Fotoğraf sanatçısı Atong Atem ile “arada kalan” kimlik ve varoluşlar

Altı yaşından beri Avustralya’da yaşayan Sudanlı fotoğrafçı Atong Atem, arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiği “Studio Series” adlı portre serisinde çocukluğundan bu yana dominant beyaz kültürün içinde verdiği kimlik mücadelesinin bir ifadesini sunuyor. Fotoğrafları aracılığıyla Afrika diasporasındaki göçmen anlatılarını ve postkolonyal pratikleri analiz etmenin peşine düşüyor.

“Bu, benim için bir güç ve ıslah ânı olmakla birlikte kişisel ve kültürel kimliklerimizi kutlamak için de bir fırsat.” diyen sanatçı, Afrika stüdyo fotoğrafçılığı geleneğinden esinle ve ikonik fotoğrafçıların izinde, Afrika sanatının batı değer ve kriterleriyle yorumlanma eğilimini ekarte etmeyi amaçlıyor. 

“Avustralyalı” kimliğini reddeden Atem, fotoğraflarında da “arada kalan” kimlik ve varoluşları, özellikle 60’lar ve 70’lerde Afrika kıtasında popülerleşmeye başlayan Batı modasını ve moda fotoğrafçılığını, kendi geleneklerini ve ikonografilerini yansıtan dekor, aksesuar, makyaj ve kıyafetlerle besleyerek yapıyor. Fotoğraflar her ne kadar bir ev stüdyosunda çekilmiş rahatlığında gözükse de; renk, doku ve desen cümbüşünün altında yatan estetik, tarihî ve kültürel ayrıntılar içinde kaybolunası. Onları sürekli devam eden bir otoportre çalışması olarak tanımlıyor Atong Atem ve kişisel olduğu kadar politik bir anlatı ortaya çıkarıyor.

Yazı: Cansu Çubukçu