Prömiyer: Ozan Tekin - No More Home

Bir süredir Almanya’da yaşayan müzisyen, besteci ve prodüktör Ozan Tekin’in şimdiye dek hem stüdyo hem sahneyi paylaştığı isimlerin kabarık listesinde Ahmed Fakroun, Can Güngör, Nilipek, Yora, Post Dial, Biz ve nicesine rastlamak mümkün. Pillars of Salt isimli ilk uzunçalarını NOORDEN etiketiyle 2019’da yayımlayan Tekin, bu kez konsept bir çalışmayla selamlıyor.

Geriye doğru bir göç hikâyesinin ilk durağı

7 Mayıs’ta yayımlanacak Anarya I, müzisyenin solo piyano kompozisyonlarından oluşacak Anarya isimli ikinci albümünün habercisi. 5 şarkılık koleksiyon, tematik bir bütünlük sunuyor. Zira Anarya’yı geriye doğru bir göç hikâyesi olarak tanımlıyor Ozan Tekin. Adana’da başlayan, İstanbul’a uğrayan ve an itibariyle Almanya’da süregelen yaşanmışlıklarını, piyanosunun başında; sondan başa melodilere döküyor. Anarya I, göçün son durağı olan Almanya’daki deneyimlerinden ilhamla oluşmuş bir seçki. 

Albümün ortaya çıkışının ardında da sihirli bir hikâye var. Tekin’in Köln’de şans eseri karşısına çıkan, 65 yaşında ve “bir ayağı çukurda” duvar piyanosu; kendine özgü sesiyle bu anlatıların zeminini oluşturmuş. Uzun yıllardır biriktirdiği piyano kompozisyonlarını, tamir etmenin aylar sürdüğü bu yeni arkadaşını hayata döndürerek kaydetmeye koyulmuş. Atmosferik synth dokuları, oda tonları ve nostaljik yaylıların eşliğiyle şarkılar nihai formlarına kavuşmuş.

Neoklasik müzik estetiğine yakın duran ve titiz işçiliğiyle sürükleyici bir dinleme deneyimi vadeden bir iş Anarya I. EP’nin yayınıyla birlikte çeşitli eşlikçi videolar da paylaşılacak. Albümün tamamı ya da hikâyenin devamını dinlemek için biraz daha bekleyecek olsak da 5 şarkılık bu ilk bölümde keşfedilecek ve içinde kendinizden bir şeyler bulabilecek çok fazla derin kuyu bulunmakta.

EP’nin kapanış şarkısı “No More Home”, prömiyerini Bant Mag.’da yapıyor. Şarkının kendisi için nasıl anlamlar taşıdığını anlatmak üzere, sözü Ozan Tekin’e bırakıyoruz.

“Uzun yıllardır süregelen ‘yaşadığım yere ait olamama’ hissi başta beni hep bir ‘ev’ arayışına sürüklüyordu. Bu evi hiçbir zaman bulamamak ister istemez bir yoksunluk yaratıyordu içimde. Bu sürecin sonunda beklemediğim bir şey oldu ve bir yere ait olamamanın ve o ait olmak istediğin evi bulamamanın yaratmış olduğu arada kalmışlığın bana bambaşka bir özgürlük alanı açtığını farkettim. Benim için ‘No More Home’ bu süreci sembolize ediyor.”

Fotoğraf: Begüm Kocum