“Ev-Kesit”ten hareketle, 80’ler evlerinde yer tutmuş 10 unutulmaz obje ve oyun

Geçmiş dönemlerle özdeşleşmiş objeleri ve alışkanları yad etmek, başlandı mı kolay kolay durdurulamayan bir aktivite. Üstelik birçoğu comeback yapmış bu ürünleri tanımak için o dönemleri yaşamış olmak bile şart değil. SALT’ın 80’ler sergilerinden biri olarak Eylül 2016’da SALT Galata’da açılan Tek ve Çok, bu dönemde geniş alıcı kitlelerine ulaşan nesnelerin hikâyelerini araçsallaştırarak Türkiye’de 1955-1995 yıllarındaki sanayileşmeyi daha iyi anlamayı amaçlamıştı. Serginin en can alıcı bölümlerinden biri olan Kopya Masası’nda da 80’ler Türkiye’sinin büyücek bir şehrindeki orta halli bir apartman dairesinin kesiti yer alıyordu. SALT geçtiğimiz günlerde, gemici takviminden tüp örtüsüne, 80’ler evlerinde yaygın olarak bulunan ürünlerin yer aldığı bu kesiti güncelleyerek “Ev-Kesit” adı altında çevrimiçi erişime açtı. Buradan ulaşabileceğiniz kesitte yer alan objelerin üzerine gelerek onların hikâyelerine dair hazırlanmış metinleri de okuyabiliyorsunuz.

Ev-Kesit’te gezinmek hafızayı hızla harekete geçirerek 80’ler Türkiye’sinin orta ve büyük ölçekli şehirlerinde yer tutmuş başka objeleri ve ev oyunlarını akla getiriyor. İşte bizim sorgumuzdan çıkan 10 tanesi aşağıda.

Gardırop kapağına asılan David Hasselhoff posteri/resmi

David Hasselhoff’u dünyaya bir yıldız olarak tanıtan dizi Knight Rider, TRT tek kanallıyken Türkiye’de Kara Şimşek adıyla yayımlanmış ve gündeme bomba gibi düşmüştü. İlerleyen yıllarda Sahil Güvenlik (Baywatch) ile ününe ün katan Hasselhoff, ayrıca müzik klibiyle de ekrana sıklıkla geliyordu. David Hasselhoff resimleri ve posterlerinin asıldığı ideal yerlerden biri ise gardırop kapaklarının içiydi.

İskelet anahtarlıklar

İskelet anahtarlıklar korkutucu olmaktan genellikle çok uzak, eğlenceli oyuncaklardı. Tüm eklemleri ayrı oynayan anahtarlıkların kolu bacağı pek uzun süre dayanamaz, kopuverirdi. Bu anahtarlıkların 80’lerin bir diğer televizyon fenomeni olan He-Man karakteri İskeletor’un da etkisiyle bu denli yaygınlaştığı düşünülüyor.

Beyaz televizyon kulaklığı

Saat geç oldu mu ev halkını rahatsız etmemek için kullanılırdı. Tek kulağa takılabilen bu icat, tam ara format olarak nitelendirebileceğimiz teknolojilerden biri. İşin en ilginç yanı da kablosunun sahiden çok uzun tutulmuş olması ve bu sayede kullanıcıya gerçek bir konfor sunmasıydı.

Richard Clayderman kasetleri

Richard Clayderman, easy listening alanını 80’lerde (ve ardından 90’larda) domine eden isimdi. Fransız piyanist bu dönemde 30’a yakın albüm yayımladı ve gizemli bir şekilde aşırı ünlü oldu. Kamusal mekânlar da Richard Clayderman’in sonsuz sayıdalarmış gibi hissettiren kasetlerinin etkisi altındaydı.

Koltuk yastıklarından çadır yapmak

Evde birkaç çocuk bir araya geldi mi, eğlenmeyi garantileyen başlıca aktivitelerden biri, salondaki koltuğun minderlerini ve yastıklarını kullanarak içinde sürünülesi çadırımsı alanlar kurmaktı.

Kola şişesi plastiği

Pet kola şişelerinin altında, masada düz durabilmelerini sağlamak için silikonla yapıştırılmış siyah ya da mavi renkte bir plastik bulunurdu. Bir noktada şişeden mutlaka sökülen bu plastik, çok amaçlı bir oyun nesnesiydi aynı zamanda.

Solo Test bağımlılığı

Artık çevrimiçi de oynanabilen Solo Test, 80’ler döneminde evlere girerek bağımlılık yarattı. Bu zekâ oyununun sarı ve kırmızı renkteki orijinal düzeneğinin üzerinde 33 adet delik ve 32 adet piyon yer alıyordu. Piyonlar birbiri üstünden atlatılarak toplanıyor ve neticede düzenekte minimum sayıda piyon bırakmak amaçlanıyordu. Testin sonucunda kaç piyon kaldığına göre kişinin zekâ ölçütünü belirleyen bir kartonu vardı oyunun. Bu kartonda “beyinsiz”den “bilgin”e uzanan skalada (ki sonraki baskılarda “ha gayret”, “çok çalış” gibi ölçütlerle daha kibar bir tavır takınıldı) yalnızca erkek karakterlerin resmedilmesi de Solo Test ile ilgili hafızalarda yer etmiş bir başka detay. 

404 ama uhu olan

“404 Sayfa Bulunamadı” hatası hayata girmeden önce bu rakam yaygın uhu firmasıyla özdeşti. Daima el altında bulundurulan 404 uhunun çocuklar için apayrı bir yeri ve kullanım alanı vardı. Tüm eller uhuyla kaplanır, kuruması beklenir, eller kaskatı olur ve sonra kuruyan uhu yavaş yavaş ellerden soyulurdu. Haz dolu bir oyundu!

İğneyi el derisinin altından geçirip takmak

Tıpkı uhu soymaca gibi, bu dönemin çocukları arasında kulaktan kulağa yaygınlaştığı sanılan bir diğer tuhaf oyun olduğu söylenebilir. Dikiş iğnesi ya da çengelli iğnenin parmakların alt kısmındaki derinin yüzeye yakın tarafından geçirildiğinde acımadığının keşfedilmesiyle bu heyecanlı deney ortaya çıkmıştı.

Su fışkırtan plastik yüzük

Çocukların hayallerini süsleyen şaka dükkânlarından da edinilebilen, dönemin en rağbet gören şaka ürünlerinden biriydi. Su haznesi çabucak patlayıverdiği için bu yüzüklerin ömrü kısa olsa da bu şaka bir türlü bayatlamadı ve yılların eskitemediği bir eğlence olageldi. Gümbür gümbür geri dönen bu yüzükleri hâlâ edinmek mümkün. Bu arada yüzük demişken, siyah tesisat contasından bilezikleri de hatırlamalı bizce…