Konumuz The Last of Us ilk bölüm

Yalnızca PlayStation 3 için mihenk taşlarından olmakla kalmayıp, oyun dünyasında çığır açan bir sanat eseri olarak kabul gören The Last of Us, yüksek beklentilere sebep uyarlamasına kavuştu. Chernobyl’i hayata geçiren Craig Mazin önderliğinde, Game of Thrones’un baş yapımcılarından Carolyn Strauss ve Holy Spider’ın yönetmeni Ali Abbasi’nin de yer aldığı geniş bir yaratıcı kadronun elinden, Bella Ramsey ve Pedro Pascal’ı başrollerde izliyoruz.

The Last of Us dizisinin henüz İlk bölümünü izlememiş olanlar için, yazıda kimi sürprizbozanlar olabileceğini baştan söyleyelim. HBO yapımı dizi her hafta yeni bölümleriyle BluTV’de.

Konu nedir?

Mutasyona uğrayan bir mantar çeşidi, bulaştığı insanları zombimsi yaratıklara dönüştürmeye başlar. Enfeksiyonun yayılmasını engellemek ve sağlıklı olanları korumak için ABD’de büyük karantina bölgeleri inşa edilir. Baskıyla yönetilen bu topluluklara karşı kurulan Fireflies isimli direniş ekibi; hastalığın çaresi olduğuna inandıkları 14 yaşındaki Ellie’yi, bir üsten diğerine götürmesi için Joel isimli bir kaçakçıyla anlaşır. İnsanlığın kaderi artık Ellie ve Joel’un elindedir. 

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler…

The Last Of Us dizisi, iki bölümlük aynı adlı oyun serisinden bir uyarlama. Oyunlar hikâyesiyle, büyük ödüller almış ve övgüler toplamıştı. Oyunu oynamadan diziye başlamış biri olarak çok fazla easter egg kaçırdığımı, biraz araştırınca fark ettim. Benim gibi hikâyeyi bilmeden izleyecekler bazı referansları sonradan yakalayabilir.

İlk intiba?

Dram ve aksiyonun birleştiği bir post-pandemi mücadelesi. Belki de bir yol hikâyesi?

En çok neyi sevdin?

Mekân seçimleriyle, kamera açıları ve hareketleriyle kendimi bir video oyununun içindeymişim gibi hissettim. Oyunu oynamamış olmama rağmen ilk bölümün bende böyle bir etki yaratabilmesi takdire şayan.

Dizinin küçük ama anlamlı detaylarla dolu olması da The Last Of Us’ı sevmemdeki nedenlerden. Örneğin Joel’un doğum günü için kızının tamir ettirdiği saati…

En az neyi sevdin?

Henüz ilk bölümünden yorum yapmak pek doğru olmasa da dizide içime sinmeyen tek bir sahne var. Burası ilerleyen bölümlerde başka bir olaya bağlanabilir belki de…

Fireflies’da tutsak edildiği üssün sorumlusuyla konuşurlarken, Ellie’nin orijin hikâyesine değinilmiş ama bu biraz üstün kötü yapılmış sanki. Ayrıca burada gerçek adının Ellie olduğunu öğrendiğimiz karakterin başta neden Veronika olarak tanıtıldığı ve bunun senaryoya nasıl bir katkısının olduğunu da şimdilik bilmiyoruz. 

En çok hangi sahneye yükseldin? 

Joel’un kızı Sarah’nın, yolları kontrol eden polis tarafından babasının gözleri önünde öldürüldüğü sahne, bence bölümün en etkileyici ânıydı. Finalde, Joel’un yanında Ellie’ye silah doğrulttuklarında bu anıya flashback yapılması da sahnenin tesirini artırmış. Ayrıca Joel’un; zar zor yürüyerek kampa ulaşan, test edilip ısırıldığı fark edilince öldürülen çocuğun cesedini alıp alevlere attığı sahne de kalbimi acıtan kısımlardan biri. 

Modunu nasıl etkiledi?

Kimi sahnelerde üzüldüm, kimisinde gerildim ama ince işlenmiş güzel bir hikâyeyle doydum diyebilirim. 

İzleyince kafanda soru işareti yaratan bir şey oldu mu? 

Farklı disiplinlerden yapılan uyarlamalarda her şey olduğu gibi kopyalanamıyor ve bazı seçimler yapılması gerekiyor. The Last of Us özelinde de nasıl tercihler yapıldığını merak ettim. İlk bölümü izledikten sonra biraz araştırma fırsatım oldu ve dizinin oyuna büyük oranda sadık kaldığını öğrendim. 

Bunu seven şunları da sever

John Hillcoat’ın 2009 yapımı The Road filminde, post-apokaliptik dünyada seyahat eden bir baba – oğul hikayesi anlatılmakta. Bence The Last Of Us sevenler bu filme de bir göz atmalı. İzlediğimiz yolculuk da Alfonso Cuarón’un bilim kurgu harikası Children Of Men (2006) filmini hatırlatmıyor değil. 

Dizinin hikâyesine kapılanlara bir de oyun önerisi var: Telltale Games’in Robert Kirkman’ın meşhur serisinden uyarladığı The Walking Dead. Yalnızca oyunda tanıştığımız Clementine ve Lee karakterleri arasındaki bağlar, The Last Of Us karakterleri Ellie ve Joel’un ilişkisini anımsatıyor. 

Formu dolduran: Deniz Özöztürk