Bant Mag. sunar: Duvarımda asılı Part II

“Bant Mag. sunar: Duvarımda Asılı” sergisine hoş geldiniz! Bu sergiyi hazırlamak için farklı konuklara giderek bizle duvarlarında asılı işlerden bir tanesinin fotoğrafını ve hikâyesini paylaşmalarını istedik. Sanatçılara duvarlarında asılı olan kendi ellerinden çıkma işleri de sorduk tabii… Serginin 18 Nisan Cumartesi saat 19:00’da Bant Mag. Instagram Hikâyelerinde açılan birinci ayağı için buraya tıklayabilirsiniz. 19 Nisan Pazar günü saat 19:00’da açılan Part II ise aşağıda sizi beklemekte…

AHMET KENAN BİLGİÇ’in duvarından

Sanatçı: Gülinler

“Çukurcuma’daki  evime giderken, kenarda uzun ince ahşap bir parça görmüştüm. Eve götürmek üzere aldım. Sizin de, gereksiz, nerede ve nasıl kullanacağına dair hiç fikrinizin olmadığı parçaları eve alıp götürmüşlüğünüz veya satın almışlığınız vardır. Tam da o parça işte. 

Bir ara raf yapayım dedim olmadı; çok ince olduğundan üzerine minicik bir çiçek koyabildim. Kapladığı alana göre çok işlevsizdi. Bir iki ay oradan oraya dolaştı evin içinde (onunla gezen bir de pilates topu vardı). 

31 Mayıs 2013. Gezi hareketi başladı, takip eden hafta kadim dostum Gülinler uğradı, o işlevsiz ahşabı işledi sohbet ederken, arkasına da ‘31 Mayıs’tan itibaren hayatımızda olanlar’ yazdı. 

Tuvalette duruyor, klozetin tam karşısında, evde düzenli şekilde hep baktığım duvarda.” 

ALİ GÜÇLÜ ŞİMŞEK’in duvarından 

Sanatçı: Ayşe Nergis Şimşek (2019)

“Bu resim kardeşim Ayşe’nin Mimar Sinan Üniversitesi bitirme projesi. Resimdeki hocaların karşısına, tam olarak bu kıyafetlerle, bu resimle ve adeta efsane bir trolleme örneğiyle gidiyor. Sanat sanat için mi yoksa hocalar için mi sorusunu akıllara getirerek okulu bitiriyor ya da en azından biz öyle sanıyoruz.”

AYLİN GÜNGÖR’ün duvarından

Sanatçı: AYLİN GÜNGÖR (2007)

“Dünya saçması olan bu fotoğraf Kasa Galeri’deki ‘Like There is No Tomorrow’ sergisi için kocaman basılmıştı ve evde herhangi bir yerde saklayamayacağım için evimizdeki en büyük iş olarak halen asılı durmakta. Baktıkça daha da şaşırıyorum, evi asla toplanmış hissettirmiyor.”

Sanatçı: Bilinmiyor

“Bant’ın ilk zamanlarında o zamanki yayıncımız bu tabloyu ofise hediye almıştı. Uzun yıllar bir depoda durdu ve ofise hiç asılamadı. Yıllar sonra tekrar karşılaştık ve o gün bugündür evde garip bir dolunay izliyorum. Maalesef kime ait olduğunu bilmiyorum.”

BERRAK TÜZÜNATAÇ’ın duvarından

Sanatçı: Sadi Güran

Sanatçı: Seyfi Toray (“Vazoda Manolyalar”, Tuval üzerine yağlı boya)

“Salonun bu köşesini çok seviyorum. İki eseri de aldığım günleri çok seviyorum ve asla unutmam. Küçük illüstrasyon Sadi Güran’ın ve aldığım gün Melikşah’la sergiye gitmiştik, ilk kez Sadi’nin bir sergisini gezmiş ve onunla tanışmıştım. Bina’daydı. Son gününe yetişebildiğim için hemen her şey satılmıştı, ama bu minik üstündeki çift ve aralarında geçen ‘Her şey yolunda mı? – Her şey yolunda’ diyaloğuyla kalbimde taht kurmuş ve üstelik kimselere yar olmayıp beni beklemişti. İkincisi ise çocukluk arkadaşım ve her daim kıymetlim Maya Portakal’ın ve babası, orta okul lise yıllarım ellerinde geçen Raffi Portakal’ın Ergi ailesi koleksiyonu müzayedesinden benim duvarıma geldi. O gün uzun bir aradan sonra bir günü Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde geçirmek ve anılarımıza böyle bir gün daha eklemek benim için unutulmaz ve çok özeldi.”

