Z Raporu: Yasemin Demirci

Gece Kuşağı, İklim Değişimi, Haftasonu gibi dikkat çeken kısa metraj çalışmalarıyla hem Türkiye hem de yurt dışında çeşitli festivalleri arşınlayan Yasemin Demirci; babasını kaybeden genç bir kadını odağa yerleştirdiği Onun Kalesinde’yi çekmişti son olarak. Yönetmenin filmografisinden kimi durakları, BluTV ve MUBI kataloglarından keşfetmek mümkün.

Yasemin Demirci yanıtlıyor: Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu? Son zamanlarda seni en çok etkileyen oyunculuk performansı? Bu aralar sana en iyi gelen şey? Buyrunuz Yasemin Demirci Z Raporu’na.

Son dönemde haberdar olduğun ve sıkı takibe aldığın hesaplar var mı?

Yıllardır takip ettiğim, hashtag olarak sosyal medyadan da takibe devam ettiğim; bana ilham veren çokça fotoğraf sanatçısı, illüstratör ve ressam var. Edward Hopper, David Hockney, Sempé, Daido Moriyama, Jeff Wall, Gregory Crewdson, Hiroshi Nagai, Haruhiko Kawaguchi, Guy Bourdin…

Finalini değiştirmek istediğin bir film? 

Son izlediklerimden ilk aklıma gelen 2022 yapımı The Beasts / As Bestas

En son izlediğin belgesel?

Fire Of Love.

Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu?

Çok var. Mesela müzik üzerine olsa Tuareg müziği ve berberileri araştırmak isterdim. Bilinçli rüya (lucid dreaming) çok merak ettiğim bir konu. Bir de dünya üzerindeki en absürt dolandırıcılık hikâyelerinin peşine düşerdim sanırım. En son Gana’da sahte bir ABD konsolosluğu kurulmuş mesela ve birçok kişiye sahte vize satışı yapılmış. İnanılmaz bir hikâyesi var. 

Son zamanlarda seni en çok etkileyen oyunculuk performansı?

İlk aklıma gelen Vicky Krieps oldu şu an Corsage filmiyle. Bir de Succession dizisinin tüm kadrosu. 

Yeniden yaşamak isteyeceğin bir gün / an?

Seneler önce bir arkadaşımla Slovenya’nın Bled Gölü civarlarında dağa çıkıp yolumuzu kaybetmiştik. Sabah hava aydınlanmaya yakın ancak kasabaya dönmüştük. Hayatımda sanırım hem en korktuğum hem de en güldüğüm gündü. Bir de aynı haftalarda Sırbistan sınırında pasaportumun çalındığını fark etmiştim ve sınır kapısında polisler tarafından sorguya çekilmiştim. Otobüsle geçiş yapıyorduk ve tüm yolcular üç saat beni beklemek zorunda kalmıştı, herkes çok sinirliydi. Bunun gibi akılda kalıcı anıları yaşamaya bayılıyorum. 

En son okuduğun kitap?

En son ilk defa okuduğum kitap Miras – Vigdis Hjorth; en son tekrar okuduğum kitap Utanç – J. M. Coetzee.

Ekranda görmeye bayıldığın biri?

Nathan Fielder. 

Bu aralar sana en iyi gelen şey?

Evimin kapısını açarken sesimi duyup koşa koşa kapıya gelen ve miyavlayan kedilerim. Ve sadece karşılamaya geliyorlar, sonra yerlerine dönüp yatıyorlar. 

Hayatta yaptığın ilk iş neydi? Anlatır mısın?

Eğer yaptığım boncuk kolye ve limonata satışlarımdan elde ettiğim gelir sayılmıyorsa ilk maaşlı işim Oslo’da bir gay bardaydı. Çok hareketli ve keyifli bir mekândı. Bazen vestiyerde, bazen barda çalışıyordum.

Küçükken bir idolün var mıydı?

Xena (Zeyna). Hatta büyüyünce savaşçı olmak istiyordum, annem ve babamdan kılıç istemiştim. 

Son zamanlarda en çok dinlediğin müzikler?

Takıntı hâline getirdiğim şarkılar: 

T.Rex – Cosmic Dancer 
Shuggie Otis – Sweet Thang 
Nicolas Jaar – Mi Mujer
The Whitest Boy Alive – Intentions 
George Harrison – My Sweet Lord  

Senin hakkında muhtemelen bilmediğimiz bir şey?

Sebebini benim bile bilmediğim, sadece çocukken izlediğim filmler olabilir diye tahmin yürüttüğüm bir fobim var: Timsahlar. Ekranda karşıma çıktığında içim ürperiyor, bazen çok bahsedilince bile tüylerim diken diken oluyor, yüzüm ekşiyor.