Hollywood’daki istismar skandallarında yeni perde: Scott Rudin

Bundan 4 yıl önce, 2017 sonbaharında The New York Times ve New Yorker’da çıkan haberlerle Harvey Weinstein’ın cinsel şiddet suçları ortaya çıkmış ve sektördeki derin yaralar gözler önüne serilmişti. Düşen bu gölgenin karanlığının fark edilmesi, geçmişi 2006 yılına kadar takip edilebilen #MeToo gibi hareketlerin seslerinin daha fazla duyulabilir olmasına vesile oldu. Karanlıkta gizlenmiş pek çok cinsel şiddet vakası ortaya çıkarılmaya devam ediyor.

Sahip oldukları güç ve yarattıkları korkuyla birlikte çalıştığı insanların âdeta kanını emen yapımcılar kervanındaki yeni isim Scott Rudin. Hakkındaki suçlamalara geçmeden önce kendisinin uzun soluklu beyaz erkek dominasyonunun meyvelerini bir hayli topladığını ve hatta Emmy, Grammy, Oscar ve Tony ödüllerinin hepsini kazanabilen 16 isimden biri olduğunu belirtelim. 

Yapımcılığını yaptığı, kendisine ödül ve adaylıklar kazandıran projeler arasında Wes Anderson’dan Isle of Dogs, Moonrise Kingdom, Fantastic Mr. Fox ve The Grand Budapest Hotel; David Fincher’dan The Social Notebook, Denzel Washington’dan Fences, Coen Kardeşler’den No Country for Old Man, Peter Weir’den Truman Show, Greta Gerwig’den Lady Bird, Jemaine Clement ve Taika Waititi’den aynı adlı filmden diziye uyarlanan What We Do in the Shadows gibi pek çok ses getiren yapım yer alıyor.

Vulture’ın titiz çalışması, dikkatleri Rudin’in üstüne çekti

Gelelim suçlamalara. New York Magazine’in kültür-sanat haberlerini toparladığı uzantısı Vulture’ın hazırladığı “One Great Story” yazı dizisinde açılan yeni dosya ile Scott Rudin’in patronluk kariyerine ışık tutuluyor. The Offer, The Job, Neurotic Tendencies, Intimidation Tactics, Physical Violence,  Who Scott Likes, Celebrity Appearances, Firing Stories, The Mental-Health Toll, An Origin Story, Normalizing Scott, Breaking Free of Scott başlıklarıyla işlenen yazı, Scott Rudin Production’da çalışmış olan 33 kişinin ifadesine yer veriyor.

Ofiste geçirdikleri süreci travmatik olarak tanımlayan çalışanlar, Rudin’e maruz kaldıkları dönemden sonra da uğradıkları istismarın izlerini taşımaya devam ettiklerini açıklıyor. Vulture, Rudin’in çalışanlarına şiddet uygulayan bir patron olmasının bu ifadelerden önce de sektörde herkes tarafından bilindiğine ve göz yumulduğuna dikkat çekiyor. 

Yazıda Rudin’in sadece ofisindeki çalışanlarına değil; oyunculara da büyük bir baskı uyguladığı, oyuncuların bir daha hiçbir yapımda rol bulamamaktan çekindiği için Rudin’e karşı körleştiği belirtiliyor. Çalışanların ifadelerinde Timothée Chalamet, Chris Rock gibi oyuncuların ofise yaptıkları ziyaretlerde yaşananları anlattıkları (Celebrity Appearances) bölümde yapımcının yanında kim olursa olsun çalışanlarına baskı uygulamakta hiçbir çekincesi olmadığına vurgu yapılmış.

Bu dosyada Rudin’in “komiklik” adı altında yaptığı berbat hakaretlerle; ofisteki bilgisayar, telefon, bardak gibi objeleri çalışanlarına fırlatmasından hareket hâlindeki arabadan çalışanını atmasına kadar işlediği sayısız insan hakları suçuyla karşılaşıyoruz. Tüyler ürperten bir tablo. Yaşananlardan sonra fiziksel olarak alınan kalıcı hasarlar haricinde elbette pek çok psikolojik problemle yüzleşmek zorunda kalanlar olduğundan ve hatta ne yazık ki intihar eden bir kişiden de söz ediliyor. 