CAKE MOSQUE’un duvarından

Sanatçı: Selen Özüş

“Bu iş sevgili arkadaşım Selen Özüş’e ait. Tam hatırlamıyorum net tarihini ama 8 yıl olmuştur, 2012 yazının başı gibi hatırlıyorum… Bir gece Selen’in o zamanki atölyesine gitmiştik, Galata’ya. Orada hediye etmişti bana bu güzel çizimi. Sanıyorum Selin’in ilk çizim sergisinden sonraydı zaman aralığı. Selen bana çizimleri gösterip içlerinden birini seçmemi istediğinde, ben direkt bunu seçmiştim. Her ne kadar hüzünlü görünse de ifade ve kalbindeki o eller bana her zaman bir umut ve çıkış noktası olduğunu hatırlatıyor baktığımda. İlk görüldüğünde hüzün dolu olsa da benim için öyle değil. Daha çok bir çıkış yolu ve hep bir umut olduğunu hissediyorum baktığım zaman.”

CAN BONOMO’nun duvarından

“Raid”
Sanatçı: CAN BONOMO

“Pre-corona dönemi yapmıştım bunu. Yaklaşık iki yıldır çıkarmayı düşündüğüm sergiden bir parça. Bu formu çok seviyorum. Bit pazarını andırıyor bana. Herkes farklı bir şeyler bulabilir içinde. Kesinlikle beş para eden şeyler değil. Memnun eden şeyler, düşündüren şeyler, hissettiren şeyler. Bazı insanlar için değersiz, bazı insanlar için paha biçilemez şeyler.”

“Varlık Dergi’nin ilk sayısı. Bu zamana kadar basılmış her sayısını okumam mümkün olmadı ama epey de okumuşumdur sanıyorum. Tanıdığımız, sevdiğimiz şairlerin henüz rüştlerini ıspatlamadıkları toyluk dönemlerinde verdikleri röportajları ve erken şiirleri beni çok etkiliyor. Varlık’a siz de abone olabilir, her ay yeni bölümlerini edindiğiniz gibi eski arşivlerini bilgisayarınızdan karıştırma imkanı bulabilirsiniz.”

CİNS’in duvarından

“Hüzünlü Portre”
Sanatçı: CİNS

Cins: “Bu, karantinadan hemen önce yapmış olduğum bir iş. Şimdiki dönemin geleceği hakkında dedikoduların ve diğer ülkelerdeki gelişmelerin takip edildiği bir döneme ait. İşin ismi “Hüzünlü Portre”. Bu bir otoportre mi, bilmiyorum. Ama görünüş olarak olmasa da hissiyat olarak biraz öyle sanırım. Yine de ufak bir tebessümü ve umudu da var galiba içten içe… O dönem birkaç portre çalışması yaptım. Şu an ise biraz daha soyut formlar üzerinden işler üretiyorum. Sanırım zihnimi boşaltma konusunda biraz daha yardımcı oluyor bana.”

Sanatçı: Bülent Gültek

“Paylaşmış olduğum bu keyifli çalışma sevgili Bülent Gültek’e ait. 2019 yılı sonunda krüw ekibi ile Big Baboli Şarküteri’de yapmış olduğumuz ‘Fearz’ isimli sergiden almıştım. Bülent’in çalışmalarına hep hayranlık duymuşumdur. Temiz çizgileri, neşeli figürleri ve bir o kadar da içinde barındırdığı ufak arızalara rastlamak beni çok eğlendiriyor. Bu çalışma da aslında tam bu noktada klasik bir Bülent Gültek çalışması. Genelde evimize astığımız çalışmaları ara ara değiştirmeye çalışıyoruz, bu çalışmayı da birkaç ay önce çerçeveletip asma fırsatımız oldu. Salonda daha çok vakit geçirdiğim koltuğumun hemen yanında kendisi. Bu eve kapandığımız dönemde ise sıkça kendisiyle iletişim halindeyiz. Resimdeki kalabalık iç mekân hem bizim şu dönem yaşadığımız kapalılık hissini veriyor, hem de aşırı kalabalık olmasıyla da bir tezat oluşturuyor. Bir yandan da hepimizin kendi kendini oyalamak için şekilden şekle girmemizi de anımsatıyor bana. Tabii bu çalışmayı Bülent geçen sene yaptı. Bu dönemle ilgili bir bağı olduğunu sanmıyorum ama insan ister istemez şu anki durumunda bunları düşünmeden edemiyor.”

