın Yönetmeni): “Açıkçası işimi kolaklıyla online düzende yürütebildiğim için çok şanslıyım. Pandemiden hemen önce, ocak ayında, dergide genel yayın yönetmenliği görevini devraldım. Yani her yer kapanmadan ve dijital iletişime mahkum kalmadan önce yeni çalışma arkadaşlarımın çoğuyla düzenimizi ve dayanışmamızı kurabilmeyi başardım. Daha öncesinde ise beş yıl boyunca freelance gazeteci olarak çalıştım. Dolayısıyla evimdeki masamda ve bilgisayar başında tecrit halinde olmanın ne demek olduğuna aşinayım. Hatta zaten hayatta bildiğim başka bir yol yok!”

“Editöryal işlerimizin çoğu da freelancerlarımızla online iletişim üzerinden yürüyor. Dolayısıyla o anlamda bir sorun yaşamadık. Bizi esas vuran kısmı elbette içeriğimizi temellendirdiğimiz müzik ve kulüp etkinlikleri oldu. Durmuş bir kültür hakkında içerik üretirirken daha yaratıcı olmamız gerektiğini keşfettim. Örneğin geçtiğimiz senenin sonunda “Ölüm Nasıl Hissettirir” başlıklı bir yazı yazdım. Bu şiddetli ve öngörülemez değişimlerin sonucu olarak kişilerin ve genel anlamda endüstrinin yaşadığı acı dolu sosyal ölüm ve egosal ölüm meselesini kelimelere dökmeye çalıştığım bir yazıydı. Editörümüz Caroline Whiteley de bir sürü prodüktörün müzik yapmayı bırakıp kendilerine alternatif gelirmek yaratmak için grafik tasarım ve görsel tasarıma yönelmesi üzerine bir yazı yazdı. Gece hayatını önceden yaptığımız gibi dar bir pencereden, düz bir mantıkla işleyemeyecek olsak da bu ‘adaptasyon’ süreci ekibimizi daha yaratıcı olmaya; daha meraklı olmaya ve okuyucumuzun ilgisini çekecek daha farklı sorular sormaya itti. 

“Kendi adıma benim talebim takipçilerimizi haberdar kılmaya, onların kültürel dünyaya bakışını sorgulamaya ve onlara ilham vermeye devam etmek. Başından beri editör olarak vizyonumu şekillendiren bu oldu. Pandemiden önce bile. Dolayısıyla bu sürecin müziğe yaklaşımımda farklar yarattığını söyleyemem. Ama kriz halindeki bir sahneye şefkatle yaklaşmanın ne kadar önemli olduğunu fark ettiğimi söyleyebilirim. İnsanlar bir konuda emin olamadıklarında ya da güvensiz hissettiklerinde genelde Google’da arama yaparlar. Ben de bir noktada makalelerimizin böyle amaçlara hizmet edebileceğini düşünmek istiyorum. İyi müzik yazıları genellikle empati kurar, düşünülmüştür ve tereddütsüz bir şekilde insancıldır. Bitkin düştüğümüz bir yılın ardından hepimize iyi gelebilecek bir krem gibi.”

“Electronic Beats’in ne yazık ki içerideki öngörülemez yeniden yapılanma nedeniyle web sitesi içeriği çok aza indirildi. Bununla birlikte benim yaklaşımım her zaman nüanslı hikaye anlatıcılığı ekseninde olacak. Tüm kariyerim boyunca underground sanatçıları, beyaz olmayan sanatçıları, LGBTİ+ sanatçıları ana akım medyaya taşımaya çalıştım; onların genellikle mücadele ve travmalar üzerinden düzleştirilen anlatılarına karşı hikayelerini heyecanla ele aldım. Bu geçtiğimiz sene ırkçılık karşıtı çalışmaların ve cinsel şiddete karşı farkındalığın yeniden yükselmesiyle işimizin daha bitmediğini anlıyorum. Elektronik müzik değişip duran bir endüstri olmayı sürdürüyor ve şimdiden ırk ve cinsiyet eşitliği anlamında sahnenin aktif olarak yol aldığını görebiliyorum. Bu, müzik medyasına da yansıyor. Yani geçtiğimiz yılın başlıca değişimleri, elektronik müziğin Siyah öncülerine hak ettikleri saygının teslim edilmeye ve endüstrideki kadınların (Mixmag ve Resident Advisor’daki Annabel Ross imzalı Derrick May raporlarında altı çizildiği gibi) cinsel şiddete karşı korunmaya başlanmasıydı. Electronic Beats’in içeriği bu ve daha fazlasına; Polonya’daki LGBTİ+ ve kadın mücadelelerine, Brezilya’da pandeminin suçunun baile funk sahnesine atılması gibi meselelere temas ediyor. Geride kalan yılın başlıkları ağırdı ve gerilim her daim çok yüksekti. Ama eminim ki sahne, deneyimlediğimiz her karanlıktan daha bilinçli ve ileri bir şekilde çıkıyor.” 

“Kriz halinde kültürlere şefkatle yaklaşmak: Dünyadan müzik basını manzaraları” dosyasının tamamını okumak için buradan Bant Mag. No: 74’e ulaşabilirsiniz.