Takibe alınası bazı yeni sesler: Eralp Çalık

Müzikli mekânların kepenklerini kapatmak durumunda kaldığı, mekânlarda çalan müziğin bile susturulduğu; yalnızlığı en derinine kadar benimsediğimiz 2020, yeni seslerle dolup taştı bir yandan. Burada ya da dünyanın farklı noktalarında ikâmet eden Türkiyeli müzisyenler, kendi imkânlarıyla kaydettikleri şarkılarını ilk kez paylaşmaya başladı. Kimisi tek başınalıktan beslenirken, kimi yıllardır biriktirdiklerine eğilmek için ihtiyaç duyduğu zamanı buldu. 

Bant Mag. No:74’te bir hayli geniş tür ve yaklaşım skalasında, pandemi sürecinde hayatımıza giren ve kendine kalıcı yer edinmeyi başaran müzisyen ve gruplara sorduk: Üretme motivasyonlarının temelini ne oluşturuyor? Müziklerinin dinleyicide nasıl hisler uyandırmasını hayal ediyorlar? Yakın gelecek planları neler? Son bir yıl müziğe genel olarak yaklaşımlarını nasıl etkileyen/dönüştüren bir süreç oldu/oluyor? Eşlikçi Spotify listemizle birlikte…

Efe Demiral, Feryin Kaya ve Berke Can Özcan’la kaydettiği üçüncü teklisi “Dünya Halim”i 26 Mart’ta yayımlayan müzisyen ve besteci Eralp Çalık yanıtlıyor.

“Yüzeydeki hislerle uğraşmak bazen o kadar zaman kaybettiriyor ki derindekilerle aramıza mesafeler giriyor. Bence bir şarkı, zaten bu mesafeler arasında gezinip duran bir şey ve üzerimizdeki etkileri sandığımızdan çok daha güçlü.”

“Müzik üretme dürtüsünü, bilincimin başka bir seviyesinden bana seslenen bir ifade yolu olarak algılıyorum. Bu kadar içerde bir yerden gelince aslında yolun sonu hep kendini tanıma ve öze dönme isteği gibi geliyor bana. Çocukken odamın ışığını kapatıp gitarla saatler geçirirdim. Son birkaç senedir mevzu yine aynı yere geldi ve ben yine çocukluğuma dönmüş gibiyim. Bu bana kendi kabuğumdan dünyaya sessiz sakin bir yerden bakabilme gücü veriyor. Yazdığım ufak bir melodinin benimle birlikte büyüyüp dönüşerek bir şarkıya dönüştüğünü izlemenin her adımı bana ilham veriyor ve her seferinde bu içsel yolculuk hâlinin naif yalnızlığına ve dinginliğine tekrar tutuluyorum diyebilirim.”

“Duyguların fazlaca uçlarda yaşandığı, havada uçuştuğu, kendi iç sesimizi bile bazen çok zor duyabildiğimiz bir gürültü içinde yaşadığımız dönemlerden geçiyoruz. Yüzeydeki hislerle uğraşmak bazen o kadar zaman kaybettiriyor ki derindekilerle aramıza mesafeler giriyor. Bence bir şarkı, zaten bu mesafeler arasında gezinip duran bir şey ve  üzerimizdeki etkileri sandığımızdan çok daha güçlü. O nedenle dinleyenin iç dünyasına hafif bi yerden dokunmak; bi anlığına durmasını, soluklanmasını sağlamak ya da bazen geçmişten basit bir anı hatırlatıp iç çektirmek bile yeter de artar benim için.” 

“Özetle daha sık paylaşmak ve hikâyemi ortak etmek var planlarımda. Mart sonunda, önceki şarkılarımda olduğu gibi yine Efe Demiral’ın prodüktörlüğünü yaptığı, sözü ve müziği bana ait olan ‘Dünya Halim’ isimli teklim yayımlanmış olacak. Sonrası için ise Efe’yle üstünde çalıştığımız birçok şarkı bir yandan büyümeye ve evrilmeye başladı bile. Önümüzdeki sonbahar ise yine ilk defa yayımlayacağım yeni şarkılardan oluşacak, gitarın başrolü üstleneceği bir akustik EP var aklımda.”

“Aslında son bir sene, benim müzik üretirken de beslendiğim yalnızlık ve dinginlik hâlinin dünyada da biraz daha kıymete bindiği, herkesin her şeyden izole olup kendi yaşam alanlarında, gelecek kaygılarıyla ve umutlarıyla baş başa kaldığı bir dönem; benim için de yaratıcı süreçlerin değerini biraz daha anladığım bir zaman dilimi oldu. Şarkı üretmenin yanı sıra üretmenin benim üzerimdeki etkileri üzerine çokça kafa patlattım ve daha çok sarıldım diyebilirim. Şarkılarını ilk defa karantina döneminde paylaşmaya başlayan bağımsız bir müzisyen olarak, üreten insanların bu zor zamanlarda bile nasıl birbirine tutunduğunu ve üretmeye devam ettiklerini seyretmek beni çok etkiliyor. Rutin üretme alışkanlıklarımı çok etkilememekle beraber müziğime daha çok inandığım ve paylaşma dürtümün giderek arttığı bir başlangıç oldu diyebilirim benim için.”

“Takibe alın: Son dönemde tanıştığımız bazı yeni sesler” dosyasının tamamını okumak için buradan Bant Mag. No:74’e ulaşabilirsiniz.