ESRA DERMANCIOĞLU’nun duvarından

Sanatçı: Cengiz Özer 

“Cengiz Özer’in bir tablosu. Zannedersem 10 yıldır benimle her yere gelmiştir. Benim için aldığım her resim baktığımda hep yeni bir hikâye ile karşılaştığım resimler oluyor. Bu da benim için aynen böyle bir tablo… Siz de bakıp dalıp gittiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız. ❤️” 

ETHEM ONUR BİLGİÇ’in duvarından

“alt-ER”
Sanatçı: ETHEM ONUR BİLGİÇ 

“2017 yılında açılan kişisel sergim ‘Tövbeler Tövbesi’ için yaptığım ‘alt-ER’ isimli çalışmam. Kafa sesimle olan tartışmalarımın bir yansıması.”

Sanatçı: Burak Dak

“Sevgili Burak Dak’ın 2014 yılında kısa canlandırma filmim ‘Salkımsöğüt’ için yaptığı çalışma. Kısa filmi çok iyi yansıtıyor. Kişisel olarak bana hissettirdiği şey birazcık farklı; amaçlar için yılmadan mücadele etme gerekliliği.

GÜLİNLER’in duvarından

Sanatçı: GÜLİNLER

“Bu süreçte çizdim. Kendisi bir virüs savaşçısı.”

“Bir milyoncudan aldığım ve çok sevdiğim…”

GÜNEŞ TERKOL’un duvarından

“Bıçak kemiğe dayandı” (Risografi baskı, 2019)
Sanatçı: GÜNEŞ TERKOL

Güneş Terkol: “Bu işi rüyamdan yola çıkarak yapmıştım. İsyan üzerine bir iş.”

Sanatçı: Nalan Yırtmaç

“Bu iş Nalan Yırtmaç ‘a ait. Hazavuzu provası sırasında çizmiş ve hediye etmişti. 2009 senesi sanırım. Baktıkça mutlu oluyorum. Resimde ben, Güçlü Öztekin ve Emir Özer var.”

KIVILCIM GÜNGÖRÜN’ün duvarından

“zşs”
Sanatçı: KIVILCIM GÜNGÖRÜN

“Yakın geçmiş görüntüleriyle defterime aldığım bir not etrafında dönüyor. Fotoğraflar ve çizimler geçtiğimiz günlerden, kolajı bugün tamamladım.”

Sanatçı: Mosen Binnalee (Self portrait, 2014)

“Gecenin içinde güneş gibi hissederken kafanı allak bullaklaştıran da sensindir ve aksini bilebilen de. İşe her bakışımda içim rahatlıyor, kendime geliyorum. Bu iş bir süredir evinde kalmakta olduğum arkadaşıma 2018 senesinde doğum günü hediyesi olarak Suudi sanatçının kendisinden gelmişti.”

KORHAN FUTACI’nın duvarından 

“Kendini Güzel Sanıyor” (A3 boyutunda)
Sanatçı: Korhan Futacı

“Kâğıt üzerine mürekkep ile yaptığım bu işin adı ‘Kendini Güzel Sanıyor’. Karantina dönemine girmeden bir hafta kadar önce yapmıştım bunu ve bu seriden epey bir iş çıkartmıştım ortaya.”

“Feardom” (Tuval üzerine akrilik, 200×150 cm)
Sanatçı: Seda Gazioğlu

“Sevgilim Seda Gazioğlu’nun ikinci kişisel sergisinde yer alan ve korkunun insan vücudunda yarattığı etkilerin bir haritası olan ‘Feardom’ isimli bu eserin sergide satılmaması için gizli gizli o kadar çok dua ettim ki günün sonunda bize kalan tek resim bu oldu. Biz de salonumuza astık büyük bir zevkle. Özellikle bu karantina döneminde salonda kendime spor için  ayırdığım alanın duvarında asılı olması sebebiyle kendisiyle uzun uzun bakışma fırsatımız da oluyor.”

KÜBRA UZUN’un duvarından

Sanatçı: Gökçen Cabadan (İsimsiz, 2011)

“Gökçen’le, ben Galery Non’un koordinatörüyken tanışmıştım. Sanatçılarımızdan biriydi. Non, Boğazkesen Caddesi’nden Mısır Apartmanı’na, eski Galerist’in olduğu kata taşındı ve bu taşınmadan sonraki ikinci sergiydi sanırım. Gökçen’in solo sergisiydi. O sergi de benim Non’daki son sergim olmuştu. Bu işi çok seviyordum. Tam benim, galerinin girişinde durduğum odanın yan tarafındaydı iş. Göz gözeydik sürekli işle. Ve Kübra sürecinden itibaren de enerjisini çok yakın hissettiğimi söylemiştim Gökçen’e. Gökçen de bana hediye etmişti ‘Madem öyle aşkım, al’ diye.

