Afet bölgesindeki sonlanmayacak su ihtiyacı için neler yapılmalı?
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen bölgelerdeki acil ihtiyaçlar arasında temiz su başı çekmekte. Sürecin en başından bu yana birçok faaliyetin önünü tıkayan koordinasyonsuzluğun yol açtığı, başta Hatay olmak üzere çoğu bölgede yaşanan temiz suya erişim sorunu birçok endişeyi de beraberinde getiriyor. Oysa su, temel bir hak ve yaşamın temel kaynağı.
Afet bölgesindeki temiz içme ve kullanım suyu ihtiyacının nedenlerini, bu konudaki çalışmaların nasıl ilerlediğini, acil atılması gereken adımlar ile orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri daha iyi kavramak için Hayata Destek’e bağlandık. Hayata Destek, afetlerden etkilenmiş toplulukların temel hak ve ihtiyaçlarına erişimlerini sağlamayı amaçlayan bir insani yardım kuruluşu olarak ilk gününden bu yana sahada acil destek çalışmaları yürütüyor. Sorularımızı, Hayata Destek Acil Durum Koordinatörü Gökhan Erkutlu yanıtladı.
Hayata Destek Derneği’nin deprem bölgelerindeki çalışma odaklarını detaylandırabilir misiniz?
Hayata Destek Derneği olarak afetin ilk gününden bu yana sahada yürüttüğümüz acil yardım çalışmalarında önceliğimizi geçici barınma alanlarının altyapısını kurmak ve iyileştirmek olarak belirledik. Bu kapsamda en acil ihtiyaçlardan biri de su, sanitasyon ve hijyen ihtiyacına cevap vermeyi ifade eden ve insani yardımda WASH (Water, Sanitation and Hygiene) sektörü olarak tariflenen çalışmalar. Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta hâlihazırda yürüttüğümüz faaliyetlerde su, sanitasyon ve hijyen ihtiyacına odaklanıyoruz.
Bölgedeki temiz su ihtiyacının depremlerin ilk günlerinden bu yana merkezler, ilçeler ve köylerde nasıl seyrettiğini, gözlemlerinizi, neler yapıldığını ve yapılmadığını -ya da eksik yapıldığını- anlatabilir misiniz?
Bölgedeki temiz içme ve kullanım suyu ihtiyacının temelinde farklı birkaç neden var. Birincisi afet bölgelerinde tedarik zincirinin işlemiyor olması, yani herhangi bir açık dükkân, ihtiyacınızı temin edebileceğiniz bir hizmet sağlayıcının olmaması. Şu an sahada her türlü ihtiyaç yardım malzemeleri üzerinden karşılanmaya çalışılıyor. Afetten etkilenenlerin şişelenmiş temiz suya erişimi sadece bu yardım malzemeleri sayesinde oluyor. Afetin ilk günlerinde temiz su ihtiyacına cevap vermek için yollanan temiz su bir süre sonra tükendi. Çünkü su (hem içme suyu hem de kullanım için temiz su) sürekli tüketilen, dolayısıyla da kalıcı bir ihtiyaç, sürekli temin edilmesi gerekiyor. Denklem şöyle işledi: İlk başta çok miktarda bölgeye ulaşan su, artık çok miktarda tedarik edildi düşüncesiyle ihtiyaç listelerindeki aciliyet sıralamasında geriye düşüyor, bölgeye daha az su yardımı gönderilmeye başlıyor. Ancak tüketim devam ediyor ve su yeniden acil ihtiyaç hâline geliyor. Öte yandan mağazalar açık olsaydı bile, bölgedeki insanların, geçim kaynaklarını kaybettikleri, alım güçleri çok düştüğü için su gibi temel bir ihtiyaca ayıracakları kaynakları olmadığını söyleyebiliriz. Diğer bir nokta, içme suyu ya da temizlik için kendi imkânlarıyla insanların suya erişmeleri de henüz mümkün değil. Çünkü afet bölgelerinde şehir şebekelerinin zarar gördüğü birçok nokta var. Dolayısıyla şehir şebekelerindeki suyun yeterli düzeyde temiz olmadığı yönünde bazı uyarılar var, şebekedeki su risk taşıyabiliyor. Ayrıca su hatlarında belirli noktalarda kırılmalar var, bazı bölgelerde su kesintileri sürüyor.
Hatay özelinde konuşursak HATSU’nun bu aksaklıkları gidermek için ciddi bir yatırım yapmasına ihtiyaç var. İlk etapta var olan su hattını baypas ederek şebekeden su vermeye çalışıyorlar ama bu bile hayli zaman alacak. Adıyaman’da da şehrin altyapısı benzer şekilde çok zarar gördüğünden durum farklı değil. Buralarda şebekeden verilen suların ne kadar temiz olduğuna dair soru işaretlerimiz var.
Bölgede içme suyu ve hijyen için gerekli olan temiz su ihtiyacını sürdürülebilir şekilde karşılayabilmek ve önümüzdeki süreçte yaşamamak için acil adımlar neler olmalı? Orta ve uzun vadede neler yapılmalı?
