Sözlerin ruhu çıksın: Batuhan Mutlugil ve Gülinler

Duman gitaristi Batuhan Mutlugil, iki grup arkadaşınınkilerden birkaç yıl sonra, kariyerinin ilk solo albümü Yadigar’ı 2021’e bıraktı. Şu sıralar kendi solo albümü için çalışmalarını sürdüren ve bir diğer Duman üyesi Ari Barokas’a canlı performanslarında eşlik eden Gülinler, Yadigar albümüne dair sorularını sormak üzere Batuhan Mutlugil’i aldı karşısına. Kendisi için yeni bir meydan okuma olan şarkı söylemekten, sahnede kazayla gitarını kırdığı Duman’ın ilk Eskişehir konserine uzanan sohbeti, Yadigar albümü eşliğinde okumanız tavsiye edilir.

İllüstrasyon: Naz Tansel

Gülinler: Keyfin nasıl? Yasaklar ve pandemiyle aran nasıl?

Batuhan Mutlugil: İyiyim iyiyim. Bodrum’a geldim şimdi. Junior beyefendiyle paso gitar çalıyorum. Yani hepimizin hayatı yarı yasak gibi. En azından ben enstrüman çalıştığım için deli gibi, ömrümün yarısı zaten pandemi gibi geçiyor.

Gülinler: Tabii sen zaten alışıksın yani bu duruma.

Batuhan Mutlugil: Ben çok alışığım yani hiç değişen bir şey olmadı. İşte konserlere gidemiyoruz. Ekmek parası dışında hayat aslında aynı. Asosyallik desen zaten… Üst düzey asosyalim. Generaliz asosyallik konusunda. O yüzden…

Gülinler: Bir sene konsere çok az çıkmak nasıl bir histi senin için? Yani çok az çıktınız değil mi? 4 – 5 tane olması lazım canlı.

Batuhan Mutlugil: Açık havalarda çaldık biraz. Çeşme’de, Bodrum’da. Onlar keyifliydi, yani kısmen. Ama işte çalamamak da bir delirtiyor insanı. Sadece Duman’la yirmi senedir manyak gibi çalıyoruz. Öncesinde de ben kendi gruplarımla olsun işte Yavuz’la, Blue Blues Band ile… Bir sürü grupla haftanın neredeyse yedi günü çalmaya alışık bünye. Hatta bazı geceler Hayal Kahvesi’nden çıkıp Kemancı’da da çalıyorduk. Yani baya alışık bir bünye.

Gülinler: Ben bu arada bunları hep izliyordum Batuhan. Mojo’da da dinledim sizi, çok çeşitli yerlerde dinledim. Bir de benim izlediğim kadarıyla Türkiye’de, Dünya’da da aşırı örneği yok; 3,5 saat sahnede kalan az grup var gerçekten. Siz bir de haftanın dört günü konser veriyorsunuz, bir de bu 3,5 saat yani. Böyle bir şey yok. İnanılmaz bir performans. Onun büyük bir eksikliği vardır eminim.

Batuhan Mutlugil: Ya sen deli misin? Ben çalmaya başladığımda bara girmeye yaşım tutmuyordu. Polis gelince Hayal Kahvesi’nin arka kapısından çıkardım, saklanırdım. E haftanın yedi günü çalıyorsun. Duman’la aynı tempo. Baya kondisyonluyum yani, ama şimdi çok kötü oldu. O alışkanlık gitti, nasıl olacak bilmiyorum. O kadar keyifli koskoca bir dönemden sonra bu bir sene kâbus gibi çöktü üstümüze.

Gülinler: Ama bir yandan da albümünü bitirdin.

Batuhan Mutlugil: Ya inanır mısın, ona bir faydası oldu pandeminin. Besteler çöplüğündeki bir sürü parça vardı kafamda. Bazılarını zaten bizim grupla da çalıyorduk. Duman’la da prova yaptığımız bir iki parça vardı. Ama tabii her şey uzun sürünce dedim ki artık diğer parçalara da bol bol vaktim var. Ondan sonra bu pandeminin de buna faydası oldu çünkü söz yazmak için çok farklı bir konsantrasyon gerekiyor. Pandemi çok uygundu yani bunun için. Bitirmek de yetmiyor sözleri. Oturup çalışman lazım. İşte bizim eskiden Blue Blues Band’deyken çaldığımız Caner ile Utku vardı. Onlar da sağ olsunlar pandemi falan dinlemediler. Baya böyle langur lungur provalara gittik. Pandemi boyunca aslında ben hep hareket hâlindeydim. Hem prova yaptık hem işte yaz-çiz falan… Sonuç olarak da daldık stüdyoya kaydettik. İyi kötü bir şey çıktı.

Gülinler: Bir kere iyi kötü derken, ne demek iyi kötü? Benim favorim olan şarkıların var bir sürü. “Veda” olsun, “Yor Beni”, “Kabus”, “Alayına Gelsin”… Bunlar mesela beni böyle ayrı aldılar.

Batuhan Mutlugil: Teşekkür ederim çok mutlu oldum.

“Benim tek derdim, sözlerin ruhu çıksın ve detone olmadan söyleyeyim. Zaten oturup büyük bir şan şöleni yapmayacağım.” -Batuhan Mutlugil

Gülinler: Bir de çok güzel şarkı söylüyorsun abi, böyle a-a falan oluyor insan. Seni hep geri vokal yaparken dinliyoruz ama çok iyi anlıyorum, şarkı söylemek senin için yeni bir şey tabii değil mi? Tek başına söylemek.

Batuhan Mutlugil: Ya inanır mısın, benim için şarkı söylemek şu aslında… Evde yıllardır şarkı yazarken, işte ne bileyim onu demo yapıyorsan, o demoyu da sonuç olarak dinleyebilmen ya da dinletebilmen için bir şekilde güzel bir şey ve seni tatmin eden bir şey olması gerekiyor. Hani berbat bir demoyu ne kendim dinlerim, ne de başkası dinler.

Gülinler: Aynen.

Batuhan Mutlugil: Onları yaparken ufak ufak tecrübeler oluyor tabii hâliyle. Ya da işte geri vokal yaparken. Bu zaman içinde birtakım söyleme alışkanlığı getiriyor ama stüdyoda söylemek başka bir kafa. O ölüm sessizliği… Kalbinin atışını bile duyuyorsun.

Sözlerin ruhu çıksın: Batuhan Mutlugil ve Gülinlersohbetinin tamamını okumak için buradan Bant Mag. No:74’e ulaşabilirsiniz.