Gökçen genelde portre çalışıyor ve böyle zaman ve mekân olmuyor işlerinde. Mesela bu kadın nerde? Nereye bakıyor? Ne zaman yaşıyor? Bilmiyoruz bunu. Soyut bir durumu var aslında. Ben Kübra’nın genel olarak halini de çok benzetiyorum portredeki enerjiye. Gökçen’in elinden çıkmış oluşundan ve bu belirsizliğinden, zaman ve mekânsızlığından yola çıkarak çok yükselmiştim işe.”

LARA Dİ LARA’nın duvarından

Sanatçı: Leyla Sakpınar

“Bu resim anneme ait. Leyla Sakpınar. Seneler önce atölyesinden gizlice almıştım. İnsanın ne kadar katmanlı ve değişken bir varlık olduğunu hatırlatıyor bana.”

MELİKŞAH ALTUNTAŞ’ın duvarından

Sanatçı: Aylin Güngör

“2000’li yılların ilk birkaç yazını, sayesinde geçirdiğim Anamur’da Aylin Güngör’le, mutlulukla gezinirken etraftaki her şeyin hepimize farklı şekillerde ilham verdiği doğanın ortasına terkedilmiş bu otobüsü gördük. Paslanmış, eskimiş, işlevsiz hale gelmiş ve ait olmadığı bir yere, doğaya bırakılmış bu otobüs, yıllarca hizmet verdikleri tarafından, yıllarca tahrip etmek zorunda bırakıldığı bir varoluşun ortasına hapsedilmişti. O otobüsü fabrika ayarlarına döndürerek ruhunu özgürleştirmek gelmedi elimizden ama Aylin bu hayranı olduğum fotoğrafı çekti. Yıllar sonra ‘This Magical Depression’ sergisinde karşılaştığımda yine o çaresizlik hissine ortak oldum bu zavallı otobüsün. Şimdilerde bazı akşamüstleri basan anksiyeteli hislerimi, salonumun orta yerinden bana bakıp, dünyanın başka bir yerindeki bir başka sızının varlığını hatırlatarak tedavi ediyor bu fotoğraf.”

MERTCAN MERTBİLEK’in duvarından

Sanatçı: Mertcan Mertbilek

“Palmiyeler EP kapağı, evin içinde sürekli yer değiştiriyor.”

Sanatçı: Yasemin Yasu

“Knossos Sarayı, Yasu’nun en sevdiğim işlerinden bir tanesi.”

MR. HURE’nin duvarından

Sanatçı: Mr. Hure (100×100 cm)

“2020 karantina döneminin başında ürettiğim bir çalışma. Dengenin bozulmayıp, uyum sağladığı dönem.” 

Sanatçı: Leo Lunatic (80×100 cm)

“Evimde asılı olan en sevdiğim iş Leo Lunatic’e ait. 2018 yılında benim atölyemde yaptı. Bu sebepten benim için ayrı bir önemi var. Bana 2000-2005 yıllarındaki sokak serserilerini anımsatıyor. Köşe başı, tedirgin ve polise karşı tetikte olan bir panda… Tablodaki Nokia telefon ve kelebek bıçağı ise bir çok eski anıyı hatırlatıyor…” 

SADIK ARI’nın duvarından

“Amber Rain”
Sanatçı: SADIK ARI

“Son yaptığım işin adı, İngiliz müzik grubu Coil’den ilhamla ‘Amber Rain’. Şu süreçte yarım kalan resimleri tamamlıyorum.”

Sanatçı: Erdal Altıntel

“Evimde asılı olan, baktıkça beni mutlu eden resim, Erdal Altıntel’in 15x15cm’lik ahtapotu. Beni Yeşilçam’ın fantastik dünyasına götürüyor.”

SEZİN AKBAŞOĞULLARI’nın duvarından

Sanatçı: Harun Antakyalı

“Harun Antakyalı’ya ait bu eseri 2010 yılında Kavşak filmi ekibiyle gittiğimiz bir festival zamanı Ankara’da vurulup almıştım. Antakyalı o zamanlar Ankara’da ikamet etmekteydi ve işlerini güzel partilere ev sahipliği yaptığı atölyesinde üretmekteydi. Güven Kıraç’ın arkadaşı da olduğu için böyle bir partiye davet edilmiştik. 150×150 cm boyutlarında olan bu tabloyu görür görmez vuruldum ve oracıkta benim oluverdi… İronik bir yerden aşkla ilgili çok şey çağrıştırıyor bana bu tablo. Komik, eğlenceli, aynı zamanda biraz karanlık buluyorum bu tablonun varlığını. Aldığım ilk tablo olmasının da önemi var manevi değerinde ve ilk tablomun boyutlarının böyle olmasında da bir çıtır görgüsüzlük var tabii kabul ediyorum. Ama işte hedonist bünyeme yakıştırıyorum çok!”