Beyaz bir erkek olarak ofisteki çalışanlarına ırkçı ve cinsiyetçi yaklaşımları da dosyada detaylandırılıyor. Kadın çalışanlara karşı olumsuz tavrının, Siyah kadın çalışanlara karşı özellikle sertleştiği belirtiliyor. Ayrıca Rudin’in beyaz gay çalışanlarına belirli ayrıcalıklar tanıdığı ve daha ılımlı davrandığı, dosyadaki ifadelerle birlikte doğrulanıyor.

Rudin’in 16 yaşında sektörde çalışmaya başladığını hatırlatan Vulture, gençlik yıllarında Rudin’in Edgar Scherick ile çalıştığı yıllarda asistanlığını yapan Chellie Campbell’in ifadelerine de yer vermiş. Başlangıçta Rudin’in son derece kibar davrandığını ancak Scherick’in aşırıya kaçan şiddet dolu davranışlarını zaman içinde miras aldığını ve gittikçe sert bir patrona dönüştüğünü anlatıyor. 

Dosya kapsamında görüşü alınan, 2001-2017 aralığında Rudin’in asistanlığını yapmış beş kişiden kan donduran detaylar da paylaşılmış. Asistanlık deneyimleri sırasında öğrendikleri arasında “Telefonunun kablosunun yaklaşık 3 metre olduğu biliniyor. Bu yüzden ofisine girdiğinizde, telefonu fırlattığında size çarpmaması için ondan en azından 4 metre uzakta durduğunuza emin olun.” ve “Onunla konuşurken asla tuvalete gitmeye ya da yemek yemeye kalkmayın.” gibi uyarılar var.

Vulture’ın bu detaylı çalışmasının haricinde Rudin ile zamanında çalışmış bir başka yapımcı Megan Ellison da kendisinin ve meslektaşlarının maruz kaldığı istismarı doğruluyor. The Hollywood Reporter’ın yaptığı Scott Rudin haberini paylaştığı tweet’inde, bu haberin yaşananların sadece yüzeyini kazıyabildiğinden söz ediyor.

Rudin, hakkında yöneltilen bu suçlamaların ardından “derin bir üzüntü” duyduğunu ve bunu “değişmek ve büyümek adına bir basamak olarak görerek” görevinden geri çekildiğini açıkladı. Bu “geri çekilme” tam anlamıyla istifa etmek mi? Bu konu net değil.

Hugh Jackman’dan tepki çeken açıklama

Öte yandan oyuncular ve diğer meslek gruplarından da farklı tepkiler gelmeye devam ediyor. Rudin’in yapımcılığında ilerleyen The Music Man isimli müzikalden çekileceğini açıklamasının ardından Hugh Jackman talihsiz bir çıkış yaptı. Rudin’in ayrılışının ardından müzikal ekibinde değişiklikler yapıldığını belirten Jackman, “Dinlememiz gereken en önemli ses Rudin’inki” dedi. 

Yine The Music Man’in kadrosunda bulunan oyuncu Sutton Foster da neden yapımdan çekilmediğini ve Rudin’in geri çekilme kararını olumlu bulduğunu açıkladı. Öte yandan Moulin Rouge! The Musical yıldızı, Tony Ödüllü Karen Olivo da yapımda Rudin’in yapımcılık imzası bulunmasa dahi müzikalin yeni sezonlarında yer almayacağını açıkladı. Rudin gibi isimlerin Broadway’in mevcut düzeninin beslediğini savunan oyuncu hatırlatıyor: “Bazı şeyler cebe giren paradan daha önemlidir.”

2000 yılında The Amazing Adventures of Kavalier & Clay romanıyla Pulitzer Ödülü kazanan ve eserlerinin sinematik uyarlamaları için Rudin ile uzun soluklu iş birlikleri yapan Michael Chabon ise yayımladığı bir mektupla bilinçli körlüğü sebebiyle özür diledi.

Rudin’e ofis çalışanları haricinde gelen tepkilerin ne derece yeterli olduğu tartışıladursun, film endüstrisinde bu dev toksik patronlarla ilgili açığa çıkmayı bekleyen daha ne kadar fazla travma olduğu fikri tüyler ürpertmeye devam edecek.

Yazı: Biçem Kaya