Efterklang bir kez daha İstanbul yolcusu

Üç çocukluk arkadaşı Mads Brauer, Casper Clausen ve Rasmus Stolberg’den oluşan Danimarkalı grup Efterklang yakında İstanbul yolcusu. Biraz kuzey havası almak iyi gelir diyenler, konsept anlatıları, sonik keşiflere dalmayı sevenler 27 Nisan’da Zorlu PSM %100 Studio’ya bekleniyor. Biletler tam burada.

Danimarka’nın küçük adası Als’ten başkent Kopenhag’a taşınan üçlünün piyanist Rune Mølgaard ve davulcu / trompetçi Thomas Husmer ile yolları kesişince kuruldu Efterklang. Serüvenin başından beri şarkı yazımı, kayıt ve prodüksiyon gibi başlıklar altında müziği tüm yönleriyle ele alarak “kendin yap” ruhunu koruyan ekip, takvimler 2003’ü gösterdiğinde beş şarkılık ilk kısaçaları Springer’ı da kendi etiketi Rumraket çatısından yayımlamıştı. Aynı yıl, görsel sanatçı Karim Ghahwagi de topluluğa katıldı ve müzik, video kolajlarıyla birleşmeye başladı.

Grubun post rock tınılarını toplayan 2004 tarihli Tripper, İngiliz plak şirketi The Leaf Label’ın tarihindeki en hızlı satan ilk albüm oldu. Efterklang, takip eden yıllarda Parades ve aynı koleksiyonun Danimarka Ulusal Oda Orkestrası’yla icra edilmiş kayıtlarını içeren Performing Parades adlı uzunçalarları paylaştı. 2010’da kataloğu The National, TV on the Radio, Deerhunter gibi gruplara uzanan Britanyalı 4AD etiketiyle Magic Chairs albümü yayımlayan ekip ertesi sene ise Kuzey Kutbu yakınlarında terk edilmiş bir Rus yerleşimi olan Spitsbergen’e gitti. 

Dünyanın en kuzeyindeki piyano

Adada reverb tankı gibi davranan devasa siloların da dâhil olduğu, kentin çürüyen sanayi bölgeleri ve etrafındaki sesleri kaydetti; dünyanın en kuzeyindeki piyanoyu çaldı Efterklang. Bu keşif gezintisi, benzersiz ses dokularının yanı sıra 2012’nin Piramidasına da ilham kaynağı oldu. Ekip ardından, Kopenhag Opera Festivali’nin bir parçası olarak Leaves: The Color of Falling’i birlikte yazıp seslendirdi. Sonrasında gruba turnede eşlik eden davulcu Tatu Rönkkö’yü da aralarına katıp kurdukları, temeli doğaçlama seanslarına dayanan Liima adlı yeni topluluklla ii ve 1982 adlı iki uzunçalar kaydetti.

Tatu Rönkkö solo işlerine dönünce grup, antik enstrümanlarla güncel müziği kesiştiren Antwerp merkezli barok grup B.O.X ile çalışmaya başladı. Bu deneyim, bir süredir beklemede olan Efterklang’ı yeni bir uzunçalar kaydetmek için tekrar canlandırdı. Kolaboratif üretimi devam ettirmek üzere hem B.O.X ile hem de Berlin’deki PEOPLE Festivali’nde performans sergiledikleri sanatçılarla birlikte Avrupa’nın dört bir tarafına yayılan stüdyo seansları gerçekleştirmek için kollar sıvandı. Ortaya, Efterklang’ın ana dilinde şarkı söylediği ve başka pek çok yerel müzisyenin de sesini duyuran 2019 tarihli beşinci albüm Altid Sammen çıktı.

Son albüm: Windflowers

Grubun son numarası ise geçtiğimiz sene, bu kez City Slang etiketiyle yayımlanan Windflowers. Pandemi nedeniyle hareket alanları kısıtlanınca üçlünün kendi küçük dünyalarında, müziğin saf neşesinden güç alarak yaptıkları 70 eskizden süzülenlerin oluşturduğu koleksiyon; doğayla yeniden bağlantı kurmakla, onun parçası olduğumuzu hissetmekle ilgili. 

Ekibin kayıtlar esnasında, Kopenhag’ın güneyinde bulunan Møn adasındaki Real Farm stüdyosunu, parlak gün ışığından dondurucu kar fırtınalarına kadar onlara türlü manzaralar sunan farklı mevsimlerde ziyaret etmesi, albümün en büyük ilhamlarından biri elbette. İsim tercihi ise her ilkbaharda Danimarka ormanlarının zeminini kaplayıp hızla kaybolan, umudun ve dönüşümün sembolü olarak görülen minik çiçeklere dayanıyor.

Isınma turu

Piramida’nın üretim sürecini belgeleyen Ghosts of Piramida adlı bir belgesel var. Albümün ayrıca Kopenhag Filarmoni Orkestrası’yla birlikte kaydedilmiş, The Piramida Concert adlı bir canlı performans versiyonu da mevcut.

Görsel eşlikçilerin en tazesi “Alien Arms”, Efterklang’ın açık çağrısı sonucu grubun takipçilerinin şarkıyı dinlerken çekilmiş görüntülerinden oluşuyor. Beş gün içinde dünyanın farklı uçlarından toplanan video ve fotoğraflar, beş dakikalık bir klipte buluştu.

Solist Casper Clausen geçtiğimiz sene, “Daha iyi bir yol bulmak, daha güçlü ve daha sert sevmek hakkında.” diye tanımladığı ilk solo albümü Better Way’i yayımladı. Müzisyenle bundan yaklaşık dokuz yıl önce Kadıköy’de plak alışverişine çıkmıştık.