TANER YÜCEL’in duvarından 

Sanatçı: TANER YÜCEL

Kaldırım Destanı gibi efsane bir çizgi roman üreten efsane karakter Masist Gül’ün bir fotoğrafından akrilik ile çizimini yaptım. Bunu dostum Göksu Arı’nın doğum günü için yapmak istemiştim. Gecikmeli olsa da ona verebildim. Şubat 2020 üretimi. Bunu duvarıma asmadım. Ona hediye etmeden önce çektiğim resmi.” 

Sanatçı: Yaprak Kırdök

“Tasarımı ve uygulaması Yaprak Kırdök’e ait bir linol baskı. 2011 yılında icra edilmiş. Bana 2013’te kendisi hediye etmişti. Şimdiye kadar çalıştığım ve yaşadığım bütün home stüdyolarımda duvara asılı veya masamın üzerinde yer aldı. Özellikle gitar kaydı yaparken empati yapmak baya garip hisler veriyor. Renklerin pastelliğini çok seviyorum, görselin “gore” oluşunu çok tatlı ve sevimli hale getiriyor.” 

TARIK TÖRE’nin duvarından

“Genç Müzisyen” (Tuval üzerine karışık teknik, 65×50 cm, 2020)
Sanatçı: TARIK TÖRE

“Geçen aylarda , atölyede malzeme denerken ortaya çıktı. İsmi de basitçe ‘Genç Müzisyen.’”

Sanatçı: Mark Hale

“Mark Hale bu işi bana beş altı yıl önce aynı atölyeyi paylaşırken hediye etmişti. Beni mutlu eden, zıpır bir iş.”

TOLGA KARAÇELİK’in duvarından

Sanatçı: Hale Karaçelik

“Herhalde 2015 yılında hediye etti resmi. Kendisi annemin en sevdiğim resimlerindendir… Baktığımda düşündürdükleri: kıyıda olmak, dengesizlikte denge bulmak.”

TUĞÇE KEP’in duvarından

“bu gölge ikimize dar, sen öte ağacın altına”
Sanatçı: Tuğçe Kep

“Bu fotoğrafı iki bin on yedinin haziran ayında, Urla’da çekmiştim. Tek kişilik gölgesinde huzurla uyuklayan bu adam ve palmiyeliğin hakkını sonuna kadar veren diğer ağaç arkadaş günümü güzelleştirmişti. Bu ara ona bakmayı seviyorum; ayaklarımın altında sıcak kumlar bitiyor.”

“dora” / kumaş üzerine akrilik 
Sanatçı: Ecemnaz Dalmaz

“Bu resim yeni taşındığım evimin duvarına henüz astığım üç şeyden biri. Aynı zamanda çocukluk arkadaşım olan Ecemnaz Dalmaz’ın da en sevdiğim üç işinden biri. İki bin on dokuzdu, kıştı ve koca taş binanın içinde dandik bir ısıtıcının etrafında buluşup ısınmaya çalışıyorduk. Bir yanımda Ecem bunu yaparken her şey üst üste ve alt alta ve durmadan kayboluyordu. Şimdi kötü giden ne varsa provası bu resim eşliğinde yapıldı sanırım. Bu ara ona bakmayı seviyorum; bana yitirilen şeylerin bazen iyi ki yitip gittiğini hatırlatıyor.” 

TUĞÇE ŞENOĞUL’un duvarından

“Çocukluk Travması” (Tuval üzeri akrilik)
Sanatçı: TUĞÇE ŞENOĞUL

“Tatlı, sakin, güneşli bir gün. Tatil, yazlık arkadaşlar, deniz kokusu, palmiye ağaçlarının kesik gölgesi… Arabası altın boyalı Aslan abi dışında her şey çok gerçekti.”

Sanatçı: Mabel Matiz 

“En sevdiğim fotoğrafçılardan Ren Hang’in imza işlerinden biri. Maalesef aramızdan ayrıldığı yıldı. Çok üzülmüştüm. Sevgili dostum Mabel Matiz işleyip hediye etmişti doğum günümde. Değeri tarifsiz bir hediyedir benim için.”