Doğal olanla ilişki kurmak: sat-su-ma studio

Geçtiğimiz sene yola çıkan ya da yeni takibe aldığımız; kimi bireysel kimi ise ekip hâlinde çalışan yerli tasarımcı ve üreticilerle konuştuk. Tüm renk ve malzemelerini doğadan elde eden sat-su-ma studio ve motivasyonlarını, kurucusu Özge Horasan anlatıyor.

sat-su-ma studio

Siz kimsiniz? Hikâyenizi kısaca anlatabilir misiniz?

Ben Özge Horasan, sat-su-ma studio’nun kurucusuyum. Kendimi başlarda “doğal boyamacı” olarak tanımlıyordum ama doğal malzemelerin dünyasında derinleştikçe bu bana biraz yetersiz gelmeye başladı. Doğadan renk ve malzeme elde etme konusunda uzmanlaşmış bir deneyciyim ve sat-su-ma studio da bu konuda insanlara ilham vermek, malzeme ve bilgi sağlamak için kurulmuş bir marka. Herhangi bir krizle karşılaşmadığı müddetçe, sadece doğal boyalar kullanılmış son ürünler de üretiyor. 

Hacettepe Üniversitesi’nde Biyoloji okudum ve Bitki Biyolojisi üzerine yüksek lisans yaptım. Sonra Ankara’da bağımsız sanat ve müzik ile ilgili işler yaptım. 2013 yazında, Gezi olayları sonrası kent yaşamını terk ettim ve bir daha da geri dönmedim. O zamandan beri doğal boyama, özellikle de bitkilerden boya elde etme ve bununla tekstil malzemelerini boyama üzerine çalışıyorum. Datça’da yaşıyorum ve buradaki stüdyomda çalışıyorum, yani “sat-su-ma studio”. 

Nasıl ve neden bu yola çıktınız? 

Aslında pek çok sebebin birleşmesi sonucu kendimi şimdiki işimi yaparken buldum. Fakat temelde; ellerimi kullanarak bir şey yapmak, bir de doğadan gelen ve ona geri dönecek malzemelerle çalışmak fikirleri vardı. Süreç içerisinde pek çok şey değişti, evrildi ama bu ikisinden hiç ödün vermedim. O yüzden biraz bu iki neden beni ateşledi diyebilirim. 

Bir de artık daha fazla aynı şekilde devam edemeyeceğini düşündüğüm bazı şeylere kendimce bir yaklaşım bulmak istedim. Tüketim kültürünü kastediyorum. Çözüm önerisi diyecek kadar iddialı konuşmak istemem ama en azından bize sunulan ve başka da hiçbir seçenek yokmuş gibi görünen ana akım üretimler dışında başka şeyler de yapılabilir diye hem kendim görmek hem de göstermek istedim. Basit bir örnek verecek olursam; bir ceketiniz olsun istiyorsanız, kumaşını alarak onu doğal boyalarla boyayıp kesip biçip kendinize bir ceket dikebilirsiniz. 

sat-su-ma studio

Tasarımlarınızı / ürünlerinizi kimler alıyor?

Ne yazık ki belli bir sosyo-ekonomik seviyede olan insanlar. Doğal malzemelerin yoğun işçilik gerektiren yüksek maliyetli malzemeler olmalarına bir de döviz kuru eklenince, durum bu oluyor. Tüketim çılgınlığından sıyrılmış veya bunu isteyen, yapıp etmekten keyif alan, kendine yeni bir hobi arayan, sentetik malzemelerin toksisitesinden endişe duyan, kendi pratiğine yeni ve doğal malzemeler tanıtmak isteyen, emeğin, zamanın ve işçiliğin kıymetini bilen insanlar diyebilirim. Bu hem yurt içi için hem de yurt dışı için geçerli ama yurt dışında biraz daha fazla karşılık bulduğunu söyleyebilirim, başta bahsettiğim sebepten. 

Ürünlerinizi alanlar, neden alıyorlar?

Hepimiz doğal olanla ilişki kurma açlığı yaşıyoruz ve hayatlarımıza bunu çeşitli şekillerde sokmaya çalışıyoruz. Bence temel sebep bu. Bir de güzel oldukları için! 

Yakın dönemde radarımıza girmiş 16 yerli tasarımcı ve üretici dosyasının tamamını Bant Mag. No:77’de okuyabilirsiniz.