Trent Reznor: “Oscar’a aday olmak saçma sapan bir Grammy ödülünden daha iyi!”

Geçtiğimiz ay Türkiye’de de vizyona giren Gone Girl filminde David Fincher ile birlikte üçüncü kez çalışan ve yaptığı film müzikleriyle bir kez daha büyük övgü alan Trent Reznor & Atticuss Ross ikilisinden Reznor’ın The Hollywood Reporter‘a verdiği röportajda ağzından bal damlıyor!

İlk olarak 2010’da The Social Network filminde David Fincher ile bir araya gelen Trent Reznor ve Atticus Ross ikilisi bu filmle Oscar ve Altın Küre’den En İyi Film Müziği ödülüyle dönmüştü. Hemen arından The Girl With the Dragon Tattoo için toplanan ekip, Gone Girl’de yine oldukça uyumlu ve başarılı gözüküyor.

Beyni olduğu Nine Inch Nails’ten de tanıdığımız Reznor, grubun dünya turnesine kısa bir ara vermişken The Hollywood Reporter’ın sorularını cevapladı.

Fincher ile olan çalışmalarının teknik detaylarından bahseden Reznor, The Social Network’ün ekip için etkileyici bir birliktelik olduğunu, bu çalışmada birbirleri hakkında birçok şey öğrendiklerini (David Fincher’ın film çekme tarzıyla kendisinin müzik yapma tarzının benzeşmemesi gibi) söylüyor. Girl With the Dragon Tattoo‘nun müziklerini bestelemeye ise filmin çekimlerine başlandığı esnada başlayan ve çekimlere paralel olarak devam eden Reznor & Ross ikilisi bu yöntemle daha fazla yorulmasına rağmen çok daha başarılı ve etkileyici bir çalışma ortaya koyduğunu düşünüyor.

Bugüne kadar sektöre dair yaptığı sert açıklamalarla sıkça gündeme gelen Trent Reznor, Grammy ve Oscar ödülleri üzerine sorulan soruya ise şöyle cevap vermiş:
“”En iyi metal performansı” gibi saçma sapan kategorilerde Grammy kazanmak bana bir şey hissettirmiyor. Bu ödüllerin ne kadar akıl kârı olduğunu anlamak güç. Eğer ortaya koyduğumuz iş sonrası bize pek de ciddi gelmeyen bir karşılık alıyorsak bunu anlamlandırmak için kafa yormamak gerekiyor. Oscar için adaylığımız açıklandığındaysa gerçekten çok farklı hissettim. Bunun artık daha olgun olmamdan ya da Oscar’ın daha yetkin bir mercii tarafından verildiğini düşünmemden kaynaklandığını sanmıyorum. Henüz yeni adım attığımız bir işte en iyi ödüle aday gösterilmek ve bunu gerçekten hak etmiş olup olmadığımızı sorgulamak bizim için güzel bir histi.”