Genlere yüzbinlerce sene önce işlemiş bir kural: Tembellik hakkı 

Yazı: Özgür Mumcu - İllüstrasyon: Mert Tugen

Eskinin insanları kendi başlarına kalmaya, düşünmeye, sohbet etmeye çokça fırsat bulmuş olsalar gerek. Zamanın çok daha yavaş aktığı devirler… 

#TembellikHakkı kullanılmak için var. Eskinin insanlarını hatırla, arkadaşlarla sohbete bolca vakit yaratmak için #DurveAndaKal 


İnsanlar 300.000 seneyi aşkın bir süre avcı toplayıcı olarak yaşadı. Tarım devrimi şunun şurasında 10-12.000 senelik bir mesele. Sanayi devrimi deseniz 200 seneyi ancak devirdi. Dijital devrime ise bugün yaşayan pek çok insan şahit oldu. Yapay zekâ devriminin de eli kulağında gibi. 

Dile kolay, 300.000 seneden fazla dünyanın çeşitli köşelerinde birbirine benzer bir düzen tutturmuşuz. İhtiyacımız kadar avlanmış, meyveyi yemişi toplamış yaşayıp gitmişiz. Belki iklim değişti mi aç kalmışız, kaynaklar azaldı mı savaşmışız ama genelde yuvarlanıp gitmişiz.  

Mal mülk biriktirmek aklımıza gelmemiş. İhtiyaçlarımız sınırlı olduğu için, genelde mutlu mesut yaşamışız. Araştırmalara göre bir avcı toplayıcı kabilesi günde üç ile beş saat çalışıyormuş. Çalışmaktan kastım geyiği avlamak, elmayı armutu toplamak. Sonra yemeğin hazırlanması ve pişirilmesi. Avcı toplayıcı kabilelerin üyeleri de geri kalan tüm gün keyif yapıyor. Kimi kendini sanata veriyor ağaçtan heykeller yapıyor, kimi oyun oynuyor, kimi birbirine hikâyeler anlatıyor, kimi şarkı söylüyor. Çoğu da çok sağlıklı. Denk geldiğim belgesellerden edindiğim izlenime göre neşeli tiplere benziyorlar.  

Tarımla beraber yerleşik hayata geçince işler biraz değişti. Yerleşmenin avantajları büyüktü elbette ama tarım toplumunda eskisi gibi boş vaktimiz kalmamaya başladı. Çiftçilik kolay iş değildi, şehirleşme başlayınca başka meslekler de belirdi. Dünyayı algılayışımız değişmişti. Ortaçağ’da Avrupa’da bir köylü günde ortalama 8 saat çalışırmış. Ama tarım her Allah’ın günü çalışılan bir iş değil. Bir de üzerine günde 8 saat çalışan köylü isyan etmesin diye o kadar çok dini tatil konmuş ki, bir Ortaçağ köylüsü senenin sadece 180 günü iş yaparmış. 

Yani günde 3-5 saat çalışmadan günde 8 saat çalışıp senenin yarısı ense yapmaya vaktimiz olmuş. Eskinin insanları kendi başlarına kalmaya, düşünmeye, sohbet etmeye çokça fırsat bulmuş olsalar gerek. Zamanın çok daha yavaş aktığı devirler. 

Tabii mesele o devirlerden çok bizim devrin zamanının hissedilen hızıyla ilgili. Bize baştan yüklenen 300.000 senelik özelliklerimizde, fabrika ayarlarımızda, sanayi devrimiyle başlayan çalışma tarz ve süresini kaldırabilecek unsurlar yok. 19. yüzyılda sanayileşmenin öncü ülkelerinde günde 16 saat çalıştırmışlar insanları. İnsanlar isyan etmesin diye süreyi kısaltıp tatilleri arttıracak aklı gösterememişiz. İsyan da etmişler sonunda. Durduk yere dev şehirlere taşınıp üst üste tepiş tepiş yaşamaya başlayan ahali bir de fabrikalarda günün uyku dışında neredeyse her dakikasını geçirmeye dayanamamış. Devrimler, iç savaşlar sonra dünya savaşları… Çalış, üret, büyü. Büyü, büyü, büyü…  

Kafamız daha çok üretip daha çok büyümeye saplanınca, günün büyük çoğunluğunu işe ve işe gidip gelmeye harcar olmuşuz. Çoğu insan, sanayii devriminin vahşi günlerindeki gibi günde 16 saat değil belki ama bir Ortaçağ köylüsü kadar çalışıyor. Hem de onun gibi sadece senenin yarısı işbaşı da yapmıyor.  

Dijital devrim ve internetle iş verimliliği ve iletişim hızı yükselerek artarken çalışma saatleri buna koşut kısalmadı. Yine de bazı ülkeler hem günlük çalışma saatini hem de hafta içinde çalışılacak günleri azaltan düzenlemeleri gündemine aldı. Evden çalışmak da bir çok insan için vazgeçilmez bir şeye döndü.  

Ne kadar az çalışırsak doğamıza o kadar yaklaşıyoruz. Genlerimize yüzbinlerce sene önce işlemiş bir kural bu. İnsan, yaşamak için günde 2-5 saat çalışmalı, senenin yarısı da tatil yapmalı. Karnını doyurduktan sonra oyun oynamalı, birbirine hikâyeler anlatmalı, şarkılar söylemeli, aylaklık etmeli, uzanıp gökyüzüne bakıp türlü türlü hayal kurmalı.  

Yüzbinlerce sene böyle yaşamışız. Tarım, sanayi ve dijital devrimler doğal ritmimize darbe vurdu. Belki bu defa aklımızı kullanır, şafakta beliren Yapay Zekâ devriminden az çalışma saati ve bol tatille çıkarız.