Yapılması gerekenlerin başında şu geliyor: Temiz su kaynaklarının belirlenip test edilmesi lazım. İçme suyu olarak kullanılamasa bile temiz olduğu belirlenmiş, klorlanmış suların afet bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ilk etapta su depoları aracılığıyla ulaştırılması önemli. Hijyen, suyun temizliği konusundaki ihtiyacı kısa vadede bu şekilde karşılamak mümkün. Ancak bu uygulamada da her yere ulaşmak için ciddi bir emek sarf etmek gerekiyor. Burada birçok kurum, kuruluşa koordinasyon içinde bölgesel olarak ihtiyacı tespit edip cevap verme konusunda görev düşüyor. Temiz su için ayrıca su arıtma yapan kurumlar var, bunlar şu an küçük ölçekli olsa da başarılı örnekler sunuyorlar. Bu iyi örneklerin artırılması için çaba harcanabilir, su arıtmaya odaklanılabilir, bu şekilde sürdürülebilir bir çözüm imkânı sağlanabilir. Fakat ihtiyacın çok büyük olduğunu göz önüne alarak bu çalışmaların paralel olarak ilerlemesi gerekiyor. Her yere su arıtma sistemi kurmak bugün için mümkün olmayabilir. Bir yandan şehir altyapılarının onarımı, diğer yandan yoğun yaşanan bölgelerde su depoları, su arıtma sistemleri gibi suya erişimi sağlayacak kurulumların sağlanması eş zamanlı devam etmesi gerekiyor. Su kaynaklarında su testleri yapmak büyük önem taşıyor. Tedarik zincirini yeniden çalışır hâle getirmek ve insanların ücretsiz olarak içme suyuna erişimini bu yolla sağlamak kısa vadede amaçlananlar arasında olmalı.
Hayata Destek olarak biz, içme suyu ihtiyacı için şişelenmiş su dağıtımları yaparken geçici barınma alanlarına da su depoları kuruyoruz. Çoklu musluk sistemine bağladığımız bu depolar kalabalık alanlarda kullanım suyuna erişimi sağlamak adına işlevsel bir yöntem. Çamaşır, bulaşık, duş, tuvalet için bu sular kullanılıyor. Ancak su depolarına dolum yapılan suyun temizliğini sağlayacak oranda klorlanmış olmasına da dikkat edilmesi gerekiyor. Depoların, dolum sağlanan su tankerlerinin temizliği mutlaka takip edilmesi gereken konular. Belirli bir rutinle depoların ve tankerlerin içinin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Daha da önemlisi suyun kaynağı. Bu konuda Hatay’da biz HATSU ile çalışıyoruz. Su depolarına su tedarik eden tankerlerdeki suların temin edildiği su kaynağındaki testler HATSU tarafından yapılıyor, temiz su kaynakları belirleniyor. Ardından biz de tankerlere yüklenen bu suyun, klor test kitleriyle klor oranını tespit ediyoruz ve olması gereken düzeyde klorlanmış suların su depolarına dağıtımını organize ediyoruz. Tabii bu sürecin iyi takip edilmesi gerekiyor.
Örneğin biz gerekli oranda klorlanmış suların kendi tedarikimiz olan su tankerleriyle bölgedeki su depolarına dolum yapmasını organize ediyoruz. Fakat o bölgeden geçen başka bir tanker, takip ettiğimiz depoya su ekleyebiliyor. Bu nedenle bölgede dolum sağlayan tüm su tankerlerine yüklenen suyun temizliği için koordinasyon çerçevesinde sürece dâhil olmaya çalışıyoruz.
Adıyaman’da da benzer bir süreç işletiyoruz. Bu işi yaparken belediyelerle, yerel yönetimlerle çalışarak bu kurumların temiz olduğunu tespit ettikleri su kaynaklarını kullanmak, hatta ilk test sürecine de destek olmak önceliğimiz.
Su ihtiyacı sonlanmayacak. Özellikle içme suyu ve hijyen için gerekli temiz kullanım suyu iki önemli ihtiyaç olmaya devam edecek. Bu ihtiyaçlar bugün karşılansa da önümüzdeki 15-20 gün içinde yeniden aciliyet kazanması çok olası. Buna göre planlama yapılması lazım. Altyapının yeniden ayağa kaldırılması, içme sularının yeniden tedarik sistemi içinde erişilebilir olması ve kişilerin bu ihtiyaçlarını temin edebileceği geçim kaynaklarına sahip hâle gelmesi, bunlar uzun vadeli çalışmalarla sağlanabilecek hedefler. Önümüzdeki en azından 3-6 aylık süreçte, sahadaki sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin ortak bir çalışma yürütüyor olması lazım.
Unutmayalım; su hakkı temel bir insan hakkıdır, yaşam hakkının bir parçası olarak kabul edebiliriz. Çünkü su, yaşamın temel kaynağı. İçme suyu ve temiz suya erişimde yaşanan/yaşanacak aksaklıklar birçok başka sorunu da beraberinde getirir. Mesela, şu sıra en çok konuşulanlardan biri salgın hastalık riskleri. Henüz bir salgın olarak tanımlayamayız fakat dikkate almamız gerekiyor ki Hatay ve Adıyaman’da uyuz, bit gibi vakalar şimdiden görülmeye başladı. Havaların ısınmasıyla hijyen koşullarının sağlanması için suya ihtiyaç daha da artacak. Bu risklerin hepsi konuya ayrı bir özen gösterilmesini gerektiriyor.
Özetle, yaşamın temel kaynağı olan temiz suya erişim hele de afet durumlarında her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Su krize dönüşmeden bu ihtiyaca cevap veren mekanizmaların koordinasyon içinde işletiliyor olmasını sağlamalıyız.
*Deprem bölgelerinde salgın hastalık riskleri: Neler yapılmalı? dosyamızı da okuyabilirsiniz.