bôa ile zamana, geri dönüşe ve “Duvet”e dair
Röportaj: Melis Tire - Fotoğraf: Rob Blackham
İngiliz alternatif rock grubu bôa, tüm biletleri haftalar öncesinden tükenen iki konser için 18-19 Şubat’ta Zorlu PSM %100 Studio’da olacak. Üçlü, 1998’de yayına başlayan anime serisi Serial Experiments Lain’in açılışında çalarak bir külte dönüşen “Duvet” parçasının, son yıllarda sosyal medyada viral olmasıyla tekrar spot ışıklarını üstüne çekti. Dinlenme istatistiklerinin 100 milyonlarla ölçüldüğü parçanın yarattığı rüzgârla tekrar bir araya gelen bôa, 2024 sonbaharında 13 şarkılık yeni bir albümle çıkageldi.
İlk İstanbul konseri öncesi bağlandığımız grup üyeleri ile yıllara meydan okuyan klasiklerini ve tekrar bir arada olmanın hissettirdiklerini konuştuk.

Whiplash, 20 yıl gibi uzun bir sürenin ardından yayımladığınız ilk albüm. bôa’ya yeniden dönmek, bıraktığınız yerden devam etmek gibi mi hissettirdi? Zaman ve mesafe, yaratıcı yaklaşımınızı nasıl etkiledi?
Gerçekten de bıraktığımız yerden devam ediyormuş gibi hissettik. Aynı kimya ve enerji hâlâ oradaydı, sadece onlarla yeniden bağlantı kurmak meseleydi. Umarız bu süreç kesintisiz bir şekilde devam eder.
Elbette hayatlarımızda birçok şey değişti. Dinlediğimiz müzikler evrim geçirdi ve çok daha fazla harika sanat eserine maruz kaldık; bunlar bizi yeni şekillerde etkiledi ve ilham kaynağı oldu. Tekrar bir araya gelmek ve inanılmaz dinleyiciler için çalmak gerçekten heyecan verici.
Albümde çiğ ve oldukça canlı bir enerji var. Prodüksiyon sürecinde bu doğrudanlığı yakalamak için bilinçli bir çabanız oldu mu?
Bu canlı hissin büyük bir kısmı, kayıt sürecine yaklaşımımızdan kaynaklanıyor. Şarkıların çoğunu yazdıktan sonra doğrudan stüdyoya girdik. Özünde bir sahne grubu olduğumuz için bu enerji albüme de yansıdı. Prodüktörümüz Chris Zane de sesin şekillenmesinde büyük bir rol oynadı. Onun çalışma disiplini, kayıtlardaki bu doğallık ve anlık hissi ortaya çıkarmamıza gerçekten yardımcı oldu.

“Duvet” birçok farklı hayatı ya da döngüsü olan nadir şarkılardan biri. İlk olarak 90’larda yayımlandı, daha sonra dijital ortamda 90’lar estetiğinin yeniden keşfiyle yeni bir dinleyici kitlesi tarafından bulundu ve fenomen hâlini aldı. Şarkıya bugün nasıl bakıyorsunuz? Zamanla sizin için anlamı değişti mi?
Kesinlikle zaman içinde bizim için değişti. “Duvet”, eski günleri, dostlukları ve birlikte inşa ettiğimiz her şeyi hatırlatan güçlü bir nostalji hissi taşıyor. Ama aynı zamanda tamamen yeni bir his veriyor çünkü şimdi onu yepyeni bir nesil için çalıyoruz.
“Duvet” gerçek enstrümanlarla yazılıp kaydedildiği için çalarken her zaman bir doğaçlama ve bağ hissi oluyor. Birbirimizin enerjisinden beslenmek, şarkıyı her seferinde taze ve heyecan verici kılıyor ki bu harika bir şey!
İstanbul’da iki gece sahne alacaksınız. Burada çalmayı en çok heyecan verici kılan şey nedir?
Türk lokumu! Haha! Şaka bir yana, uzun zamandır Türkiye’yi ve özellikle İstanbul’u ziyaret etmek istiyorduk. İnanılmaz güzel ve tarihi bir şehir. Keşfetmek, her şeyi özümsemek, harika yemekler yemek ve muhteşem insanlarla tanışmak için sabırsızlanıyoruz. Ve tabii ki Türkiye’deki dinleyicilerin müthiş olduğunu duyduk! Umarız harika bir konser veririz ve en kısa sürede tekrar gelme şansı yakalarız.